Kazaydı tradutor Inglês
3,395 parallel translation
Kazaydı işte.
Well, it was an accident.
Peki, bu bir kazaydı.
Well, it was an accident.
- Korkunç bir kazaydı.
- It was a terrible accident.
Dr. Blake şanslı bir kazaydı.
Dr. Blake was a lucky accident.
Bu bir kazaydı.
It was... an accident.
- Bu bir kazaydı
RUDD : It was an accident.
Tamam, tamam, bu bir kazaydı.
Okay, okay, that was an accident.
O bir kazaydı, anne.
It was an accident, Mum.
Sadece bir kazaydı.
It was just an accident.
Hayır, o bir kazaydı.
No, that was an accident.
Yemin ederim ki kazaydı.
It was an accident. I promise.
Kazaydı, ama biz buna anonim olarak kazanç diyoruz yine de.
It was an accident, But we're still calling it a win for anonymous.
Cova bir kazaydı.
Cova was an accident.
Bu bir kazaydı. Kazara görmüştü!
She saw it, accidentally!
Vur-kaç olayıydı, kazaydı derken kaçıp gittik işte.
Hit'n'run couldn't handle it, crashed and ran.
O bir kazaydı!
It was an accident.
O bir kazaydı, Alex.
It was an accident, Alex.
Bir kazaydı.
It was an accident.
Bu bir kazaydı.
It was an accident.
Yinede bu bir kazaydı.
Still, it was an accident.
Hayır, o... Hayır, bu... Bu bir kazaydı. ben...
No, it... no, it was...
Bu bir kazaydı!
It was an accident!
- Kazaydı diyorsun!
- An accident?
Evet, bu bir kazaydı.
Yeah, it was an accident.
O bir kazaydı.
Hey, it was an accident.
Dost ateşinin sebep olduğu bir kazaydı.
Uh, it was an accident - - friendly fire.
Babama olanlar bir kazaydı biliyorum ama bir dahaki sefer bir emir verdiğimde, dinleyeceğinden emin olmak istiyorum.
Hey, I know what happened with Dad was an accident, but the next time I give an order, I need to know you're gonna listen.
Ama bu bir kazaydı.
But it was an accident.
Bir kazaydı.
An accident.
Bu bir kazaydı, öyle değil mi?
It was an accident, right?
O bir kazaydı. Anlaşılan herkes kendini bir "online cildiyeci" olarak tanıtabiliyormuş.
Apparently, anyone can call themselves an "online dermatologist".
Gerçekten kazaydı
It really was an accident.
Sonunun kötü olacağını biliyordum ama panikledim ve en kötü kararı aldım ama yemin ediyorum tamamen bir kazaydı.
I knew how it would look, but I panicked and I made a really bad decision. But I swear, it was an accident.
Bir kazaydı- -
There was an incident in trauma- -
Sadece kazaydı.
It was an accident.
Saçmalama.. kazaydı
I mean, it was a freak accident, all right?
Kazaydı
- No, please... - It was an accident.
Ve bu bir kazaydı üzgünüm
Now that was an accident, Sarah. I'm sorry.
Bu bir kazaydı, değil mi?
That was an accident, though, right?
- Kazaydı. - Ne olduğunu çok iyi biliyorsun sen.
- That was an accidental shot.
O bir kazaydı.
It was an accident.
Evet... o bir kazaydı.
Yes... that was an accident.
Eminim ki sadece bir kazaydı.
I'm sure it was just an accident.
Bu da bir kazaydı.
That was an accident, too.
- Bir kazaydı.
It was an accident.
- Evet, onu öldürmen bir kazaydı.
- Yes, killing him was an accident.
O, o bir kazaydı.
Th-That was an accident.
Bu lanet olası sürüngenin üzerine düşmesi tamamen bir kazaydı.
Look, the dog thing was an accident, okay?
Olmasını istemezdim, bir kazaydı.
I didn't want it to happen. It was an accident.
Kazaydı.
It was an accident.
Bradshaw'ın gördüğü şey kazaydı.
OK, whatever Bradshaw saw was crashing.