English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ H ] / Halıma

Halıma tradutor Inglês

85 parallel translation
Siz benim sihirli halıma atlayın...
Listen, you hop aboard my magic carpet...
Sen uçan halıma bin, yeter, uçalım, gidelim uzaklara.
Just climb aboard my magic carpet, and away we'll go.
Sen uçan halıma bin, yeter, uçalım, gidelim uzaklara.
Just climb aboard my magic carpet and away we'll go.
Muffy... Halıma son kez çiş yaptın.
Muffy, you've taken your last piss on my rug.
Halıma kusmazsan çok memnun olurum.
And I'd appreciate it if you wouldn't throw up on my carpet.
O zaman benim halıma gelip bir bak.
You should take a look at my rug, then.
Halıma ne oldu?
What about my carpet?
Walter, halıma işeyen o Çinliye, gidip bunu fatura edemem...
Walter, the Chinaman who peed on my rug, I can't go give him a bill!
Walter, bu herif benim halıma işedi...
Walter, he peed on my rug!
Karısı, tutmuş tüm kasabaya borçlanmış! Ve, herifler benim halıma işediler?
His wife goes out and owes money all over town, and they pee on my rug?
Benim lanet halıma işediler ya!
Peed on my fucking rug.
Yani, gelip şahsen halıma, işediğinizi mi soruyorsunuz?
You mean, did you personally come and pee on my rug? Hello!
Halıma kan bulaştırmamaya çalış.
Try not to bleed on my carpet.
Zencolarım birbirini yakıyor, halıma düşürdükleri ateşle.
My niggas burning each other up, dropping shit on my rug.
18. yüzyıla ait İran halıma saygı göster.
Respect the 18th century Persian carpet. Whoa!
Halıma çiş yaptı.
He peed on the carpet.
Evet, şey, düşündüm de İran halıma işeyecek kadar cesaretli biri.. ... hakettiği şeyi almalıydı. Stansfield!
Yeah, well, I figure anyone who's got the guts to piss on my Persian carpet has gotta have what it takes, Stansfield!
Evet, halıma işeyen birini de gördüm.
Yeah, and I seen one take a shit on my carpet, too.
- Halıma şunu yapmayı kes hemen!
- Stop doing that in my carpet!
Halıma işeyen şu Çinli adama gidip bir fatura kesemem!
you're out of your element. walter, the chinaman who peed on my rug, i can't go give him a bill.
Walter, adam benim halıma işedi. - Adam Ahbap'ın halısına işemiş.
he peed on the dude's rug.
Karısı gidip tüm kasabaya borçlanıyor ama onlar gelip benim halıma işiyorlar.
his wife goes out and owes money all over town, and they pee onmy rug?
- Lanet olası halıma işediler.
they pee on my fucking rug.
Demek istediğiniz, şahsen gelip halıma işediğiniz mi? Merhaba.
you mean, did you personally come and pee on my rug?
Hayır, dediğim gibi, halıma işeyen Woo'ydu.
no, like i said, woo peed on my rug.
Lütfen halıma kırıntı dökemeyin.
And please don't get crumbs on my carpet.
Bir kaniş halıma işemiş.
A poodle peed on your carpet.
Hepiniz gelip sihirli halıma oturmalısınız.
Come on! You must all sit on my magic carpet.
Halıma işer, ayakkabılarımı yer.
She'll pee on my carpet and chew on my shoes.
Earl, ben de tam Tek Göz William'a, senin yeni halıma işediğini anlatıyordum.
Earl, I was just telling One-Eyed William about the time you peed on my brand-new rug.
- Bir şeyi kanıtlamak için kendi halıma kusmamı?
- Vomit on my own rug to prove a point?
Aman Tanrım! Halıma bunu yapmış olamazsın!
Oh my god, you did not do that on my carpet!
Burada olmanın tek sebebi kirli paspas suyunu halıma dökerek benden intikam almak.
- The point is... - You're only here to get back at me by dumping dirty mop water on my carpet.
Yeni halıma damlatıyor.
It's dripping on my new shag.
- Halıma dikkat edin.
- Watch my carpet.
Bir subay ve hanıma yakışmayan bir hal.
Conduct unbecoming and officer and a lady.
Hal Art'ı sevmiyor anne.
Hal ain't like Art, Ma.
Hal Crane'in dikenli tel çekmeye cesaret edeceği hayatta aklıma gelmezdi.
I never figured Hal Crane would have the nerve to string up barbed wire.
Tuhaf bir halı taşıma şekli.
Odd way to carry a rug.
Hal Discovery'yi yardıma gerek duymadan çalıştırabilirdi. Böylece görevi tek başına tamamlayacağı şekilde programlanmasına karar verildi. Ekibe bir şey olur ya da ölürlerse diye.
Since Hal was capable of operating Discovery unassisted, it was decided that he should be programmed to complete the mission autonomously in case the crew was incapacitated or killed.
Dr. Greenbaum'a operasyon sırasında rehberlik ettikten sonra..... oldukça depresif bir hal alırım. Ve bu durumu tek başıma atlatamam.
Of course, after I guide Dr. Greenbaum through an operation, I get very depressed because I couldn't do it myself.
Sanki altıma uzun bir halı serilmişti.
It's like a long carpet that's just laid out beneath me.
Hal böyle olunca kar deliği yüzey olarak alırsak, zamanda yansıma olarak kend kendimizi görürüz.
And in this case, we'd be staring up at the surface of the event horizon and seeing a time-delayed reflection of ourselves.
- Beyaz halılarıma da kusacak mısın?
- And throw up all over my white carpets?
Annemin halı dokumada onlara yardıma gelemeyeceğini söyle.
Tell them mom can't go help them with carpet weaving.
Jake, halıma tükürmeyi bırak!
It tastes like worms. Jake, stop spitting on my rug.
Yapamam hal, o çok küçük ve yardıma muhtaç...
I can't help it. He's so small, and helpless...
Asker olmak kırmızı halıda yürümek değildir, bayan.
Being a soldier isn`t a walk down the red carpet, ma`am.
Eve dönüş bir bakıma seksi bir hal alıyor ama.
Makes coming home kind of sexy, though.
Burada kocanızı hayatta tutmaya çalışıyoruz hanımefendi, halılarını yıkamıyoruz.
Anything? We're here to keep your husband alive, ma'am. Not steam clean your carpets.
"Evdeki durumum katlanılamaz bir hal aldı..... şu an yaptığım şey pek çok insanın yaygın olarak yaptığı bir şey ; yorucu hayattan uzaklaşıp son günlerimi yalnız başıma huzurlu bir şekilde geçirmek."
My position in the house has become intolerable. What I'm doing now is what people have commonly done leave their worldly life behind to spend their last days in peace and solitude.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]