Kahve tradutor Inglês
29,460 parallel translation
Kahve yapmayı bilmiyor musun?
You don't know how to make coffee?
- Sana kahve getirmeyeceğim!
- I'm not gonna get you coffee!
Sana kahve yaptım.
Made you coffee.
Kahve.
Coffee.
- Deke, biraz daha kahve ister misin?
Deke, you want more coffee?
Bu sabah "süper kahve" denen bir şey keşfetmiş olabilirim.
I think I invented something this morning called "super coffee."
Normal kahve ve Dolores'in masasında bulduğum birkaç ilacın karışımı.
It's a combination of regular coffee and some pills I found in Dolores's desk.
- Kahve ister misin?
You want coffee?
Kahve çok güzel.
Hey, this is good.
Bilgisayardan kahve sipariş ettim.
- I ordered some beans from the computer.
- Selam dostum, sade kahve alabilir miyim?
- Hey, man. Can I get a coffee, black?
Bize kahve bile teklif etmediler bu koca sırada elimde lattem ile dikilmek zorundayım.
They didn't even offer us coffee so I had to stand in this giant line just to get my latte.
Riley Perrin'e ona kahve vermek için uğradığımı ve Danny'le olan sorunlarını hâllederken ona destek olmaya geldiğimi söyle. "Sorunlar" mı?
Well, tell Riley Perrin that I came by to bring her some coffee and offer my support while she and Danny work through their issues.
Size kahve ikram edeyim.
Let me get you a coffee.
- Kahve ister misin? - Evet.
How much were you thinking?
Kahve al.
Here, coffee.
Kahve içersin değil mi?
You drink coffee, right?
Şimdi de kahve.
Now this coffee.
Bir gün öğle yemeği, bir gün kahve ve normal hissettirmeye çalışıyorum. Normal şekilde geliştirmeye.
Lunch one day, coffee one day, and just... just let it feel normal, you know, just build like normal.
Bize gelirdi, evde bir şeyler yapardı ben ona kahve yapardım o da çalışırken konuşurdu.
So he would come over and do stuff around the house, and I'd make him coffee and he would talk while he worked.
Kalktım ve ona kahve yaptım. Her zamanki gibi çalışırken onu izledim.
I got up, I made him coffee, and just like always, I watched him work.
Kahve?
Coffee?
Hayır, kahve falan istemiyorum.
No, I don't want coffee.
Sabah uyanıp çalar saati kapatıyorsanız,... kahve yapıp, yakıt alıp, ATM kullanıyorsanız,... endüstriyel kontrol sistemine giriş yapmış oluyorsunuz.
If you get up in the morning and turn off your alarm and make coffee and pump gas and use the ATM, you've touched industrial control systems.
- Kahve ister misin?
- You want some coffee?
Kimileri gece kahve içmek uykuyu kaçırır diyebilir.
People might say drinking coffee in the middle of the night could hinder your sleep.
Biraz daha kahve?
Coffee?
- Kahve lütfen.
- Coffee, please.
Kahve makinesi nerede?
The coffeemaker. Where is the coffeemaker?
Roy? Kahve makinesi nerede?
Where's the coffee machine?
Eduardo sana kahve yapabilir.
Eduardo can make you a coffee.
- Ocakta yaptığı kahve...
- He makes a stovetop version...
- Bu kahve ne kadar bayat?
- Hey, how old is this coffee?
Kahve çok iyi.
Really good coffee.
Onlara kahve verdim.
I got them coffee.
- Hayır, kahve alacağım.
No, I'm just grabbing coffee.
- Kahve yani. Uluslararası mizah. - Çok komik.
- That's a little international humor.
Ama içlerinde kahve makineleri yok.
But no Nespresso machines.
Daniel Radcliffe sabah ristretto, akşam az kafeinli kahve içiyor. Bir yandan da Matthew McConaughey'den aldığı gazeteleri okuyor.
Daniel Radcliffe likes his ristretto in the morning and his half-decaffeinato in the evening, while he reads the papers he borrowed from Matthew McConaughey.
Kahve yaptırabilirim isterseniz.
I could have coffee made if you want.
- Bize kahve bulmak ister misin?
- Do you wanna find some coffee?
Hayır, bu sabah kahve içtim.
Well, no, I... I had coffee this morning.
Kahve alabilir miyim?
Can I get a coffee?
- Yok, sadece kahve.
- Nope, just the coffee.
- Sadece kahve.
- Just the coffee.
Sadece kahve.
Just the coffee.
- Kahve alıyordum.
- I was getting coffee...
Ona bütün gün kahve getirdim böylece bütün gün satış yaptı.
Yeah, I'll tell you how she did it, she hired an amazing assistant... who pumped her full of coffee, so she could sell, sell, sell.
Kahve almaz mısın?
Coffee?
Kahve almaya gidelim mi?
You're calling me Witch Kang on the inside, aren't you?
- Kahve ve tako.
- Coffee and tacos.