Kelebekler tradutor Inglês
530 parallel translation
Alevin etrafında çırpınan kelebekler gibidir, adamlar bana. ve onlar kanatlarından tutuşurlarsa ; biliyorum ki suçlu olan ben değilim.
Men flutter to me like moths around a flame and if their wings burn I know I'm not to blame
Alevin etrafında çırpınan kelebekler gibidir, adamlar bana. ve onlar kanatlarından tutuşurlarsa ; biliyorum ki suçlu olan ben değilim.
Men flutter to me like moths around a flame and if their wings burn, I know I am not to blame
Posta pulları, askeri düğmeler, kelebekler, oh, böcekler, hızlı çekimler, her türden işe yaramaz şeyler.
Postage stamps, military buttons, butterfly, oh, bugs, snapshots, all sorts of rubbish.
Kelebekler mi?
Butterflies? - Uh-uh.
"Kelebekler ve Menekşeler."
"Butterflies and Violets."
Göğsüne yeşil bir ejderha ve omuzlarına da kelebekler.
Green dragon on his chest, butterfly on the shoulders.
Küçük hobilerinden örnekler kelebekler, örgü partileri vs...
Examples of their little hobbies... Butterflies, home weaving and so on...
Kelebekler hakkında fazla bilgim yok.
I don't know much about butterflies.
Ne küçük parmaklar, kelebekler kadar narin.
What small fingers, like two butterflies.
Aptal, yüzeysel kelebekler.
Dull, artificial butterflies.
Bu sabah nehir kıyısında mavi kelebekler gördüm.
I saw blue butterflies down by the crick this morning.
Kelebekler hakkında çok şey bildiğin anlaşılıyor.
You seem to know a lot about butterflies.
Kelebekler!
Butterflies!
- Biliyorum, kulaklı kelebekler.
Butterflies with ears.
Kelebekler ölü.
These are dead.
Çatal kuyruklu kelebekler ;... Çatal Kuyruklu Mikado Kelebeği ve Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeğidir. Özellikle güney tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği, Japonya'daki yeni iklime alışmış örnek bir türdür.
This butterfly... of all swallowtails, Mikado Swallowtail and Nagasaki Swallowtail, especially Nagasaki Swallowtail of southern tropical origin is an example of naturalized species in Japan.
Sadece kelebekler ve tavşanlar.
Just butterflies and rabbits.
Karnımda kelebekler uçuşsa da tecrübeliymişim gibi davrandım.
I had butterflies, but I acted like I'd done it all my life.
Karnınızda kelebekler uçuşuyor gibi güzel ve ılık bir his.
A nice, warm vibratey feeling all through your guttiwuts.
Kelebekler özgürdür.
" Butterflies are free
- Ve kelebekler.
And butterflies.
Kelebekler sahiden çok moda, bayan Martindale.
Butterflies are really in, Mrs. Martindale.
Bunlar son kelebekler. Yağmurlar geliyor.
They're the last butterflies...
Bütün kelebekler.
All the butterflies.
- Kelebekler mi?
- Butterflies?
- O kelebekler toplanmıyor değil mi?
- Doesn't he collect butterflies?
Donundan... Köşeden fırlamış... Kız dev gibi kelebekler yapıyor.
From the underpants... he'd tossed in the corner... the girl makes giant butterflies.
O kelebekler yok artık
Those butterflies are gone
O kelebekler gitti
Those butterflies are gone
Kelebekler... Termitler, zebralar... Tüm bu hayvanlar ve daha fazlası bilgi göndermek ve isteklerini iletmek için telepati kullanmaktadır.
Butterflies, termites, zebras, all these animals, and many more, use telepathy to transmit orders and relay information.
Kelebekler bu delikten çıkıyor.
Butterflies come out of this hole.
Kelebekler hep baharları yaşar ve bahar birlikte güzellikleri de gider
Butterflies always live in Spring Their beauty goes away with Spring
... kuşlar, kelebekler ve mis kokulu çiçekler arasında.
BIRDS AND BUTTERFLIES AND FRAGRANT FLOWERS.
Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
The butterflies, which from the darkness into the flowery garden dances, will soon be here.
Demek istediğimi anlıyor musun, ağaçlar, kuşlar, kelebekler -
Just listen. You know what I mean, trees, birds, butterflies...
- Dur bir saniye ya! - Kelebekler -
- Hey, wait a minute!
Kelebekler ve serçeler bana eşlik ederlerdi.
Attended by butterflies and sparrows.
# Çiçekler ve kelebekler #
# Flowers and butterflies #
Öpücüklerim kelebekler gibi hafiftir, okşayışlarım şeffaf bir göl gibidir.
My kisses are as light as these ephemera that fondle The large translucent lake in the evening air.
... müzik kutuları balonlar sonra kelebekler!
I want flowers, music boxes, and balloons, and butterflies...
Eğer dünyayı ben yaratsaydım, vaktimi asla kelebekler ve nergislerle harcamazdım.
If I were creating a world, I wouldn't mess about with butterflies and daffodils.
Ne güzel güller ve kelebekler.
Lots of lovely roses here. And butterflies...
Kelebekler gibi mi?
Like a butterfly.
İşte muhteşem Dominique ve büyüleyici kelebekler!
Et voici maintenant the fabulous Dominique and the enchanted papillons!
Bir kız bacaklarını açtığında, bütün sırları kelebekler gibi uçup gider.
"When a girl spreads her legs... " her secrets fly away like butterflies. "
Kelebekler!
butterflies!
İçinde kelebekler uçuşuyor.
You've got lightning in a bottle.
Kolunu kelebekler mi yedi?
Butterflies ate your arm?
Ne tuhaf kelebekler böyle.
- Curious butterflies.
"Kelebekler özgürdür."
" The butterflies are free.
Kelebekler.
Butterflies.