Included tradutor Inglês
2,207 parallel translation
Bir dostunuzdan hediye, bahşiş de dâhil.
It's a gift from a friend, tip included.
Her taşın altını arayacak her köşeye bakacaklardır. Ta ki biri senin hakkında bir şey yumurtlayana dek sen ve seninle ilişkili herkes hakkında burada bulunanlar da dahil.
I mean, they will turn over every rock hither, thither and yon until someone spills the beans on you and anyone associated with you present company included.
Yazarlar kulübü toplantısı haricinde, bir önceki rapordan bu yana yeni bir şey olmamıştır, kısa notlar dahildir.
Nothing new has happened since the previous report except a PEN-CLUB meeting, whose steno record is included.
Bu sembolü, bugün yapacağı şeylerden birinin yanına koydu.
He included that symbol as something his side is gonna do today.
Her ay faturalar hakkında yapıIan konuşmalara dahilsin.
You are included in these monthly conversations about bills.
Ancak 2006 dan itibaren insan figürlerinin de olduğunu biliyoruz ve geçen yıl kazdığımız F bölgesinde yine bir insan figürü ortaya çıktı.
But since 2006 we know there although can be included humans and now in the enclosure F which we excavated last year, again a human appeared.
Sadece dâhil olmak istiyordur.
She really just wants to be included.
Onu korumak için her şeyden vazgeçiyor. Ne yazık ki bunun içinde bende varım.
She was willing to give up everything to protect it which, unfortunately, included me.
Karanlıkta korunuyordun ama dahil edilmiyordun.
You're in the dark... Protected but not included.
Ben de dahil bazılarımızsa ormana sığınıp, kaçtık.
Some, myself included, slipped into a forest and escaped.
Olaylardan haberinizin olmadığını kayıt altına aldık.
We haven't included her name in the.. .. fir ( First Information Report ). You won't have any more trouble.
Sınırın güneyinde veya başka bir yerde ödeme işi, iş yapmanın getirisidir. Bu ülke de dâhil.
Payoff money is the cost of doing business south of the border or anywhere else, for that matter, this country included.
Kiralanan silahlarla birlikte verilir.
Ammo's included with the rentals.
Burası için çok abartılı bir istek. Burada öyle öküzlerle muhatap oluyorum ki. Yanımdakiler de kesinlikle onlara dahil.
That's a tall order in this place, the pricks I gotta deal with, present company most definitely included.
Princeton bursumun bir parçası da dilbilimi bölümü için çalışmaktı.
Part of my Princeton scholarship included work for the linguistics department.
Çalışanlarıma aralarına dahil olmayı hak etmeyen kızgın ve eğlenceli olmayan bir kadın olmadığımı kanıtlamalıyım.
I have to prove to my co-workers that I am not some angry, un-fun woman who doesn't deserve to be included.
Ve söyleyeyim, mesajlarımın çoğunda kızgın smileyler vardı. Ama, aslında şimdi onunla konuşmaya çalışmak için Blair'in yanına gitmeyi düşünüyordum.
And, granted, most of them included angry emoticons, but, uh, I was actually thinking of going over to Blair's now to try to talk to her.
Seni aramıza aldığıma pişman etme beni.
Don't make me sorry I ever included you in the first place.
Tüm ekibi, ailedekiler dahil...
His whole crew, families included.
Aslında kılavuzda sınıf içinde davetiye dağıtmazsan herkesin dahil edilmek zorunda olmadığı belirtiliyor.
The handbook actually states that if you don't pass out invitations in class, then not everyone has to be included.
- Sonra kullanılmayan her şey için bu kelimeyi kullanmışlar.
Eventually, it included any discarded item.
Hayır, benim servisim iki katına mal olur.
No. My services included, it'll cost you double.
Cidden, kızlar kimseyi tanımıyor olacak kendisini yabancı hissetmemesi için yardımcı olursunuz değil mi?
But seriously guys, he's not gonna know anybody there, so can you just do your best to make him feel included?
