Korsan tradutor Inglês
3,504 parallel translation
Biliyorsun, o........ bir korsan değil, yemek pişirirken kaza geçirdi.
- Um, you know she's - Not a pirate, she had a cooking accident.
Ben buraya bir tekne almaya geldim. Korsan olmaya değil.
I come here to buy a boat, not become some goddamn pirate.
Hayatın burada daha kolay olması gerekirken bir korsan, öğretmen ve taş kafalı bir seyyah tarafından ağlarım elime veriliyor.
Life is supposed to be better here, and I'm getting my webs handed to me by a pirate, a schoolteacher, and a boulder-headed pilgrim.
Ben bir bilgisayar korsanıyım sahte bomba yapımcısı değil.
I'm a hacker not a prop maker.
- Korsan.
- Pirate.
Kısaca dükkanda, korsanın bir daha yanına yaklaşmamasını sağlayacak fevkalade şeyler bulunduğu için diyelim.
Why? Well, let's just say there are many wonderful things in there that I could use to make sure that pirate never comes near you ever again.
O hep faturalandırılmamış akıllı telefonlar, bilgisayarlar için yongalar, korsan indirmeler, bu tür şeyler yapardı.
He was always making smart phones where you wouldn't get billed, chips for computers, free downloads, that sort of thing.
Bilgisayar korsanı sözcüğü önceleri bilişim dünyasının sınırlarını zorlamaya çalışan çalışkan kodlayıcılar için kullanılırdı.
"Hacker" used to refer to industrious coders who pushed the boundaries of modern computing.
Muhtemelen kötülüğüyle ün salmış en büyük korsan paçayı kurtarandı.
Perhaps the most notorious hacker of them all was the one that got away.
Bu korsan, bu kodlayıcı ; sisteme sızıp sırlarını ifşa ederek internetin herkese açık olmasını sağlama aldı.
This hacker, this coder, hacked into the system and laid its secrets bare, ensuring that the Internet would become an open forum.
Hem o korsan bunu yakayı ele vermeden yaptı.
Plus that hacker made his mark without ever getting busted.
- Korsan mal.
- Knock-off designer goods.
Ve sen, çok zengin bilgisayar korsanı mısın?
Ex-CIA? And you, just a very rich hacker?
Gözüm üzerinde korsan.
- I'm watching you, pirate.
Ne... O korsan şapkasını nereden aldın?
Where... where'd you get the pirate hat?
- Senin şu korsan çip hala çalışıyor mu?
Is your hacker chip still working?
İyice kızartılmalı ve karton bir korsan şapkasında servis edilmeli. Tıpkı Tanrı'nın tasarladığı gibi.
It should be deep fried and served in a cardboard * * * like God intended
- öncü beşlik -... "Korsan" olarak değiştireceğiz! - Dostum!
to- - preemptive high five- "Snore-son"!
Daha sonra "Korsan" yazısının sağ altına...
And then right beneath "snore-son,"
Keçeli kalemle "Korsan" yazmak ne kadar sürer biliyor musun?
Do you know how long it would take to write "snore-son" with a sharpie?
Korsan veya kırık.
"pirate" or "broken."
İşin daha da komiği korsan Depeche Mode CD'sinin şu an dizüstü bilgisayarımda olması.
The pirated Depeche Mode CD I have in my laptop is even funnier.
Pirate Bureau'ya ( Korsan Bürosu ) satın aldığım bir bilgisayarı vermiştim.
I bought a computer that I gave to the Pirate Bureau.
"Korsan Bürosu" adı kolay bir seçimdi.
The name "the Pirate Bureau" was an easy choice.
Korsan olayını romantize etmeyle ilgili değildi göze çekilen sansür bandı vesaire.
It wasn't about romanticizing pirate stuff with eye patches and stuff. We've never liked that.
- İşte benim korsan kopyam.
- Here's my pirate copy.
( PIONEN WHITE DAĞI-Veri Merkezi ) Sonradan farkettim ki Pirate Party ( Korsan Partisi ) kendi ISP'sini tescillemişti.
Then I realized that the Pirate Party had registered their own ISP.
Korsan Partisi telif hakları yasalarının reformu, açık bir internet ve kültür eserlerine özgür ulaşım için çalışıyorlar.
The Pirate Party works for reformed copyright laws, an open internet and free access to culture.
Fatkettim ki eğer Korsan Parti tarafından host edilirsek ve birileri onları da kapatırsa, bu bir partiyi kapatmak anlamında gelir.
I realized that if we're hosted by the Pirate Party it means that if someone closes them down, they're closing down the party.
( KORSAN PARTİSİ-Pirate Bay kararından sonra AB parlamentosunda 2 sandalye kazandı ) Bunun da anlamı İsveç'i Avrupa Birliği'nde temsil eden siyasi bir partiyi kapatmak olur.
That means closing down a party that represents Sweden in the EU.
Eğer Korsan Partisi tarafından host edilirsen, politik koruman olur.
If you're hosted by the Pirate Party you get political protection.
Wikileaks ya da Korsan Partisi, TPB ile ne yaptıysalar aynısını taklit ettiler.
WikiLeaks or the Pirate Party copied what they had done with TPB.
Tünel bilgisayarı Korsan Partisi ile beraber Pionen'de duruyor.
The tunnel computer is located in Pionen with the Pirate Party.
Korsan Partisi'ne sorun, band genişliğini onlar sağlıyor.
Ask the Pirate Party, they are hosting the bandwidth.
Bölge Mahkemesi'nde Korsan Partisi'nin bize verdiği desteği özler olduk açıkçası.
We miss the support from the Pirate Party in the District Court.
- Otobüsler Korsan Bürosu'ndandı.
- The buses were the Pirate Bureau.
Korsan Bürosu muydu onlar?
Was it the Pirate Bureau?
Korsan hareketinin bedava dosya paylaşımıyla ilgili fikirleri artık pek tutulmuyor.
The pirate movement's idea to fight for free file sharing just isn't accepted anymore.
Hem korsan hem de keş.
He's a pirate and a junkie.
"Korsan Gottfrid Svartholm Warg tıbbi bakımda tutuluyor."
"The pirate Gottfrid Svartholm Warg handed in a medical statement."
Umarım henüz korsan olmamışsındır.
Hope you haven't resorted to piracy yet.
Demek ki Amerika'daki herkes korsan izlemiş ve film hiçbir yere gitmedi sanıyorlar ama Londra'ya gelmiş!
So everybody in the States that bootlegged it and didn't think it got anywhere, it made it to London, you bitch!
Korsan tarzı gibi.
It's like, um, pirate chic.
Psikopat korsan gibisin.
You look like a psycho pirate.
Araba yerine bir korsan gemisi mi?
The "Jolly Roger" instead of a car?
Bilmeyen gözler için karalamadan farksız ama bir korsan için harita anlamına gelir.
To the untrained eye, a child's scribbles. But to a pirate? It's a map.
Bir depo buldum ve bizim korsanı oraya kilitledim.
Found a storage room and locked our stab-happy pirate in there.
- Biri New York'a korsan gemisiyle nasıl girebilir?
How'd he get a pirate ship into New York? It's cloaked.
- Korsan gemisini nasıl kullanman gerektiğini biliyor musun?
You know how to sail a pirate ship? Yeah.
Korsan.
Pirate.
O cılız kemiklerini deniz kızlarının lanetinden kurtaran bir korsan.
A pirate saved your scrawny bones from the curse of the mermaids.