Gülüşme tradutor Inglês
38 parallel translation
[gülüşme] Ne kadar doğru.
[Laughs] How true.
( Gülüşme )
( Laughs )
- ( Gülüşme )
- ( Laughs )
- Biraz gülüşme oldu.
- There was some laughter.
[Gülüşme]
[Laughter]
[Örtülü gülüşme]
[Muffled laughter]
... [Gülüşme]
- - [Laughter]
[Gülüşme] Ne?
[Laughing] What?
[Gülüşme]
[Cheering]
- [Gülüşme]
- [Snickers]
- [Homurdanır ] - [ Gülüşme]
- [Grunts ] - [ Laughing]
( gülüşme )
( laughter )
( çarpma sesleri ve gülüşme )
( flapping sounds and laughter )
Bu gülüşme sesleri beni ilgilendirmiyor, yoksa ilgilendiriyor mu?
That giggle is none of my business, or is it?
( Gülüşme ve alkış sesleri )
( Cheering and applause )
( konuşma ve gülüşme sesleri )
( Shouting and cheering )
Şey, tarafımdan kusursuzca atılan bir yumurta hatırlıyorum, ve ondan ikna edici olmayan bir "hoops" sesini, ve benim kırmızı balıklarımla kaçan bir kaç çocuğun gülüşme seslerini..
Well, I remember a perfectly tossed egg from me, an unconvincing "whoops" from him, and the sound of laughter as some children ran away with my goldfish-in-a-bag.
Gülüşme bile olmayacak. Anlaşıldı mı?
Not even for laughs. are we clear?
Bunca gülüşme, bunca letafet insanları mutlu eder mi?
All this laughter, all that charm, does it make people happy?
[Gülüşme]
[Chuckles]
( Uzaktan gelen cıvıl cıvıl gülüşme sesleri )
( Laughing and chirping )
( gülüşme )
( Laughing )
- Kızlar... [Gülüşme sesi]
Girls!
Başka gülüşme yok mu?
No more titters?
( gülüşme )
( chuckles )
( gülüşme )
( laughs )
Üzgünüm, yalnızca... Yüz ifadenizi görebilseydiniz... ( gülüşme )
I'm sorry, it's just... if you'd seen your face...
( gülüşme ) :
( laughing ) :
İyi bahşiş bırakıyor. ( gülüşme )
Good tipper. ( chuckles )
Gülüşme mi?
Laughter.
[gülüşme] bu delilik.
[Laughs] That's insane.