Gülmüyorum tradutor Inglês
355 parallel translation
- Gülmüyorum, baytar.
I'm not laughing, veterinary.
- Ben gülmüyorum ama.
- I'm not laughing.
Bir haftadır doğru düzgün gülmüyorum.
I haven't had a good laugh in a week.
Bak, artık gülmüyorum.
You see, I'm not laughing anymore.
- Gülmüyorum.
- I'm not laughing
- Gülmüyorum.
- I'm not.
Ama ben rüyalarıma gülmüyorum.
But I don't laugh at my dreams.
Ben anlıyorum. Sorun yok sevgilim, sana gülmüyorum.
Oh, I do. lt's all right, darling.
- Gülmüyorum.
- I'm not laughing.
Gülmüyorum.
I'm not laughing.
Çok komik, neden gülmüyorum acaba?
If that's funny, why ain't I laughing?
Sana gülmüyorum.
I'm not laughing at you.
Senin yerine kurşunu yiyecek çocuklu bir kadın sana komik gelebilir. Ama ben hiç gülmüyorum!
It may seem funny for a woman with a kid to stop a bullet for you... only I'm not laughing!
Gördün mü? Gülmüyorum.
You see, I'm not laughing.
Ben gülmüyorum Tim.
I don't laugh, Tim.
- Gülmüyorum, öksürüyorum.
- I'm not laughing. I'm coughing.
- Sana gülmüyorum.
- I'm not laughing at you.
Gülmüyorum!
I didn't say anything!
- Ben gülmüyorum.
- I'm not.
Elbette komik görünüyorsun, fakat bunun için gülmüyorum.
Sure you look funny, but that ain't why I'm laughing.
Gülmüyorum!
I'm not laughing.
- Hayır, gülmüyorum.
I'm not laughing.
Hayır canım ben de gülmüyorum.
No darling, I'm not laughing.
- Gülmüyorum ama...
- Don't laugh. - I'm not, but...
Bende gülmüyorum.
Well, I ain't laughing'neither.
Ben gülmüyorum.
I'm not laughing
Afedersiniz, bayım. Kesinlikle size gülmüyorum ama ama bu, bu kıyafetler.
Excuse me, monsieur, I'm certainly not laughing at you but at this, this costume.
Ben gülmüyorum, Sydney, gerçekten.
I am not laughing, Sydney. Indeed.
Gülmüyorum!
I won't laugh!
- Gülmüyorum ki.
- I'm not smiling.
- Gülmüyorum.
- I ain't laughing'.
- Hayır, gülmüyorum. - Terry Lennox hayatta mı?
I see you're laughing.
Hayır, gülmüyorum.
No, I'm not laughing at you.
- Gülmüyorum.
- No way!
Sana gülmüyorum, sadece bana biraz ağırca geldi de.
I'm not laughing at you, but it's a bit heavy for me.
Ben gülmüyorum, görüyorsunuz ya.
I ain't laughing, you see.
Ben gülmüyorum.
I'm not laughing.
Ama ben gülmüyorum adamım.
But I'm not laughin'.
Sana gülmüyorum, sana bayılıyorum.
I'M LAUGHING WITH YOU.
- Gülmüyorum.
– I'm not laughing!
- Ben gülmüyorum.
- I am not laughing.
- Ben gülmüyorum.
- I'm not laughing.
Öyle gülmüyorum.
I don't do that.
- Gülmüyorum. Sanırım bu benimle tanıştığı zaman annenin attığı aynı çığlıktı.
I think that's the same scream your mother used when she met me.
- Gülmüyorum.
I'm not laughing.
- Eğer bu bir şakaysa, ben gülmüyorum.
- lf it's a joke, I'm not laughing.
- Ben gülmüyorum.
- This isn't funny, Bobby.
Sana gülmüyorum tatlım.
I'm not laughing at you, honey
- Ben gülmüyorum.
Ah, here they are.
Gülmüyorum.
I'm not laughing
Gülmüyorum çünkü gülmekten hoşlanmıyorum.
I do not laugh because I do not feel like laughing.