Highlights tradutor Inglês
472 parallel translation
Dikkat çekici kısımlardan ibaret.
It's all highlights.
Şerifin insan avından notlar.
Highlights on Sheriff Hartwell's manhunt.
Hanımefendiler ve beyefendiler, sizler John Dillinger'in suç geçmişinin sadece önemli noktalarından bir bölüm izlediniz.
Ladies and gentlemen, you have just seen some of the highlights during the span of John Dillinger's life of crime.
Röfleler, doğal meç.
Just highlights, natural streaks
Bella, önemli anları kesip topladın mı?
Bella, you have the new highlights reel cut together?
Papaz Efendi, sen de ağzından çıkan önemli şeyleri söyle bana.
Chaplain, give me the highlights of what she's saying.
İkizler Ay ile yükseldiğinde, nekrofili parlayacaktır.
Cancer with the Moon on ascendant highlights necrophilia.
Aslında, Günün Maçı değil bu akşamki romantik filmimizin heyecanlı anları.
It's not, in fact, Match of the Day it is, in fact, edited highlights of tonight's romantic movie.
Maçtan bazı görüntüleri veriyoruz.
We bring you edited highlights of the match.
Bu akşam Günün Maçı'nda, günün iki maçının önemli anlarını izleyebilirsiniz.
You can see highlights of two of this afternoon's big games :
Yani demek istediğim... şöyle bir alev rengi yapsak mesela.
I mean, like, well... like flame with ash highlights.
Lahey'e muzaffer bir biçimde dönüşü... kurtuluşun bu ilk haftalarını vurguluyor.
Her triumphant return to The Hague... highlights these first weeks of liberation.
Öğle haberlerinde size Seçim Günü özetlerini vereceğiz, ve elbette saat 17 : 00'den başlayarak seçim sonuçları tamamlanıncaya değin oylama sonuçlarını sunacağız.
We'll be bringing you Election Day highlights on the noon news, and of course starting at 5 : 00 p.m., we'll stay with the voting results until the final tabulations are made.
Çift katı ya da hiç?
Double or nothing on the highlights?
... Hamlet'i ile onurlandırılacaksınız.
... "Highlights from Hamlet."
... hepimiz "Othello'dan İnciler" oluruz.
... we'll all be doing "Highlights from Othello."
... bizi çok onurlandırır.
... is he would love to do his famous "Highlights from Hamlet."
Seçmeler mi?
Highlights?
Sadece olayları tatlım.
FACE : Just the highlights, honey.
En önemli anlarımdan biriydi bu.
That was one of my highlights.
Belki bir ara size önemli yerlerden bazılarını gösterebilirim.
Perhaps I could show you some of the highlights sometime.
Nixon özetini saat 16'ya kadar yayınlama sözü verdik.
We promised our listening audience Nixon highlights by 4 p.m.
Bunlar Peter Swan filmlerinin sadece birkaç örneği.
Those are just some of the highlights of Peter Swan's films.
Neon ışıkları saçlarımdaki meçi kötü gösteriyor.
No, no, the severity of the neon will ruin the highlights in my hair.
Resimlerimi ortaya çıkarıyor.
Highlights my new artwork.
Menü bahsinden başka ne için çağırdınız beni?
What did youcall me in for besides the highlights of the menu?
- Röfle yapayım mı?
Shall I do highlights?
Göz hatların dengesiz.
The highlights of your eyes are completely unbalanced.
Cheng, o gece "Şakayık Köşkü" nden bölümler sergiledi.
Cheng performed highlights from "Peony Pavilion" that night.
Şimdi benimle gelirseniz, size bir filmle burada Chess'de yaptığımız hârikâ şeyleri gösterelim.
Now, if you'll Come with me, I'd like to show you a film... that highlights some of the exciting things we're doing here at Chess.
Kızı Mariel'in evlenmesine çok sevinmişti ve Sydney'deki düğüne katılmak hayatındaki en önemli olaylardan biriydi.
She was very happy about her daughter Mariel's marriage, and attending the wedding in Sydney was one of the highlights of her life. [Thunder Rumbling]
Babam gibiyim. Ama onun sarışını.
I'm kind of like Dad with blond highlights.
Bu gece saat 8'de çöp toplayıcısının gelişi ve Marge Simpson'un kediyi dışarı bırakmasını da içeren nöbetimizi açmayı unutmayın.
Remember to tune in tonight at 8 : 00 for highlights of today's vigil including when the garbage man came and when Marge Simpson put the cat out.
Aramıza geç katıldıysanız işte şimdiye kadar olup bitenlerden özetler.
So if you're joining us late here's some highlights from what's happened so far.
Şimdi, sıkı tutunun havacılık tarihinin en heyecanlı anlarına tanık olacağız.
And now, hold on tight... as we blast through the thrilling highlights of aviation history!
Tek bildiğim Vietnam'da bir kahraman olduğun detayları televizyonda gördüm.
All I know is you were big in Vietnam. I saw the highlights on television.
Televizyon mu izliyorsun?
- Check out the highlights.
Hiç bir şey! Sadece bilimsel araştırma. Ama "sarışın" tanımlaması hiç hoş görünmüyor.
Her hair is more like honey with flaxen highlights and just a whisper of gold dancing playfully about the halo that surrounds her.
Siyah kaplamalar, gümüş vurgular.
Black finish... silver highlights.
Peki ala, eğer ilgilenirsen, sana bir kaç astronomik olay gösterebilirim.
Well, if you're interested, I could point out a few astronomical highlights.
Saçınızın röflesi
We're the highlights in your hairdo
Biliyorum ama bu bir değişim. Bu senin tatlı ve duyarlı yanını belli ediyor.
I know it's a change, but it highlights your sweet, sensitive side.
En önemlileri bunlardı.
Those were the highlights.
Önemli olanları.
Highlights.
Maçın özetini veriyorlar.
They got the game highlights on.
- Kumral bölgeleri olan kestane rengi.
- lt's chestnut with auburn highlights.
Bunu bana bu sabah faksladı.
He faxed me this this morning. I'lljustgive you the highlights.
- Evet, bak, eminim binlerce budala ve C-bardaklar vardır şu an konuşmak isteyeceğin ama sen benim
- Yeah, look, I'm sure there are a thousand dimwits with highlights and C-cups that you'd rather be talking to but you're the only person
Joey, sadece gölge yaptırdım.
Joey, I just do highlights.
Bayan gölge geldiğinden beri benimle iki çift laf etmedin!
Ever since Miss Highlights showed up, you haven't said one word to me!
İyi akşamlar Önümüzdeki seçimde Norveç'e oy vermenizi istememiz tuhaf gelebilir Ama avantajları düşünün
Highlights of that broadcast will be discussed later by Lord George-Brown, ex-foreign secretary Mr. Sven Olafson, the ex-Norwegian minister of finance Sir Charles Ollendorff, ex-chairman of the Norwegian Trades Council Mr. Hamish McLavell, the mayor of Wick the nearest large town to Norway Mrs. Betty Norday, whose name sounds remarkably like Norway Mr. Brian Waynor, whose name is an anagram of Norway Mr. and Mrs. Ford, whose name sounds like fjord of which there are a lot in Norway Ron and Christine Boslow...