Ink tradutor Inglês
2,406 parallel translation
- Ink, karşı saldırıya geçemez miyiz?
Ink, can't we counterattack?
- Ink, hangisi?
Ink, which one?
- Ink, dibine gir şunun!
Ink, fly alongside!
Çok sağ ol, Ink.
Thank you, Ink.
Daha mürekkep suyu istemediğinize emin misiniz çocuklar?
You guys sure you want another round of squid ink?
Mürekkep, mürekkep.
Ink, ink, ink.
Kağıt ve mürekkep ya.
It's paper and ink.
Bunun bir mürekkep püskürtmeli yazıcıdan geldiğini söyleyebilirim.
I can tell you it came from An ink-jet printer.
Sayfanın yüzeyindeki mürekkep damlalarını görebiliyor musunuz?
You see these droplets of ink clinging To the surface of the page?
Sadece mürekkep püskürtmeli yazıcılar mürekkebi ıslak kullanır.
Only ink-jet printers use wet ink.
Orada eksik bir mürekkep şeridi var.
There's a missing band of ink.
Görünmez mürekkep kullanmış olabilirler.
Unless they were using invisible ink.
Görünmez mürekkep ultraviyole ışığı altında belirginleşir.
Invisible ink fluoresces under UV.
Ozamana kadar kırmızı mürekkep denizinde insanların rüyalarına dalacağım.
Until then I will be drowning people's dreams in a sea of red ink.
Benim dövmem var ve senin de erkek botların.
I have my ink and you have your... Man-boots.
Çok fazla insan öldürmüş olmalısın.
That's a lot of ink. You must've killed a lot of people.
Sanırım, Hannah, Jenny'i lezbiyenlikten kurtarma şansının olmadığını söylemeye çalışıyor.
I th ink Hannah's saying that you don't stand a chance of un-lesbianizing Jenny.
Ben anlatıyordum. Yanında ne kadar kağıt ve mürekkep kartuşu istersiniz?
- How many paper supplies and ink cartridges to go with that?
Fakat kaderimizi yazan mürekkep kalıcıdır.
But the ink with which are lives are inscribed is indelible.
Böğürtlenlerden mürekkep yaptım, tamam mı?
I made ink from boysenberries, okay?
Pembe renkli misin yani?
As pink ink.
Dövmesini yaptığım zaman, onu hissediyorum.
When I ink my skin, I feel it.
Ayrıca mürekkep tabası da bırakmışlardır.
They would also remove a layer of ink.
Bak sana ne diyeceğim. Bu ay sonuna kadar imzalarsak, fazladan sekizinci bir hisseyi ödemeye razıyım.
I'll tell you what, I'm willing to pay an extra eighth a share if we ink it by month's end.
İnsanın dadısı her gün ulusal medyaya konu olmuyor.
It's not every day your nanny gets ink in a national publication.
Bu çok güzel bir şey. Gerçekten öyle.
This is really good ink.
Eğer kağıt için derini, mürekkep için kanını kullanabilseydim, ben yapabilirdim.
I could if I used your skin for paper and your blood for ink.
Mürekkebin hala görünebilir olduğuna mı inanıyorsun?
You think the ink's still viable?
El izi çıkarmak yerine, insan izi çıkaracağız!
Instead of an ink pressing of a fish, a human pressing!
Yanlış mürekkep.
Wrong ink.
Zoey, kırmızı kağıdın üzerine... pembe kalemle yazamazsın.
Zoey, you can't use pink ink on red paper.
İmzalarınızı atın.
Put it all in ink.
Sadece üç aylığına da olsa gelecekteki anlaşmazlıkları önlemek adına imza atmalıyız.
Even though it's just for three months, But to avoid future disputes, We should put it all in ink too.
Her damla kan için mürekkep. Budist kutsal alfabesini temsil eder.
Every drop of ink tattooed into your blood represents the sacred alphabet of Buddhist values.
Hiçbir büyü yok, görünmez mürekkeple yazılmış harfler de.
let alone characters written in invisible ink.
Mürekkep hokkası.
The ink stone..
Küçükken T-Shirt'üne mürekkep döktün diye ailen sana kızdı ve sen de sinirlenip her şeyi mürekkeple, siyaha bulamaya karar verdin demek.
So you spilled ink on a T-shirt when you were a kid so you dyed the whole thing black with ink.
Şimdi biraz şu resimlere göz atalım.
Now, I'd like to begin with some ink blots.
Ve mürekkep haznesine vuruyorum.
And bang it on the ink pad.
Dövmeciden, hayatımda beni karşılıksız seven tek kadının resmini sırtıma çizmesini istedim.
And I asked the artist to ink me with the image of the one woman who's always loved me unconditionally.
Kalemdeki mürekkep 10 saniyeliğine görünür olacak.
The ink on this pen is visible for 10 seconds.
Görünmez bir mürekkep ve teolojideki doğru gibi "
Invisible ink And the truth in theology
Mürekkep vuruşlarındaki karartıyı görebilirseniz... üç noktayı kolayca farkedersiniz.
There are 7 points which confirm that it is a fake. If you see the bluring in the corner of the ink. The third point which clearly confirms that we are holding a fake note in our hands is the microprint.
Walter'ın depresyonu, dokunduğu her şeye bulaşan bir mürekkep gibi.
Walter's depression is an ink that stains everything it touches.
Kağıt mürekkep boyama sahibi Tang Dynasty
Paper, hair, ink is the product of the Tang Dynasty
- İhtiyaçlar mürekkep için dahi yeterli para bulamadım.
- Needs I don't even have enough money for ink.
Mürekkep alacak param yok.
- Even if I did I couldn't sign it for you. I have no money for ink.
Ben de mürekkep var.
I have ink.
Mürekkep bitti!
I've run out of ink!
Beni endişelendiren şey, mürekkep.
What worries me is ink.
Bal... yengemin sadece en iyi parşömen kağıdını istemesinden bunalmıştı. O kadar sıkı işlenmişti ki mürekkebin kuruması haftalar alırdı.
Honey... exacerbated by my aunt's predilection for only the finest parchment, woven so tightly the ink took weeks to fully dry.