Home tradutor Inglês
215,503 parallel translation
Endişelenme, Apollo 13'ü tek parça halinde eve döndüreceğiz.
- Don't worry, we're gonna get "Apollo 13" home in one piece.
Apollo 13 evine dönüyor.
"Apollo 13" is headed home.
Mürettebatımızın eve dönebilme şansı sonsuz küçüklükte diyorum.
- I'm saying that our crew has an infinitesimal chance of ever returning home.
Sizi öldürüp eve dönüş şansımı yok etmem.
I'm not gonna kill my ride home.
- Eve dönebildiler.
- They made it home.
Henry'ye eve dönemeyeceğini söylemeseydim... Yine de bizi kurtarmak için kendini gemiden atardı.
If I hadn't of told Henry that he shouldn't return home- he would've still thrown himself off of the ship to save us.
Eve döndüğüm zamandan itibarenki Zambesi kayıtlarını göstermeni istiyorum.
- I need you to show me the historical record on zambesi, starting with my return home.
21. yüzyıldan bir radyoyu 22. yüzyıldan bir zaman gemisiyle iletişime geçirmek kolay bir şey değil.
Star City is my home. I will never stop fighting. Sure you will.
Bir yabancı evime gelip eşyalarımı karıştırmak isterse, kim olduğunu öğrenme hakkım var mı?
If a stranger comes into my home and wants to go through my stuff, what right do I have to know who they are?
Eve dönmek için sabırsızlanıyorum.
Can't wait to get home.
Tek istediğimiz Felicia Pope'u bulup eve götürmek.
Our only mission is finding Felicia Pope and bringing her home.
Eve dönme zamanı.
Time to go home.
Evimizde her kaldığında beni mi izliyordun?
So every time you stayed with us in our home, you were spying on me?
Sana sadece şans lazım, bana kiminle konuşacağımı söyle ve sonra da oğlumuzu eve getir Jack.
You just need some Lady Luck, so you tell me who to speak to, and then, Jack, bring our boy home.
Eve kadar gelmen gerekmiyordu.
You didn't have to come all the way home.
Üniversiteli iki kızım da eve döndü.
Oh, both my college girls are home.
Ailem için, arkadaşlarım için, hayatım için,... işim için, müthiş ekibim için ve eve sağ salim dönebildiğimiz için şükürler olsun Tanrım.
Thank you, Lord, for my family, for my friends, and for my life, my job, and my amazing team, and for getting us home safe.
Derslerime girip hemen eve dönüyordum. Saklanıyordum.
Go to class, come home, and I hid.
Vakti geldi.
Going home? Yep. About that time.
Reid'in evinde acil bir tesisat sorunu varmış.
Reid apparently has a plumbing emergency at home.
- Uzun lafın kısası, Spence annesini Houston'daki çalışmadan alıp evine getirmiş.
Short version... Spence took his mom out of the clinical study study in Houston early and brought her home with him.
Evinize erişimi olan yeni biri var mı?
Has anyone new had access to your home?
Eve dönmek istiyorum.
I want to go back home.
- Burası ev zaten.
- This is home.
2015 Nisan'ının çok da iyi olmayan bir sabahında St. Petersburg'da bir obruk oluşmuş ve Fred ve Marnie Jarvis'in evini kendileriyle birlikte yutmuş.
Turns out, one not-so-fine morning, April 2015, a sinkhole opened up in St. Petersburg, swallowing the humble home of Fred and Marnie Jarvis, with them in it.
Sence Spence annesini eve getirerek hata mı ediyor?
Do you think Spence is making a mistake bringing his mom home?
Bakıcısı her şeyin normal olduğunu söyledi.
The home nurse he hired said all is stable.
Evdeki tüplere ne olduğunu hatırlıyorum.
I remember what happened to the vials at home.
Bizi de bıraktığınız için teşekkürler.
Thanks for the ride home.
Olay yerindeki izler ve deliller laboratuvarımıza gönderilmiş.
Prints and samples from the crime scene came back to our home lab.
Uber'le dönüyorum ben.
I'm gonna Uber home.
Şimdiki şirketinin yüzde on hissesi karşılığında, havuza girme izni kazanacaksın, buzdolabında daha fazla yerin olacak, ve evimde yaşayabileceksin, hem de...
For a 10 percent stake in your current venture, you will receive full pool privileges, more room in the crisper, and you may live in my home for...
Alfred'in kalmamı istediği yere, Coccham'a eve gidiyorum!
I'm going home to Coccham, where Alfred has asked me to remain!
Yani Winchester'a değil de Coccham'a eve gitmemizin asıl sebebi nedir?
So, what is the real reason we're travelling home to Coccham and not to Winchester?
Yakında eve gidiyor olursunuz.
You will soon be coming home.
Seninle dışarısı arasında çok şey var ve pek tabii evde de kalabilirsin.
Too much between you and the outside and you might as well stay home.
Bir şekilde yolumu ev bulmak gerekecek.
I'll have to find my way home somehow.
TARDIS yolculuklar kolay dönmek eve götürür.
The TARDIS will take you home, return journeys are easy.
Doğru, biz eve geri dönmek zorundadır?
Right, shall we go back home?
Sana Mars'tan Eve nasıl unutmak olabilir düşünüyorum.
I think you may be forgetting how we got home from Mars.
Bıraktığın için teşekkür ederim.
♪ You're so easy on the eyes ♪ Thanks for driving me home.
Komşunuzun evinde cinayet olayı yaşandı ama baya sakin görünüyorsunuz.
There was a murder incident in your neighbor's home, but you seem quite calm.
O gece... Evde biri vardı.
That night, someone was at home.
Başkanım, eve mi gidiyorsunuz?
President, are you heading home?
Eve mi geçiyorsun?
Are you on your way home?
Birlikte gidelim.
Let's go home together.
- Hoş geldin.
- You're home.
- Dikkatli git.
Get home safely.
Eun Soo evde seni bekliyor.
Hurry. Eun Soo's waiting for you at home.
Mükemmeldi. Evde kaldım.
Stayed home, ordered pizza, and watched star wars.
Sana aptalca gelecek ama onun hoşuna gidiyor.
I know you feel silly, but he loves it. I want him to grow up in a home where it's okay to be silly.