English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kameralı

Kameralı tradutor Inglês

257 parallel translation
Kameralı arkadaş, yürü.
Guy with the camera, move up.
Sen, kameralı, yanımdan ayrılma.
You with the camera, stick close.
Kameralı adamları getirin.
Get the guys with the cameras.
Forbin, füzelerin gözlemim altında hedef yeniden ayarlaması için kameralı kontrol sistemini kur.
Forbin. Arrange television monitoring of the re-alignment of the missiles from my supervision.
4 adet ikili kameralı çekimimiz var. Kamera 1'i söndür ve başla bakalım.
We've got a four-second station I.D., fade in to camera one, you're on your own.
Kilitler, telefon numara değişiklikleri, kameralı ve silahlı koruma personeli.
That's why we insulate our lives. Locks, change our phone numbers, guard our space with television cameras and guns.
Bahse girerim ki seni birkaç hafta içinde kameralı haber spikeri yaparlar.
Bet you, in a couple of weeks, they make you a cameraman yourself.
Bir sonraki bölüm : " Kameralı Sapık!
Next time : " Perverted with a camera!
O aptalı işten kovduğumda yerine kameralı güvenlik sistemlerinden birini kurmaya karar verdim.
When I fired this idiot the other day, I decided to replace him with one of those camera surveillance systems.
Hani şu gizli kameralı olan.
Oh. Oh, you mean the one with hidden cameras?
- Garber, kameralı adam, yakalayın onu.
- Garber, the man with the camera.
Yani işin o helikopterli... kameralı parlak kısmını değil ama... evsizlere yardım etmek hoşuma gitmişti.
I mean, not the fancy stuff with all the helicopters and the TV cameras, but I liked saving that shelter.
- Kameralı olan.
- The one with the camera.
- Evet. Jiletleri almam için kameralı pense.
And I'll need a rat-tooth on the scope so I can grab the blades.
- Kameralı adam, bir nonoş ha?
- The guy with the camera, he's a fruit?
Kameralı robotik bir kol.
It's a robotic arm with a camera.
Kameralılar, çekiyor musunuz?
You guys with the cameras, you get that?
Hollywood, israf etmek için bir kaç kameralı adam tarafından yere serildi.
Hollywood laid to waste by a couple of guys with a camcorder.
Şu hareketli kameralı şovlar gibi.
We use the exciting style of all those shows. Shaky camera and everything.
Kameralı sıska, bir deri bir kemik adam benim.
In fact, the skinny, emaciated guy there with the camera is me.
Tüfek kameralı pilotlar aynı zamanda savaş kameramanıydı.
[Hanks] The pilots, armed with their gun cameras, were also combat cameramen.
İşte bu kameralılar bilet sattırır.
The ones with cameras help sell them.
Video kameralı şahinler gibi.
Hawks with video cameras.
Kameralı bir izleme sisteminizin olduğu görülüyor sadece gözlem yapabiliyorsunuz.
I see you've gotten a start with a video surveillance camera, for observation and all, great.
Kameralı turistleri görüyor musun?
Do you see the tourists with the video cameras?
"Kameralı Adam"?
- "The Man with the Camera"?
Böyle büyük bir yerde niye kameralı gözetleme yok?
How come you got no video surveillance, big-ass place like this? How come you got no video surveillance, big-ass place like this?
- Şu kameralı adam kim?
- Who's that with the camera right there?
... kamera ya da kameralı telefon bulundurmak yasaktır.
Cell phones and cameras or cell phones with cameras are prohibited in the jury room.
Şu kameralı kız kim?
Who's the girl with the camera?
Şu kameralı kız kim?
- Who's the girl with the camera?
- Kameralı kız da kim?
- Who's the girl with the camera?
İyi ki kameralı cep telefonum var.
Thank God I had my camera phone.
Nate kameralı telefonun yanında mı?
Nate you got your picture phone?
Aldığın kameralı telefona bayıldım. Gerçekten mi?
I love these new camera phones you got us.
191 ülke delegesinin ve kameralı tüm haber ajanslarının önünde.
Dead in front of the delegates of 191 countries and every news service with a camera.
Gizli kameralı realite TV şovlarından biri bu, değil mi?
It's one of those hidden camera reality television things, isn't it?
Şu kameralı telefondaki resmimin silinmesini istiyorum.
I want that picture on that camera phone erased.
Tamam, Evet burda kamerası yada kameralı cep telefonu olanlar, buranın resimlerini çeksinler.
Okay, everybody around here has got a video camera or a cell phone camera They'll all be taking pictures.
Video kameralı muhabir.
She's a videographer.
Kameralı araba sizin üstünüze kayıtlı.
Somebody installed the camera and the car is registered to you.
Etrafta kameralı telefon var mı?
You have a camera handy?
Kameralı kız kim?
Who's the girl with the camera?
Beklemenin 3. gününde Kanal 8 eve kameralı bir telefon yerleştirmeyi başardı.
On day three of the standoff, Channel 8 managed to get a camera phone in the house.
Kameralı her polis kardeş kavgasıyla, araba hırsızlığıyla ve her türlü bokla uğraşıyor.
Every cop with a Kodak is hassling brothers, seizing cars and shit.
Bu kadın Isabel yiyecek araklarken yakalamak için kilere kameralı oyuncak ayı koyan biri.
This is a woman who put one of those stuffed-teddy-bear nanny cams in the pantry so she could see when Isabel was sneaking food.
- Hayır, kızılötesi kameralı bir monitör.
- No, a monitor with infrared camera.
- Kameralı adam kim? - Önemli biri değil.
- Sally, who's the guy with the video camera?
Bu insanları arkana alıyorsun, şu kameralı aptalları defet buradan daha sonra da uzaya olması gerektiği şekilde çık.
You get these people off your back, get these idiots with cameras out of here then you go up into outer space the right way.
Elimizde ev halkına ait her çeşit gizli kameralı nesneler var.
We have all kinds of household objects with built-in cameras.
Kameralı telefon.
It's a camera phone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]