Kapalı tradutor Inglês
18,533 parallel translation
Hava akımları, şehir duvarları içinde kapalı kalıyor ve sonra yukarı doğru yükseliyorlar ve görebileceğiniz gibi, tam da finansal bölgeden şehir merkezine doğru gidiyor.
Drafts get stuck inside the city walls, and then slingshot up and over the high-rises. And you can see, it goes right from the Financial District up to Midtown.
Birlikte plastik bir baloncuğa kapalı kalabileceğimiz o kadar gün arasında.
Of all days to get sealed up in a plastic bubble together.
Gerçekten üstü çok kapalı ve bunu bir düzene dönüştürebileceğini sanmıyorum.
It's really subtle, and I don't think you could interpret a pattern.
Tünel kapalı.
The tunnel is closed.
Kapalı alanda yapabileceğim bir iş var mı?
Are there some chores I could do inside?
Bütün ışıklar kapalı.
All the lights are off.
Orası uzun zamandır kapalı.
That place has been shut down for a while.
Eğer kapalı bir giriş bulursanız, kırın.
If you find any entrance that's not open, break in.
Ve siz iki bayan külotlarınızı kapalı tutun ve su arıtma tesisini kapatmaya gidin.
And if you two ladies can keep your panties unbunched you're on your way to the water treatment plant to shut it down.
Kapalıyken bile takip edebiliyorlar.
You know they can track that shit even if it's off.
Açık ve kapalı alanda.
Publicly... privately.
Bir dakikalığına gözlerini kapalı tutar mısın?
Don't. Can you close your eyes for a moment? Please.
Sen çeneni kapalı tutacaksın, ben de gerisini halledeceğim.
Just keep your mouth closed, and I'll handle the rest.
Dedektifler geldiğinde, gizlilik sebebiyle kapalı tutmak zorundalar.
When the detectives arrive, they'll have to shut it, just for privacy.
- Kapalıyız.
- Not open yet.
Anahtar kapalı.
Switches are off.
Yemin ederim eğer bu üstü kapalı konuşmalara devam edersen şu kolu alacağım ve seni kanlı kısmıyla döveceğim.
I swear, if you don't stop with this cryptic shit, I'm gonna take that arm and beat you with the bloody end of it.
O yüzden mi kapalı kapılar ardındaki konuşmalar, fısıldaşmalar ve Büyükannemin buradan gitmemesi?
Is that why you're having all of these private conversations behind closed doors and whispering and why Grandma won't leave?
Yarın kapalı değil miyiz?
He won't let me do inventory during business hours, so I get to come in alone with the ghosts of the early bird special. Aren't we closed tomorrow? Yeah.
Hayatım, aslında geldim, ama siz ofisinde, kapalı kapılar ardında Monte ile birlikteydiniz o yüzden bende şey yaparsam...
Mama, I did come by actually, but you were... you were in your office alone with Monte with the door closed so I thought I would just would...
Sevdiklerini bilgilendireceğiz. Neden kapalı bir tabuta ihtiyacımız olduğunu saklayacağım.
I'll notify his loved ones, cover why we need a closed casket.
- Ne yazık ki şu an kapalıyız.
Unfortunately, we don't open for another hour.
Cep telefonlarına ve kapalı devre kamera sistemlerine sızıyorlarmış şehir merkezindeki Warwick Otel'den ses ve internet trafiği ile birlikte adı Küresel Finans Konseyi gibi bir şey olan yerden.
Uh, they were intercepting cell and CCTV footage out of the Warwick Hotel in midtown, along with voice and internet traffic out of something called the, uh, Global Financial Council.
Listenizdeki kapalı tüm bu insanlar.
All those people off your list.
dreamland Kapalı.
Off to dreamland.
Biz sayfasını temizlemek için barınaklar kapalı metal ve bir daha savunulabilir bir barikat kurmak.
We can scavenge the sheet metal off the shelters and build a more defensible barricade.
ol'blok kapalı çip.
Chip off the ol'block.
Cep telefonunu da. Ama hattı kapalı.
His mobile too, but it's disconnected.
Kapalı yerde duramam ben.
I'm afraid of closed spaces.
Eğer problem çıkarırsanız, masum olup olmamanız fark etmez. Yani oturun ve çenenizi kapalı tutun.
But if you cause a problem, then it doesn't matter if you're innocent or not, so sit down and shut your mouth.
Denedim ancak sadece iki gözüm kapalı olduğunda güzel bir uyku çekebiliyorum.
I've tried, and I only get a restful night's sleep when both eyes are closed.
Hücre ağı kapalı bir yer olduğunu söylüyor.
You seem to be someplace off the usual cell network.
Seve seve yaparım ama bu Patterson'ın gözü kapalı yapabileceği bir şey.
I'm happy to do this for you, but this is something Patterson can do in her sleep.
Burada, kapalı.
Here, it's off.
İçki dükkanlarının çoğunun pazar günü kapalı olduğunu unutmuşum.
I'd forgotten that the liquor stores... most of them weren't open on Sundays.
Pekala, cep telefonu kapalı ama K-town'da bir adres var.
Okay, his cell phone's turned off, but I have an address in K-town.
- Evet, sağ gözü kapalı.
Oh, yeah, his right eye is blank.
Benim için hiç iyi olmayacak çünkü kapalı ve küçük yerlerle hiç aram yok.
Okay,'cause that's not gonna be good for me,'cause I don't do well in small, enclosed spaces.
Bu katın diğer ucunda ama tecrit yüzünden tüm salonlar çelik bariyerler kapalı.
It's on the other end of this floor, but because of the lockdown, all the halls are blocked with steel barriers.
Burada kapalı kaldık çünkü bence karma geri işliyor ve sonunda siz ikinizi yeniden bir araya getireceğiz.
I thought we were stuck in here because of karmic payback for this hit-and-run, but it turns out, it's'cause we're gonna get you two back together.
Sonra zemin karbondioksitle doldurulacak yangın sönecek, kapılar tekrar kapanacak ve nerede olursanız orada kapalı kalacaksınız.
Then the floor fills with carbon dioxide, the fire goes out, the doors close again and you'll be trapped wherever you are.
Bilmiyorum, kapalı kutusun.
I don't know, just... secretive!
- Yol kapalı, bayım.
- This street is closed, sir.
Siz çaylaklara tavsiyem gözleriniz açık, ağzınız kapalı olsun.
Now, a few words of advice as newbies on the job... eyes open, mouths shut.
Kapalı kapılar ardında neler olduğunu asla bilemezsin.
Well, you never know what goes on behind closed doors.
Özür dilerim ama bu alan turistlere kapalıdır.
I'm sorry, this site is closed to tourists.
- Evet ama bu alan ziyaretçilere kapalı.
- Yes, erm, this site is closed to visitors.
Keşfedilmemiş bir mezar girişi, kapalı bir tünel ve içinde hazine vaadi.
An undiscovered tomb entrance, blocked tunnel, the promise of treasures within.
- İlk şey malzemeleri kapalı alandan dışarı çıkarmak olmalı.
Well, the first thing would be to get them clear of the confined space.
- Telefonum kapalı çünkü.
-'Cause my phone's been off.
Sadece çenemi kapalı tutarsam iyi olurum.
I'll be fine. I...