Jocko tradutor Inglês
51 parallel translation
Jocko, burada Bayan Paula'sız çok yalnız kalacak.
Jocko will be mighty lonesome down here without Miss Paula.
Onu kurtarmak için, bu sabah o büyük kayaya tırmanacak. Jocko onu göremezse mahvolur!
- he climbed that big rock this morning to get to her - he can't bear that girl out of his sight!
Paula'yı getirin, Jocko'ya seslensin. Jocko onu kurtarmak için her yere tırmanır!
Bring Miss Paula to call Jocko - he'll climb anything to get to her!
- Adamım.
- Jocko.
Hiç tanıdığın var mı, Jocko?
Do you recognise any, Jocko?
Jocko, Nell, zamanı geldi.
Jocko, Nell. It's time.
Git, Jocko, elinden geleni yap.
Go on, Jocko. Do the best you can.
O arabaya bin, Jocko, ailenle beraber git.
Get in that line, Jocko, and move out with your people.
Yola çık, Jocko, yoksa seni bir fıçıya tıkmamız gerekecek.
Get movin', Jocko, or I'll help you along with the toe of my boot.
Şimdi, Jocko, duvardaki yerine dön.
Now, Jocko, you get back up on that wall.
Freddy, size Jocko'yu vermek istemedim diyor.
Freddy says he doesn't want to give us Jocko.
O zaman Jacko'yu bize ver.
So, set up Jocko.
Bırak yıkama yağlamayı, şempanze.
Don't give me that Vaseline, Jocko.
Jocko'nun arabası var.
There's Jocko's car.
İyilik, artist.
OK, Jocko.
Peki, Jocko, o kadar toplamışsın, alacağım, fakat fahiş fiyat yok.
Okay, Jocko, if you've got castings, I'll buy them, but let's keep the price on the ground.
Kim tutar seni, Jocko!
Go for it, Jocko!
Jocko, bu yaşlı yürek bunca yıl böyle çarpmadı.
Jocko, this old ticker hasn't thumped like this for years.
Şimdi, Jocko, sende ne var?
Now, Jocko, what for you?
'Şempanze've'Porsuk'ilk Ypres akınında kurtulamadılar.
Well, ah, Jocko and the Badger bought it at the First Ypres run, unfortunately.
Jocko'nun nöbet görevini sen devral.
Relieve jocko on guard duty.
Jocko? Rocky.
Um, jocko?
Sen konuşuyorsun Jocko.
Bet's to you, Jocko.
Bunlar Jocko'nun.
Here... these go to Jocko.
Bunları ikinci masadaki Jocko'ya ver.
Give these to Jocko in the second booth.
Jocko.
Jocko.
Hadi be Jocko...
Oh, come on, Jocko.
- Jocko.
- Jocko.
"Nefesini tut, Jocko."
"Hold your breath, jocko."
Jocko, bu adam buraya özgür ülke diyor.
Jocko, this guy thinks it's a free country.
Ya da güneyde dendiği gibi, el hamle bloklama.
south of the border. "EI jocko blocko."
Jocko dümende, Flappy haritada, ve Whizzbang kuyrukta.
Jocko at the stick, Flappy at the map, and Whizzbang at the tail-end Charlie.
Jocko'yo bak!
It's Jocko!
Jocko, bu, Lucy.
Jocko, this is Lucy.
Lucy, bu, Jocko.
Lucy, this is Jocko.
Jocko, su kaynadığında demlik ne yapar?
Jocko, what does the teapot do when the water's ready?
Jocko sence Henry ve ben, ilişkimizi bir kademe ileriye götürmeye hazır mıyız?
Jocko do you think that Henry and I are ready to take our relationship to the next level?
- Mesele şu, Jocko. - Jay.
Here's the thing, Jocko.
Tamam. Vurucu çocuk ve seksi amigo sevgilisi her an buraya gelebilir.
Okay, the Jocko kid and his hot little cheerleader number should be coming up here any minute.
Yine bana kaldın yavrum.
Guess you're stuck with me, jocko.
Hey, şebek izin verir misin?
Hey, jocko, do you mind?
Jocko!
- Jocko!
Çık, Jocko!
- Get in, Jocko!
Ben Jocko.
It's Jocko.
Merhaba, Jocko.
Hello, Jocko.
Kes şu saçmalığı şempanze.
Cut the crap, jocko.
Ve bu hiç piknik olmayacak, jocko.
And it ain't going to be no picnic, jocko.
Keşke ona oy verseydin, Jocko.
Would you excuse us? You should have voted for him, Jocko.
Şunu bozsana Jocko.
I was trying to tell you to fold.
Biliyor musun Rub, bence şu andaki menejerin oldukça geç algılıyor.
Cash me in, Jocko. You know, Rub,
Jocko!
Jocko!