Kelso tradutor Inglês
1,475 parallel translation
Kelso, Jackie'ye nereye gittiğini söylemelisin.
Kelso, you should tell Jackie where you go.
Çok iyiymiş Kelso.
That's a good one, Kelso.
Kelso?
Kelso?
Jackie, Kelso'nun seni nasıl aldattığını, nasıl üzdüğünü ve nasıl yalan söylediğini unuttun mu?
Jackie, do you remember how Kelso cheated... and hurt you and lied to you?
Eğer Kelso'ya geri döneceksen, sınasan iyi edersin.
If you get back with Kelso, you better have him tested.
Kelso, ne yapıyorsun sen?
Kelso, what are you doing?
- Selam Kelso.
- Hi, Kelso.
Ben de seni seviyorum Michael Kelso.
I love you too, Michael Kelso.
Kelso.
Kelso.
Hey Kelso, dostum.
Hey, Kelso, man.
- Kelso, neden ağzınla su fışkırtıyorsun?
- Kelso, why are you squirting water out of your mouth?
Depo çalışanını Kelso mu oynayacak?
Kelso's playing the stock boy?
Baba, Nasıl olur da Price Mart'ın depo çalışanı olarak Kelso'yu seçersin?
Dad, how can you choose Kelso to play the Price Mart stock boy?
Üniformanı Kelso'ya ver.
Give your smock to Kelso.
Nasıl depocu olarak Kelso'yu seçer?
How could he pick Kelso to play the stock boy?
Kelso...
Kelso...
Sen tipik bir depo çalışanı görevini yaparken... ben de sıkı sıkı ama nazikçe, seni denetleyeceğim.
You'll just go through a few typical stock boy tasks... while I firmly, but kindly, oversee you. All right, Kelso. - Got it.
Kelso... Ne halt ediyorsun?
Kelso... what the hell are you doing?
Tamam, neden bunu o zaman herkesin önünde söylemedin... Kelso'nun nasılda şahane kemik yapısı olduğunun yerine?
Okay, why couldn't you have said that in front of everyone... instead of how great Kelso's bone structure is?
Kelso, sen fikir edinemezsin.
Kelso, you don't get to have ideas.
Hakla onu, Kelso!
Go get'em, Kelso!
Bu da Dwight Kelso'nun ;.. ... Stephanie'nin cinayetinden mahkûm edilen adamın kanı.
Perfect match to Dwight Kelso, the guy convicted for Stephanie's murder.
Kimliği bilinmiyor.
Unknown. But Kelso didn't have an accomplice.
Ama Kelso'nun suç ortağı yoktu. Artık dosyaya neden baktığımızı anlamışsındır.
Then you know why we're looking at the file.
Ama Kelso'nun eldiveni hiçbir olay yeri fotoğrafında ya da çizimlerde yok.
Kelso's glove is not in any of the crime scene photos, any of the sketches, anywhere.
Ama o eldiveni hatırlıyorum, her yerinde Kelso'nun kanı vardı.
I do remember that glove, though. Kelso's blood was all over it.
Polis Kelso'yu kaçarken şurada yakalamıştı.
Over there is where the beat cop grabbed Kelso as he was running out into the alley.
Kelso'nun kanlı eldivenini nerede bulduğunu hatırlıyor musun?
Now, do you remember where you found Kelso's bloody glove?
Kelso'yu zaptetmeye çalışıyordu, karanlıktı.
He was busy trying to corral Kelso.
Kelso'nun eldiveninin kumaşında köpek kılı çıktı.
Kelso's glove... embedded in the fabric... dog hair.
Tıpkı raporda yazdığı gibi Kelso'ya ait.
Kelso's... just like in the report.
- Kelso'nun tükürüğü mü?
Kelso's saliva?
Kelso gibi adamlar yapmadıkları şeylerle övünür.
Guys like Kelso brag all the time about things they didn't do, cat-and-mouse...
Kelso'nun yaptığını düşündüm, belki de yanıldım.
I liked Kelso.
Kelso'lar. - Kim?
Who?
Kelso Tavuklu Dürümleri.
From kelso's chicken wrap.
Dr. Kelso, cevabı bilmediğimizde, bize bağırır...
Dr Kelso yells at us when we don't know...
Bir soruya yanlış cevap verdiniz diye, Kelso size hiçbir şey yapamaz.
Kelso can't do a thing to you if you answer a question wrong.
Birdenbire, Dr. Kelso daha az ürkütücü görünmeye başladı.
And then it happened. Suddenly, Dr Kelso didn't seem as frightening.
Belki Kelso'ya üzüldü ve elindeki tek şeyi almak istemedi.
Maybe he felt sorry for Kelso and didn't wanna take the one thing he had.
Bugün personelimiz eksik. Çünkü Kelso bir psikoloji araştırma projesi için siz maymunların hepsini gönüllü olarak yazdırmış. Kıçımın projesi.
We are short-staffed today because Kelso has volunteered all of you scut monkeys for some psychologist's research project, which means you won't be helping patients.
Dr Kelso sanırım bu tamemen duygusuzcaydı.
Dr Kelso, that's extremely insensitive.
Dr. Kelso, Ben...
Dr Kelso, I...
Üzgünüm efendim.Kelso'nun beni seçtiğine inanamıyorum.
Sorry, sir. I just can't believe Kelso chose me.
- Dr. Kelso sizi biraz sıkabilir miyim?
- Can I bother you for a second?
Dr Kelso bunu cinsel ayrımcılık olduğunu düşün müyormusunuz?
Dr Kelso, don't you think that's a little sexist?
Efendim, Dr. Kelso bir hastaya bebek bakıcılığı yaptırıyor.
Sir, it's Dr Kelso. He's making me baby-sit this patient.
Dr. Kelso, hastaneye dava açmayacağım.
Dr Kelso, I'm not suing the hospital.
Ya Stephanie'yi Kelso öldürmediyse?
What if Kelso didn't kill Stephanie?
Kelso'nun ağzından çıkan kan eldivenle bıçağa nasıl bulaştı?
Well, how did blood from Kelso's mouth end up on the glove as well as the knife?
Kelso'ya ait değil.
It doesn't belong to Kelso.