Izleyeceğim tradutor Inglês
1,427 parallel translation
Senin Yufkalı Tart Yeme Festivali'ni izleyeceğim.
No, I'll just watch your fennel phyllo feed fest.
Bir süre seni izleyeceğim çünkü.
I'm gonna be watching you for a while.
Bu kadar! "Televizyon Yıldızları'nın Savaşı" nı izleyeceğim ben.
That's it! I'm watching Battle of the Network Stars.
Bir gece boyunca izleyeceğim TV gitti.
A whole evening of TV, gone!
Gurkha'ların eğitimini izleyeceğim.
Watch Gurkhas being recruited.
Gösteriyi Loca Beş'teki her zamanki koltuğumdan izleyeceğim. Loca benim için boş tutulacak.
I shall watch the performance from my normal seat in Box Five, which will be kept empty for me.
Seni izleyeceğim.
Yeah, I'll watch it with you.
Efendim... Sen nereye gidersen, seni izleyeceğim.
Wherever you go, Lord, I will follow.
Onları havaalanına kadar izleyeceğim.
I'm gonna beat them to the airport.
- Seni izleyeceğim.
- I'll follow you.
Bana zulmetmeyi meslek edinmişti ve şimdi babamın cenazesinde oturup Samantha'ya nasıl kur yaptığını mı izleyeceğim?
First, I'm not a salesman. Hell, I couldn't sell nose plugs to a proctologist.
Geride durup, izleyeceğim ben plak nasıl yapılır, öğreneceğim.
I'm going to step back, I'm gonna watch, I'm gonna learn how to produce a record.
Seni ardından izleyeceğim, beni önemli sayabilirsin.
I will look after you, you can count on me
Günbegün seni izleyeceğim susuzluk durmadan gelişirken.
I'm going to watch you day after day as the thirst keeps building and building.
Ama sizi izleyeceğim.
But I'll be watching.
"Ama nereye gidersen git seni izleyeceğim."
# But I will follow where you go #
Bu tarafta oturup izleyeceğim.
I'll be sitting this side and watching the movie. Okay.
Aynen. Ben de biraz takılıp, gelişmeleri izleyeceğim.
All the same, I'll stick around, see what develops.
Velaciela iki kişilik ve ben de bu kolla pilotluk yapamayacağımdan arkada kalıp kulenin kaderini izleyeceğim.
Velaciela is made to seat two, and since I won't able to pilot it with this arm I'll stay and watch the destiny of the tower unfold.
Birini izleyeceğim.
I'm going to follow up on a lead.
Bende izleyeceğim
I will follow too
Televizyonda izleyeceğim.
I'll be glued to the TV
Şimdiye kadarki çekmiş olduğun.. Bütün filmleri izleyeceğim.
I'll see every one of your movies from now on
Sadece nehri izleyeceğim.
I just follow the river.
Seni her yerde izleyeceğim Mystery!
I'll follow you anywhere, Mystery!
Almeida Nina'yı sorgulayacak, ben de yayından izleyeceğim.
Almeida's gonna be interrogating Nina. I'll follow it from a feed.
Hayır. Nerede izleyeceğim ki?
Where would I see'em?
Ben de "Baba" üçlemesini izleyeceğim.
I know I'll be watching that "Godfather" trilogy.
Güzel, çünkü kahrolası vicdanındaki... şu ağır yükün ne olduğunu bulmak için, yaptıklarını izleyeceğim.
Good,'cause i wanna monitor your activities, find out what you do that weighs so heavy on your conscience.
Onu yakından izleyeceğim.
Oh, I'll be watching her closely.
Hayır, Jackass'in en iyi bölümlerini izleyeceğim.
No, best of Jackass.
Sadece oturup annenin evi ele geçirmesini mi izleyeceğim?
Sit back and let your mother take over the entire house?
Teşekkürler Ryan, Ama sen ne istersen iste ben burada oturup kung-fu filmimi izleyeceğim
Thank you, Ryan, but I'd like to just sit here and watch my kung fu movie if you don't mind.
Seni biraz daha fazla izleyeceğim.
Gonna have to watch you a little more.
Hey, bebeğim, eve gidip, Rowdy ile televizyon izleyeceğim.
Hey, baby, I'm gonna head home and watch some television with Rowdy.
Bugünlük sadece üç seans izleyeceğim.
I will only see it three more times.
Sabahları çayımı yudumlarken, atların dört nala koşmalarını izleyeceğim.
Sip of malt on a frosty morning, watching the horses on the gallops.
yok, ben "aşk gemisi" ni izleyeceğim sanırım kısa pantolonlu adam, kızı sonunda panoya çivileyecek.
Nah, I'm gonna watch "love boat." I think the big guy in the shorts is finally gonna nail the girl with the clipboard.
Ama yine de izleyeceğim.
Right. But I'm gonna follow up anyway.
Onu heryere izleyeceğim zamanlar vardı, ama şimdi tek yaptığımız kafa tokuşturmak.
There was a time I'd follow him anywhere, but all we seem to do now is butt heads.
Seni izleyeceğim ve asla yanlış adım atmayacaksın.
I will watch over you, and you will never put a foot wrong.
Kıçınızı tekmelerlerken izleyeceğim.
See y'all get your asses kicked.
Seni izleyeceğim, İştar.
I'll watch over you, Ishtar.
Belki, yalnızca güvertede elimde bir bardak viski ile oturacağım ve güneşin batışını izleyeceğim.
Maybe I'll just sit on the deck, a glass of whisky in hand and... watch the sun go down.
Onu izleyeceğim. Tekrar ararım.
I'll keep tracking, I'll call you back.
.güneşin doğuşunu izleyeceğim.
- See the sunrise.
Çıkış kapısına vardığımızda seni terminale kadar izleyeceğim. Starbucks'tan birkaç latte alıp Keefe'nin öldüğü haberi gelene Kadar orada 10-15 dakika oyalanacağız.
At the gate, I'll follow you into the terminal, we'll hit Starbucks, grab a couple of lattes, kill ten, 15 minutes till I get the call that Keefe's been taken out.
Çocuklarım olacak ve onlarla ilgileneceğim. Onlara balık yağı vereceğim ve dişlerinin büyümesini izleyeceğim.
I'M GOING TO HAVE BABIES AND TAKE CARE OF THEM
Ed, kaseti izleyeceğim.
Ed, I'm watching the tape.
Kimi izleyeceğim konusunda, yalnış bir karar verdim.
I chose the wrong master.
İzleyeceğim kişi konusunda yalnış karar vermişim.
I chose the wrong master.