Keno tradutor Inglês
91 parallel translation
- Ben Morrie Keno.
I'm Morrie Keno
Keno Krause'den...
- Keno and Kraus. - Hello.
Geleceğiz. - Uğradığınız için sağ olun.
- We'll be there, and thanks, Mr. Keno, for dropping in.
Buna gerek yok, Keno.
Don't have to, Keno.
- Hayır Keno.
No, Keno.
Adım Keno.
Name's Keno.
Keno ile kavganı düşünürsek, olmaz.
Not on the basis of what you did against Keno.
- Adım Keno.
- Name's Keno.
- Bu arkadaşım, Keno.
- This is my friend, Keno.
- Slater, bu Keno.
- Slater, this is Keno.
Ben deliyim, Keno.
I'm a freak, Keno.
Keno.
Keno.
Sen ne yaparsın bilmem ama ben elime bir şişe tekila alacağım ve benim ufaklığa muamele çekecek bir hatun bulup, rahatlayacağım.
I don't know what you're gonna do. I'm gonna get me a bottle of tequila, one of those Keno girls... that can suck the chrome off a trailer hitch, then kinda kick back.
Ben Keno / Reno dan Jamie Hamilton.
This is Jamie Hamilton. From KENO, Reno.
Ama Keno adlı bir balıkçı, oğlunun o lanetli adada, bir canavar tarafından öldürüldüğünü söylüyor.
But one of them, a man named Keno, has told of a monstrous creature on that cursed island a monster that murdered his son.
Loto kağıdı alırsan seni öldürürüm.
If you pick up a keno card, I'll kill you!
Oturmayı bile bilmeyen birisine bir diploma veremem!
Hello, I'm Plato. Please partake of keno, craps and the town's loosest slots.
Keno!
Keno!
Hayır, Keno!
Yo, Keno!
- Keno, dikkatli ol.
- Keno, be careful.
Olmaz Keno.
No way, Keno.
- Keno'ydu, değil mi?
- Keno, wasn't it?
Keno, gel.
Keno, come on.
Eğer oradaysan, benim, Keno.
if you're there, it's me, Keno.
- Tıpkı Keno'nun dediği gibi.
- Just like Keno said.
- Bize bırak Keno.
- Let us handle it, Keno.
Keno, geri çekil.
Keno, stay back.
Keno, bu senin kavgan değil.
Keno, it's not your fight.
- Keno, söyledim sana- -
- Keno, i told you...
Daha sonra Keno, adamım!
Later, Keno, dude!
merhaba, ben Plato lütfen keno'ya, kreplere ve kasabanın en çok kaybettiren slotlarına katılın benim felsefem : katılmak!
Hello, I'm Plato. Please partake of keno, craps and the town's loosest slots. My philosophy is :
Nasılsın?
- How are you? - Keno?
- Loto?
- Keno?
Yani sen büyük bahisleri zor yoldan bıraktın loto oynamak için ha?
So you gave up big balls bets on the hard way... to play keno, huh?
Syd ve ben bir keresinde lotodan 38 bin dolar kazanan birisini gördük.
Syd and I saw a guy win 38 grand playing keno once.
Loto?
Keno.
Oh, keno.
Oh, keno.
Hal, arabada 8 saat boyunca kart oyunlarını nasıl kazandığını anlattın.
Hal, you made me sit for eight hours in that car listening to your foolproof system for winning at keno.
Keno?
Keno?
Görmüyor musun kumar oynuyorum.
Can't you see I'm playin'keno?
Su anda keno bar'da.
He's in the keno bar now.
En iyi arkadaşım Keno, Afrika Ayak Dansı'nın nasıl yapıldığını öğretti.
And my best friend Keno taught me how to do the African Boot Dance.
- Haydi, Keno.
- Come on, Keno.
Burada Kino adında bir barmen vardı. Şimdiye kadar tattığım en güzel romu yapardı.
They had a bartender here, Keno, made the best rum Cannonball I've ever tasted.
O'da masalarda çalışıyor.
She works in our keno pit.
Loughlin'deki bir garson kıza balatayı parlatmak mı?
Getting your knob shined by a keno waitress in Laughlin?
Define Adası'nda bir keno kızıyken o adamla tanıştım.
I met him when I was a keno girl at Treasure Island.
Keno, burada eriyip gideceğiz.
Keno, we'll destroy our lives here.
Bütün paramı toto oynarken kaybettim, çünkü tombala gibi kolay bir oyun olduğunu sanmıştım, ama değilmiş.
I lost all my money playing keno... because I thought it was easy, like bingo, but it's not.
Tüm paramı, loto denilen bir oyunda kaybettim, ki bu arada aptalca bir oyun bence.
I lost every penny I had to keno, which is a stupid game, by the way.
Alan, para saçmak istersem gider Keno oynarım.
Alan, if I wanna throw away money, I'll play keno.