Izliyordum tradutor Inglês
1,787 parallel translation
Sen ofiste oturmuş telefonu beklerken, ben kocamla evde DVD izliyordum.
While you were sitting watching the phone at the office, I was at home watching DVDs with my husband.
Televizyon izliyordum.
I'm just watching TV.
Felç olmuştum, kendi vücudumu izliyordum.
I was paralyzed, uh, spectator in my own body.
Hayır, evde TV izliyordum.
No, I was at home watching it on TV.
Sizi izliyordum.
I was watching.
Sizi ve eşinizi izliyordum ve bilmenizi isterim ki şu an neler hissettiğinizi anlıyorum.
I've been watching you and your husband and I want you to know that I understand what you're feeling right now.
Televizyon izliyordum.
I was watching TV.
Ahırın yanmasını izliyordum.
Watching the barn burn down.
Patron, Collins'in cep telefonu faaliyetlerini izliyordum.
Boss, I've been monitoring Collins'cell phone activity.
Katilin orijinal CyberVid hesabını izliyordum ve bunu yüklerken yakaladım.
I was monitoring the killer's original CyberVid account and I caught this uploading.
Evet, haberleri izliyordum, ve bunları gördüm...
So, I'm watching the news here, and I see these...
Uzun sürüdür Jamie ve seni izliyordum.
I've been watching you with Jamie.
Başka bir hastanede, hastamın göğsünden kalbinin çalınışını izliyordum.
I was at another hospital, watching my patient's heart get stolen out of his chest.
Seni izliyordum.
Oh, I've been watching you.
bu akşam seni izliyordum öğretmenin olarak, ve sen hokey oynuyorsun?
I'm the teacher on watch tonight, and you're playing hookey?
Silahlı adam, Seni izliyordum... Ve söylemek zorundayım : çok etkilendim.
Armed gunman, I've been watching you... and I must say, I'm impressed.
Hey seni izliyordum da, güvenilir birine benziyorsun.
Hey... I've been watching you. You seem trustworthy.
- Seni izliyordum tatlım.
- I've been watching you, honey.
Seni izliyordum tatlım az konuşup çok içmelisin.
I've been watching you honey, you should talk less and drink more.
Uyuyamadım, sadece tv izliyordum.
I couldn't sleep, I was just watching some TV.
Buck'ı seyretmek için oturduğumda farkına vardım. Onu bir seyirci olarak ilk defa izliyordum.
As I settled in to watch Buck's show, it struck me this was the first time I was seeing it as an audience member.
Papi ben de seni izliyordum Ne yapıyorsun bela mı arıyorsun?
Papi I've been watching you! What're you doing? Looking for trouble?
Seni izliyordum.
I've been watching you.
Onu izliyordum ve su içmiyordu, o yüzden herhalde amonyak.
I was watching him earlier. He hadn't been drinking water, so it's probably ammonia.
10 yıldır onu izliyordum.
I've been tracking him for 10 years.
Babamla karate şampiyonasını izliyordum.
I was here with my dad, watching the Karate Championship.
Leydi ile Sokak Köpeğini izliyordum.
I was watching Lady and the Tramp.
kuşları izliyordum, ama seni izlemeyi tercih ederim.
I was out bird watching, but I'd rather watch you.
- "Cops" dizisini izliyordum.
- l was watching Cops.
Arkadaki adam Bobby McKay, uyuşturucu ticaretiyle ilgili olarak izliyordum.
Guy in back is Bobby McKay, on my radar for trafficking.
Ben izliyordum, kaltak.
I was watching that, bitch.
Ben baştan beri seni izliyordum.
I watched you the whole time.
Ben onu izliyordum.
- I've been following him.
Ne demek, onu izliyordum?
- What do you mean following him?
Seni izliyordum.
I was watching.
- O kuşu izliyordum ben.
- I was watching that bird.
Seni izliyordum.
I watched you.
Şu kızın dansını izliyordum.
I'm just watching this girl dance.
Ama seni gösterinde izliyordum.
But I've been watching you on your show.
Seni izliyordum!
Intimacy is really shit.
İki saat önce, uyumanı izliyordum.
Two hours ago I was watching you sleep.
Biliyorum, pencereden izliyordum.
I know. I was watching from the window.
Kendi progamımı izliyordum.
I was watching my own programme.
Bugün televizyon izliyordum, Sana çok benzeyen bir çocuk gördüm, Bir görsen, aynı sen.
I saw on TV today a young man who looks just like you.
Dışarıda seni izliyordum, kızım.
I've been watching you out there, girl.
Televizyonu izliyordum, maçı, tamam?
I was watching TV, the game, right?
Sizi bir süredir izliyordum.
I've been tracking you guys for a little while.
Pencereden izliyordum. Ve onu- -
I just stood there... watching from the window, and I didn't...
İzliyordum.
I was watching.
Onu izliyordum.
Hey. I was watching that.
İzliyordum da, bu "lezbiyen" mi?
- Uh, I was watching. Was that lesbian?