Ilk başlarda tradutor Inglês
598 parallel translation
ilk başlarda sadece seninle görev anlayışı içinde ilgilendim.
I did interest myself in you at first only dutifully.
Herkes ilk başlarda acemidir.
So was everybody once
Babası ilk başlarda sakin ve nazikti.
Her father was calm and gentle at first
Ben de ilk başlarda bunu düşünmeye katlanamıyordum.
I can't believe it myself half the time.
Biliyorum ilk başlarda zordur... ama hepimizin paraya ihtiyacı olur.
I know it's hard at first, but who doesn't need money now and then?
- Bu doğru, ilk başlarda bu meseleye, bulaşmama'nı istedim.
It's true, I didn't want you to get involved.
Ama ilk başlarda oldukça zordu, şimdi... onlar... biraz daha hoşgörülü olmaya başladılar.
But at first it was very rough. Now they, you know, they're beginning to mellow about it.
"... ilk başlarda bu ender ve eşsiz yazıtın anlamının farkında olmadım. "
" I was at first unaware of the meaning of this rare and unique text.
Hatırlarsan, kadınlar ilk başlarda gevşek davranıyordu.
If you recall, the women seemed listless at first.
Doğrusu Walsh, ilk başlarda senden bir bok olmaz diye düşünüyordum.
You know Walsh in the beginning I didn't think you were gonna amount to a damn.
Hayır, bu yüzden ilk başlarda çok korkunçtu.
No, that's why it was so terrible at first.
İnsan da ilk başlarda babun gibi bozkırda yaşayan bir primattı.
Originally, man was just another savanna-living primate like the baboon.
Ama ilk başlarda, birinden delice hoşlanıyordum.
But at first, I'm crazy for one.
ilk başlarda... senin bu yaptığına saygı duyuyordum.
In the beginning... I used to respect you for doing this.
Herif ilk başlarda Fidel'in kodamanlarından biriymiş.
This guy was one of the top dogs for Fidel in the early days.
Barclay için ilk başlarda zor olmuş olmalı, NCO, rütbesinin yükselmesi, alayın başçavuşunun kızı ile evlenmek?
It must have been difficult for the Barclays at first, NCO, promoted from the ranks, married to a regimental Sergeant Major's daughter?
Tekrarlıyorum, ilk başlarda imha gettoda olmadı.
Only with the evacuations. Otherwise, in the ghetto, we would have... Evacuations?
İlk başlarda sığınağım olarak sana tutunduğumda çok rahattım.
Initially, I felt comfortable to cling onto you as my defensive shield.
İlk başlarda... bana yazmasını ya da dönmesini beklediğim zamanlarda daha kötüydüm.
It was worse in the beginning when I was always expecting him to write or even to come back.
İlk başlarda bir tanesi bile çok fazlayken, bir alıştın mıydı yüzlercesi bile yetmez.
One. One's too many, and a hundred's not enough.
İlk başlarda tüm hastalarım beni bir baş belası olarak görürler.
My patients invariably regard me as a wretched nuisance during our first talks.
İlk başlarda bu doğruydu ama bu günden sonra öyle olmayacak.
That was true once, but not after today.
İlk başlarda 36 kişi olduğumuzu hatırlıyor musun?
You remember there were 36 of us at first?
İlk başlarda hakkınızda yanlış düşündük.
In the beginning, we had a wrong impression of you.
İlk başlarda... üstüme bahis oynayıp karşılığında yiyecek içecek alırdı.
When we were first getting started... he used to stake me to, you know, the chow and clothes...
İlk başlarda bende bunu düşündüm, ama artık bu işin içinden çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyorum.
I thought so at first, but now I'm trying to find a way to get out of it.
İlk başlarda evlilik yalnızca akıllı plânın bir parçasıydı.
At first, the marriage was only part of a clever plan.
İlk başlarda Larry ile birlikte masallardaki gibi bir yaşam sürdük.
For a while, Larry and I led an idyllic life.
İlk başlarda suyun tadı ve dalgaların şiddeti yüzünden homurdanmaya başladı.
At first she was put off by the growl and rush of the waves and the taste of the water.
İlk başlarda nefes darlığı çekebilirsin. Çünkü cildin nefes alamayacak.
You may feel short of breath at first, because your skin won't be able to breathe.
İlk başlarda Nanterre beni sıkıyordu çünkü üniversite gecekonduların ortasına kurulmuştu.
At first Nanterre bored me, because it was surrounded by slums.
İlk başlarda biraz kilo vermek, çok normal.
It's perfectly normal to lose a little at first.
İlk başlarda pek aldırmamış, sadece bir müddet sonra, birkaç gardiyan yüksek sesle bağırdıklarından korkmuş.
He doesn't care, you know. And there's only one time that where the first time he felt afraid in the whole thing, was a couple of I guess guards, or something, they started talking very loud.
İlk başlarda, kalanlar olarak birbirimize yardım etmeyi denedik.
In the beginning we tried to help one another, those that were left.
İlk başlarda zordu ama şimdi daha kolay.
It was hard at first, but now it's easier.
İlk başlarda, eskort gemileri konvoylara Atlantik'in her iki yakasından 555 km. uzağa dek eşlik edebiliyordu.
In the first times, the convoys alone were escorted up to 300 miles of each Atlantic coast.
İlk başlarda otelde kalıyordu ama sonra kimseyle konuşmamaya başladı.
She came here a few weeks ago... The first days she slept in the hotel. She never talked to anybody...
İlk başlarda bir haftalık, gelip geçici bir şey sanmıştım.
I thought it was a transient thing, blow over in a week.
İlk başlarda sadece Mona'ydı.
Madam Claude fixed her teeth even if they were pristine.
İlk başlarda akışkanken kısa sürede yapışkan bir yumruya döner ve yarayı iyileştirmenin yanında böcek tuzağı işlevini de görür.
When it first flows, it's runny, but it soon forms a sticky lump which not only covers the wound but incidentally acts as an insect trap.
İlk başlarda komik olduğunu düşünüyordum.
I used to think it was funny at first.
İlk başlarda onu fark etmemiştim ama silah seslerini duymamızdan hemen önce şemsiyesini açmıştı.
I didn't notice him in the first place... but he opened his umbrella a blink of an eye before the shootings.
İlk başlarda pekçok kişi evrimin doğal seçimle yürümesi düşüncesine karşı çıktı.
Many people were scandalized by the ideas of evolution and natural selection.
İlk başlarda gayri ihtiyari, ellerim, göğsümde eğer kadın göğüsü olsaydı nasıl duracağını tasarlıyordu.
At first, only mechanically... my hands formed female breasts on my chest... as if they had been grafted there.
İlk başlarda bu öyküler hayal ürünü gibiydi ve içlerini sağdan soldan derlediğim imgelerle dolduruyordum.
From the very beginning these stories were like fantasies, and I filled them with images I gathered from all over the place.
İlk başlarda yol bulmak zordur.
It's tough getting around here at first.
İlk başlarda.
In the beginning.
İlk başlarda.
At first.
İlk başlarda Valerie onun dilsiz olduğunu düşünmüştü.
In fact, I remember that during the first months... Valerie began to think that he was dumb.
Çoğu insan ilk başlarda danışmanı korkutucu bulur.
And please stay off the comm panels.
İlk başlarda kötülüğün ne olduğunu bilmiyordum.
At first I didn't know what evil was.