Heineken tradutor Inglês
140 parallel translation
Ama bir şişe Heineken eşliğinde.
Only we'll do it over a bottle of Heineken's.
- Heineken ne?
- What's Heineken's?
- Evet, Heineken.
- Yeah, Heineken.
Heineken, Michelob ya da Dos Equis.
Heineken, Michelob or Dos Equis.
Heineken, Michelob, Molson's, Beck's, Bud, Coors, Mil
Heineken, Michelob, Molson's, Beck's, Bud, Coors, Miller, Miller Lite,
- Bira. - Heineken.
- Heineken.
Şu Heineken'e bayılıyorum.
Man, I like Heineken!
Sen Heineken'i seviyor musun?
You like Heineken?
- Daha önce Heineken içmedim aslında.
- I never really had Heineken before.
- Daha önce hiç Heineken içmedin mi?
- You never had Heineken before?
Heineken.
Heineken.
- Heineken.
- Heineken.
Heineken mi?
Heineken?
- Tuborg mu, Heineken mi?
- Tuborg, Heineken?
Schlitz, Bud, Pabst, Colt, Carlsberg veya Heineken?
Schlitz, Bud, Pabst, Colt, Carlsberg or Heineken?
Jerry, bana 2 Rum Collins ve 2 Jack Daniel's... 1 tane On The Rocks...
Jerry, I need two rum collins, two Jack Daniels, one on the rocks, and a Heineken.
- Jerry, bana 2 Rum Collins ve... 2 Jack Daniel's... 1 tane On The Rocks...
Jerry, I need two rum collins, two Jack Daniels, one on the rocks, and a Heineken.
- Bira.
- Heineken.
İki bira.
Two Heineken.
Buna Bak, iyi malzemeden yapıldın.
I'VE GOT TEN CASES OF HEINEKEN HERE.
Benim, burada HEINEKEN'de on olayım var.
NO, I'M ALL SET. THANKS.
Einstein, Magellan, Heineken.
Einstein, Magellan, Heineken.
- Sana bir Heineken alayım.
- Let me buy you a Heineken.
- Gidip bira içelim.
- Let's go out and have a Heineken.
- Size de aynısını mı getireyim?
- Yeah. - You guys got Heineken's?
- Heineken?
'- heineken? ' - No.
Bir dahaki sefere benim için bir Heineken alıver.
Next time they come by, grab me a Heineken.
- Leffe mi, Heineken mi, Kronenbourg mu?
Leffe, Heineken, Kronenbourg?
50 dolar ve bir kasa Heineken'e üç güzel bayan Penny Lane ve ünlü grup yardımcıları dahil. New York'tan önce turneden ayrılmak zorundalar.
For 50 bucks and a case of Heineken I'll throw in three ladies including Miss Penny Lane and the famous Band Aids who have to leave the tour before New York.
- 50 $ ve bir kasa Heineken borçluyuz.
- We owe you $ 50 and a case of Heineken.
Sen git biranı iç ve çeneni de kapa.
Why don't you go back to your Heineken and shut the fuck up, okay?
- Bir Heineken daha lütfen.
- Can I get another Heineken?
Bira alabilir miyim?
Oh, can I get a Heineken?
Bira için barda buluşuruz, çocuklar.
Fellas, I'll meet you at the 1 9th hole for a Heineken.
Matthew yalnız gelir... tam senin oturduğun yerde oturur ve kendine bir Heineken ısmarlar.
That's when Matthew shepardcomes in alone. He comes in and... He actually sits right whereyou're sitting right now.
Barmen... bir Heineken?
Beer man... Heineken?
- Bana bir Heineken, fıçı olsun.
I'LL HAVE A HEINEKEN ON TAP,
- Üç tane Heineken.
- Three Heinekens.
- "Heineken" var mı?
- You have "Heineken"?
Sana Heineken veriyorum ve fazlan için para almıyorum.
I'll give you Heineken, and I won't charge you extra.
Bir bira daha iç dedi ve suratıma kapattı.
HE TOLD ME TO HAVE ANOTHER HEINEKEN, AND HE HUNG UP ON ME.
Oh, bilirsin, Heineken Ünlü Sıkıştırma Çarpma Turnuvası.
Oh, you know, the Heineken Celebrity Slammin'Jammin'Tournament.
Heineken heyecanlı.
Heineken is thrilled.
Ama buzdolabından birkaç makara 35 mm film, bir kavanoz kapari ve bir paket 5'li bira çıktı.
There's no film in any of them, but we found a bunch of roles of 35mm in his fridge. Along with a jar of capers, and a 5-pack of heineken.
Heineken'in oraya doğru!
By the Heineken! You're open!
Heineken Amsterdam bunu seviyorum.
Heineken Amsterdam is gonna love it.
Bir Heineken daha.
Could I get another Heineken?
Bir Heineken ver.
Hey, give me a Heineken.
Heineken memnundu ama biraz kafası karışıktı.
Heineken was pleased but confused.
Sana Matt hakkında ne anlatabilirim?
Orders himselfa Heineken. So, what can I tell youabout Matt?
Heineken?
- Thanks.