Informer tradutor Inglês
424 parallel translation
Beni muhbi... muhbir yapmana izin vermeyeceğim!
I won't let you rec... recruit me as informer!
Gammaz mı?
An informer?
- Kimmiş gammaz?
- Who's an informer?
Bir gammazın işi olduğu aşikâr.
'Tis easy to see it was the work of an informer.
Kesin. Kesin bir gammazın parmağı var.
'Tis surely.'Tis the work of an informer.
Bu iş bir gammazın işine benziyor.
This looks like the job of an informer.
O gammazı yakalamamız lâzım, anladın mı?
We have to get that informer, understand?
Kesin olan bir şey var ; o da bu gammazı yok etmeliyiz.
One thing is certain, we must destroy this informer.
Sen de biliyorsun ki, bir gammaz olduğunu düşünüyoruz.
There must have been an informer. You know that.
Şu gammazı bulmak zorundayız.
I have to find that informer.
Boş yere yemin etmek bir gammaz için zor olmasa gerek.
It's easy work for an informer to be swearing oaths.
Gammaz kim?
Who was the informer?
Birisi gammazlık yapmışsa, ya o hayatta kalacak ya da biz.
When a man turns informer, it's his life or ours.
Ben bir muhbirim, ikiyüzlü değil.
I'm an informer, not a hypocrite
Bir muhbir olabilirim ama benim de bir haddim var.
I'm an informer, but I have limits
Peki bu gizemli muhbirle nasıl temas kuracaksın?
How are you going to contact this mysterious informer?
Üzgünüm Doktor, ben muhbir değilim.
Sorry, Doctor. I'm not an informer.
O da buraya ait, Gestapo habercisi.
He belongs here, Gestapo informer.
" 1939'un ilk zamanları Konstanz'da bir muhbir Gotter'ın Freidank'le birlikte Paris ve Brüksel'den alınmış parayla gelişini bildirdi.
" Early in 1939, an informer in Konstanz reported Gütter's arrival with Freidank carrying money exchanged in Paris and Brussels.
Lakin, hemen ardındaki bu muhbirle devam etmiş olmana rağmen mi?
But despite that you continued even with this informer on your heels?
Albay, bütün bu anlaşmanın bilgisini almak sadece bir muhbire bakar..
Say, Colonel, it will only take one informer to tip this whole deal off to the Japs.
Ben polis muhbiri değilim.
I'm not a police informer, anyway.
O zaman, kendini kurtarmak için beni ele vermişti.
He turned informer on me to save his skin.
Biliyorum beceriksizin tekiyim ama gammaz değilim.
I know I'm a failure... but I'm not an informer.
Bir gammaz var.
An informer.
- Onu bir muhbir olarak düşünemiyorum.
- I can't imagine him as an informer. - That's because he isn't.
Ben bir muhbir olmasam bile beni öyle olmaya zorlayacağını söylemiştin.
You said even if I haven't an informer's nature, you'd force me to help you.
Avukatımı veya barmenimi aramayacağım.
I'm not calling my lawyer or my bartender. I'm not an informer.
Senin bir muhbir olduğunu biliyordum.
Informing. I knew you were an informer. I knew it all the time.
Ben bir muhbirdim.
I WAS AN INFORMER!
Polise ispiyonculuğundan dolayı kendinle gurur duyuyor olmalısın.
You must feel very proud to be a police informer.
Muhbirlerinin kod adı olduğu açık.
It's a code name for their informer.
Beni ne zannediyorsun, ispiyoncu mu?
What do you think I am, an informer?
- Hanginiz ne yapıyor?
- Which one of you is what? - The informer?
Muhbir olursam dostun kalır mıyım?
Would I retain your friendship if I became an informer?
O, aynı zamanda bir muhbirdir. Eğer yanımıza almazsak, herkese her şeyi anlatacaktır.
He's also an informer... and if we don't take him he will tell everybody everything.
Eğer bir muhbir isen..... berbat bir iş yapıyorsun!
If you're an informer you're doin'a loosy job
Karşılıksız olarak muhbirlik yapacağımı ancak bir aptal düşünebilir.
Anyone who believes I'll turn informer for nothing is a fool.
Muhbirimizden başka bir şey.
Something else from our informer.
Ne de olsa muhbirlerisiniz. İnsanlar bilmiyor mu sanıyorsunuz?
You're their informer, you think people don't know that?
- Hayır, seni ele vermem.
I'm not an informer.
Fahişe mi yoksa casus mu?
Is either a whore or an informer.
Polis muhbiri.
THE POLICE INFORMER.
Gammazcı ben değildim.
I wasn't the informer.
İhbarcı katilin Maurice Faugel olduğunu iddia ediyordu.
The informer claimed the killer was Maurice Faugel.
Görünüşe göre, ihbarcı Salignari'den Faugel'i hemen tutuklamamasını istemiş.
Seems the informer asked Salignari to hold off a bit before arresting Faugel.
Kadının değerli bir muhbir olduğunu söylemişti.
He said she was a valuable informer.
Dünyanın sonu gelse bile bir muhbiri asla affetmez.
He'd never spare an informer, even to the ends of the earth.
Sen bu evin muhbirisin değil mi?
You're the house informer, are you?
Muhbir.
He's an informer.
Her zamanki başlangıç laflarını etti.
He just pulled the classic opening routine. "He is not and never will be an informer."