1944'te, ordu Inostranka'yı mahkumlara yer olarak yaptı mahkumları hızlıca ve kalıcı olacak şekilde etkisiz hale getirecek bir son da düşünmüşler.
In 1944, when the army built Inostranka to house the prisoners, they included a last resort safety feature to neutralize the detainees quickly and permanently.
Holloway de dahil.
Holloway included.
Bugün tanıştığım bazı insanlar bile.
Some people I met today. Could also be included.
Evet, çünkü akşam ben, dondurma hem de çırılçıplak
Yeah,'cause last night included me with ice cream... Naked.
Tanıkların içinde Oh Eun-ah- -
Witnesses included Oh Eun-ah...
Düşünmeye başladığımızda teorimizin içinde henüz bir şeylerin eksik olduğu fikri aklımıza geldi, karanlık enerji.
So, we began to think about something that wasn't yet included in the theory, which was the idea of dark energy.
Tüm evlat edinme işlemleri tamamen yasal. Katherine MacMillan'ın evlatlığı da dâhil.
All his adoptions look perfectly legit, Catherine Mcmillan's included.
Hepimiz oradaydık, Mike de dahil.
We've all been there... Mike included.
Hepsi ücrete dahil.
All included with the price.
Burayı ziyaret edip edemeyeceklerini pakete dahil edilip edilmeyeceğini soruyorlar.
Our clients ask about it They want to know if a visit can be included in the'package
Bana, planına pembe balonların ve krepon kağıdının * da dahil olduğunu söylememişti.
He didn't tell me his plan included pink balloons. And crepe paper.
Ücretin içindedir diye düşünmüştüm.
I thought maybe it was included.
Bir bakalım. Bahşiş dâhil 840 dolar.
Let's see... $ 840, gratuity included.
Çivi neden kolay görevler arasında?
Why is the nail included as an easy challenge?
Sanırım Henri'nin adı da mirasta geçiyor.
I believe Henry was included in the will.
Buradaki misafir de dahil, kimse beni tasvip etmiyor.
Everyone disapproves of me, Present company included.
Tüm soygunlarda ele geçirilen parçalardan en az birisi 17. yüzyılda batan gemi Almiranta'dan.
All the thefts included at least one piece from a 17th-century shipwreck, the Almiranta.
Önemi var mı bilmiyorum ama, ben de dahil, sizinle hiçbir şey paylaşmamamız gerektiğini düşünenler var.
For what it's worth, there are some, myself included, who think we should share nothing with you.
Burslarımız tehlikede, seninki de dâhil!
Scholarships are on the line- - yours included!
Kimse sebepsiz yere dinlenmez, bir yargıcın da izni gerek.
Nobody is monitored without a reason, and a judge would be included.
Pahalı av partileri de yapıldığı doğru mu?
Is it true that expensive hunting trips were included?
Am göt ne varsa dağıtacaktım. Kız mız ayırmadan. Sonra bisikletli bir eleman ortaya çıktı ve bana yardım etti.
I was just about to kick three kinds of shit out of them, girls included, and this fella swoops in on his BMX, all dramatic like, and gives me a backie.
Pansiyonun otelden daha ucuz olması bir kenara çamaşırlarınızın yıkanması ve 3 öğün yemekler de fiyata dahildir.
Not only does the boarding house cost less than a hotel, but at Auntyji's, your laundry will be done and all your meals are included.
Belki bu insanları oradan güvenli bir biçimde çıkartabilirim. Graham da dahil.
So maybe I can get these people out safe, Graham included.
Peki, Paul. Ben, başkaları ve NASA sana göre farklı düşünüyor olabiliriz ama herkes istediğini düşünmekte özgürdür.
Well, Paul, someone else and myself included and NASA, we might have a different opinion to you, and everyone is entitled by law to have an opinion.
Bu arada, dün de bugün de dans vardı.
Also, yesterday and today included dancing.
Beni dahil etmenin anlamı büyük.
It means everything that you included me.
Tamam!
contract seal included.