English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kaçıyorsun

Kaçıyorsun tradutor Inglês

4,372 parallel translation
# Nereye kaçıyorsun?
♪ Where you runnin'?
Her zaman vazgeçiyorsun, kaçıyorsun.
You always leaving, running.
Nereye kaçıyorsun?
Where are you running?
Başkaları sana korku ve acı veriyor bu yüzden onlardan kaçıyorsun.
Others trouble you and pain you, so you're running from others.
Sürekli kaçıyorsun, kimliğini saklıyorsun ölüm korkun oluyor.
Always on the run, hiding who you are, afraid you're gonna die.
Hep kaçıyorsun.
You're always takin'off.
Neyden kaçıyorsun?
What are you running from?
Neden gerçekten kaçıyorsun?
Why avoid the truth?
Neden oğlundan kaçıyorsun?
Why avoid your son?
- Kaçıyorsun sanmıştık.
Thought you were on the run.
O zaman neden benden kaçıyorsun?
Then why are you running from me?
Arkadaşlarla dışarı çıktı, ben gitmedim diye de biraz huysuz o yüzden de neler kaçıyorsun numarasını yapıyor.
She's out with some friends and a little peeved I didn't go, so she's pulling the old, "Let me tell you what you're missing" bit.
İşten kaçıyorsun.
Hmm. You're avoiding.
Genelevden kaçmıştın ve o zamandan beri de kaçıyorsun.
You escaped the brothel and you've been running ever since.
Kaçıyorsun, bir kızın peşinden koşuyorsun.
Running off, chasing after some girl.
Niye kaçıyorsun?
Why are you running away?
Ya kötü adamın peşindesin ya da bir şeyden kaçıyorsun.
You're chasing a bad guy... Or you're running from something.
Benden mi kaçıyorsun?
You running from me?
Rosa, buraya gel! - Benden kaçıyorsun.
Come here, Rosa, come here!
- Neden buradasın? - Benden kaçıyorsun.
What are you doing here?
Neden benden kaçıyorsun Frank?
Why are you avoiding me, Frank?
Milyonlarca paunda yakın, Rusya'nın en çok aranan evlerinin birinden seni çıkarken yakalıyorum. Ayrıca senden güzellikle durmanı istediğimde sen kaçıyorsun ve kaçmaya devam ediyorsun.
I track you leaving the home of one of Russia's most wanted with close to a million pounds... and... when I politely ask you to stop you run, and keep running.
Burada saklanıp, benle Jonathan'dan kaçıyorsun.
Hiding here, avoiding me, avoiding Jonathan.
Benden kaçıyorsun.
You've been avoiding me.
Pek bir şey kaçırmıyorsun.
You're not missing much.
Tüm eğlenceyi kaçırıyorsun.
You're missing out on all the fun.
Benim... benim kaçık olduğumu sanıyorsun.
Say it. You think I'm crazy.
Yoksa bana sizin komploya çok yaklaştığımı söylediğin akşam kaçırılmış olmamın bir tesadüf olduğuna inandığımı mı sanıyorsun?
You think I believe that my abduction on the night you told me that I was getting too close to your conspiracy was a coincidence?
Bilmem kaç gün hareket edemiyorsun, konuşamıyorsun.
For days, you can't move, can't talk.
İnsanları kaçırmaya çalışıyorsun.
You're trying to drive people away.
Kaçırıyorsun.
You're missing it.
Şu an Elena Gilbert tedavi tartışmasına ağırlığını koyma şansını kaçırıyorsun.
You know, you're missing your chance to weigh in on the great Elena Gilbert cure debate.
- Kaçıyorsun.
- You are.
Brad'ın diş eti partisini kaçırdığın için huysuzlanıyorsun sadece.
Brad's gum surgery party.
Ama çok önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırıyorsun. Restoran numaramızı tanıyacaktır.
But you are overlooking one very obvious detail- - the restaurant is gonna recognize our number.
Lily, belli ki bir şeyi gözden kaçırıyorsun.
Okay, Lily, clearly you're forgetting something.
Bir noktayı kaçırıyorsun.
You're missing the point.
Kalbin senle birlikte kaçınca birinin seni ebediyen kollayacağına çok kolay inanıyorsun.
When your heart runs away with you, it's easy to believe that someone will have your back forever.
Hiç bir hileyi gözden kaçırmıyorsun, değil mi?
You never miss a trick, do you?
Kaç yıldır böyle bir hayat yaşıyorsun? 13 mü?
So you got it pretty together for a, what, thirteen-year-old?
Kaç tane çocuğa satıyorsun bunları?
How many kids are you selling to anyway?
Evet ama önemli noktayı kaçırıyorsun.
Yes, but you're missing the point.
Mükemmel bir bölümü kaçırıyorsun Leo.
Oh, you're missing a great one, Leo.
- Bunu kaç kere yapıyorsun?
How many times do you do it?
Birşeyler var, ama cevap vermekten kaçınıyorsun, Jack ve bundan hoşlanmadım.
That's one thing, but... You're evasive, Jack, And I don't like that.
En güzel gün batımını kaçırıyorsun.
You're missing the most beautiful sunset.
- Önemli olan noktayı kaçırıyorsun.
No, you're missing the point.
- Neleri gözden kaçırıyorsun?
- Fail to see what, for example?
Kaç defa nefes alıyorsun?
You need to breathe a few times.
Tatlım, oyunu kaçırıyorsun.
Darling, you're missing the game.
Öyle bir tuzaktan kaçınmak için yeterince kendini tanıyorsun.
You've got enough self-knowledge to avoid that trap.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]