Jelibon tradutor Inglês
308 parallel translation
- 25 sentlik jelibon.
- I want 25 cents'worth of jelly beans.
Ben de 25 sentlik jelibon istiyorum.
I would like 25 cents'worth of those jelly beans, too.
25 sentlik jelibon mu istiyorsunuz?
You want 25 cents'worth of jelly beans?
10 sentlik jelibon istiyorum.
I'd like to have 10 cents'worth of jelly beans.
Beyaz Kaplan pirinç kekleri, krakerler, jelibon ve şekerler.
White Tiger rice cakes, crackers, sweet jelly and candy.
20 sigara, jelibon...
20 cigarettes, Piratos...
( Music ) Küçük bir jelibon gibi Şeker kamışı gibi tatlıyım ( Music )
( Music ) Like a little jelly bean I'm a sweet like a candy cane ( Music )
Patlamış mısır almaya çıkmıştım. 1 saate, jelibon almaya çıktığım zaman görüşürüz.
I'm just out for popcorn. See you in an hour when I go out for jujubes.
Patlamış mısıra jelibon düşürmüşsün.
You got JU JU BEES in my popcorn!
Yüzüne hiç jelibon isabet etti mi?
Have you ever been hit with Dots, Mel?
Çilekli jelibon gibi görünmediğime bile şaşırdım.
I'm surprised I don't look like strawberry Jell-O.
Hastane yönettiğini biliyorum ama jelibon istiyorum. Tamam mı?
I know you run a hospital, but I want them jellos, OK?
Deli ama sadece jelibon delisi, özellikle kırmızılar.
He's crazy, but just about them damn Lifesavers, especially red.
Jelibon alsana.
Have some jellybeans.
Eğer bana yetişirsen sana jelibon alacağım, tamam mı?
I'll buy you a bag of jellybeans if you beat me there, all right?
Rüyamda büyük tatsız bir jelibon yiyordum.
I had dreamt I was eating a large, tasteless gumdrop.
Cumartesi günkü partide takdirimi kazandın... jelibon sepetleri, kişiselleştirilmiş borazanlar- -... gerçi öttürmek için biraz sıkıca basmak gerekiyordu.
I'd like to express my appreciation for Saturday- - jellybean baskets, personalized noisemakers- - but the little touches are what made it enduring.
- Jelibon alır mısın?
jelly baby?
Sana patlamış mısır ve jelibon alırım.
Look, you'll like it, because you can have popcorn, Gummi Bears- -
Git biraz jelibon al, tamam mı?
Get some jelly for us, eh?
Tanrım, jelibon ayıcıklar gibi görüneceğim!
God, I'm gonna look like a big Marshmallow Peep!
Onlar jelibon ayıcıklar mı?
Oh, are those Gummi Bears?
Evet, ama jelibon için değil. İyi basketbol oynadığım için.
She said, "Way to go." Yeah, but not because of the red Gummi Bears.
Çocuklar için jelibon.
Here, Jell-O for the kids.
Jelibon?
- Gummy bear?
Altı gündür sadece sakız, jelibon ve şeker yiyorum.
All I've had to eat for the past six days are Gummi Bears, jelly beans, and candy corns.
Jelibon mu?
Jellybeans?
Biraz jelibon ister misin, Dana?
Would you like some jellybeans, Dana?
Jelibon, dostum.
UH-UH. CANDY CORN, MY FRIEND.
Jelibon ekmeyeceksen tabii.
Not if you're planting'gummy bears.
Arkada jelibon ve boyama defterleri var.
I got some coloring books in the back.
- Henüz bulamadım Bayan Jelibon.
- Not yet, Mrs JeIIybeIIvetus.
Pit ekibine ne veriyorsun, jelibon ve şeker mi?
What do you pay your pit crews with? Oreos and Gummy Bears?
Onlara göre bu, kavanoza jelibon koymak gibidir.
Their attitude towards it, it's like putting jam into a jelly donut.
Jelibon
Jellybeans
Jelibon yok...
No jellybeans...
Jelibon.
Gummy Bears.
- Biraz jelibon iyi olurdu.
- Some Jell-O would be nice.
- Biraz jelibon.
- Some Jell-O.
Küçük armut parçalı jelibon salatası.
Jell-O salad with little pear chunks.
Bunlar da jelibon! Jelibon!
And these are gummyworms.
Çünkü gökkuşağı, mutlu düşünceler ve hayaller ve çikolatalı tek boynuzlu atlar ve sakızlı şekerler ve meyankökü kokteyli ve jelibon ayıcıklar ve şeker kaplı çikolatalı sakızlı şekerler ülkesinden oluşur.
For rainbows are made of happy thoughts, and dreams, and chocolate unicorns, and gumdrops, and licorice sunsets, and fuzzy gumdrop bears, and sugar-coated chocolate gumdrop land.
"Günaydın" de Jelibon.
Say good morning Joeyvin.
Jelibon'un kazağını gördünüz mü?
Have you seen the toy Joeyvin?
Jelibon ve ben çıkıyoruz.
Joey and I as we go.
İnsanların jelibon bir ringde dövüştükleri bir yer biliyorum.
I have read of a place where humans do battle in a ring of Jell
Neden bu uçan jelibon için kendini yırtıyorsun?
Why are you so bent about that flying bellhop anyway?
Ama asıl gelecek haftaki Jelibon Olimpiyatları'nı gör.
Wait until next weekend for Jell-O Olympics!
Selam, jelibon.
What's goin'on?
Bayan Marquez jelibon ayılarımdan birini yedi.
And you know what?
Jelibon şekerleme değildir.
A Twizzler is not a sprinkle.