English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Koşuyorum

Koşuyorum tradutor Inglês

526 parallel translation
Yıllardır peşinden koşuyorum.
I've been following you for years.
Şimdi kumarbazım... mutlu bir domuz gibi kanun kaçağı olarak yaşıyorum. Zevk peşinde koşuyorum.
Now I'm a gambler... running at large, like a happy pig... devouring everything of life that pleases me.
Bazen, ayakkabılarımı çıkarıp etrafta koşuyorum.
I've been running around with my shoes off for quite some time.
Babamdan daha hızlı koşuyorum.
I can run faster than Papa now.
Ölüme koşuyorum, ve ölüm beni bulduğunda tüm zevklerim dünde kalacak.
I run to death and death meets me as fast. And all my pleasures are like yesterday.
Bu yüzden, her gece kostümümü bile çıkarmadan eve koşuyorum.
That's why I rush home every night without even changing my costume.
Parti için bir kadın eli şart. Böyle zamanlarda onun yardımı için kasabaya koşuyorum.
A party needs a woman's touch, and at a time like this I always chase into town for her help.
Öyle deliyim ki, Roy Carter gibilerine koşuyorum.
So desperate, I run to the likes of Roy Carter.
Sence neden hep bir şeylerin peşinde koşuyorum?
Why else would I be chasing around looking for something?
Sahiden de büyüdüğümü düşünüyorum ama derken bir şey oluyor ve bebek gibi sana koşuyorum.
I think I'm really grown-up and then something happens, and I run to you like a baby.
Tüylerim diken diken oluyor ve onlara koşuyorum.
and I get goose-pimply all over, and I come to'em.
Yoruldum ve dudağımda bir delikle koşuyorum.
I'm tired and running with a hole in my lip.
- Koşuyorum.
- Running.
Sokaklarda koşuyorum.
I'm running through the streets.
Doğrusu bugünlerde biraz meşgulüm. Bir işten diğerine koşuyorum.
Yes, I have been rather busy, actually, with one thing and another.
- Koşuyorum.
I'm running.
Koşuyorum.
I'm running.
- Ben de kendi kendime koşuyorum. Merhaba albay.
- I've been running around myself.
Ben de sevgilimin peşinden iki yıldır koşuyorum ve yürümeyeceğini biliyorum.
I've been after my girl for 2 years... and I know it won't work
- Birkaç rol peşinde koşuyorum.
Um, I'm up for a couple of parts.
İleri koşuyorum!
Forward pass!
Koşuyorum ya!
We're done running, man.
Yavaş koşuyorum.
I'll go slow. Come on.
Liliane nerede diye koşuyorum.
I'm a complete wreck!
Her şeye ben koşuyorum.
I'm always the one.
Farz et ki seni at gibi koşuyorum!
Run as if I were riding you!
Ancak sana bir şart koşuyorum...
But unless you do what I ask...
Seni devamlı bir işe koşuyorum.
I'm assigning you a permanent job.
Ancak, davranışlarına göz yummuyorum, ve tahliye için Sosyal Hizmetler'e 326.41 dolar tazminat ödemelerini şart koşuyorum.
I do not condone their behaviour, and as a condition they must repay Welfare some $ 326.41 in damages.
- Ben koşuyorum.
- I run. - Really?
Kazanmak için koşuyorum.
I run to win.
- Şimdi olmaz, koşuyorum.
- Not now, I gotta run.
- O zaman ben çıkıp yardımlarına koşuyorum.
- So I gotta get in there and help.
İşteki ilk günüm ve canavar peşinde koşuyorum!
My first day on the force and I'm chasing monsters!
Özgürlükle aralarında durduğuma inanan 3 tane kızımla kendimi aç bırakarak, tek kişilik yatağımın etrafında günde 3 mil koşuyorum!
And with 3 teenage daughters who realize that... between them and freedom looms their mother, the idiot... starving myself and running 3 miles a day... around my single bed!
Koşuyorum!
I run
" Artık koşuyorum her gün üsten
" Now I'm marching everyday
Elimden geldiğince koşuyorum ama ayaklarım yetişemiyor!
I'm running too fast. My feet can't keep up!
Koşuyorum, egzersizler yapıyorum...
I jog, I exercise, -
1200 için bile peşinden koşuyorum.
I gotta chase you down for $ 1,200.
Onun gücüyle koşuyorum.
Running with her strength.
Başkanlığa koşuyorum.
I run for President.
İki gündür koşuyorum, ve onları bulamadım.
I've been running for two days, and I haven't found them.
Koşuyorum, bir kapıyı açıyorum...
I run, I open a door... There's no door.
Şimdi çok iyi koşuyorum.
I'm running pretty good now.
Senin yüzünden mesanem bozuldu, sürekli tuvalete koşuyorum.
Because of you, my bladder's damaged. That's why I can't hold my water.
Her gün sabah 6'da kalkıp 3 mil koşuyorum.
I wake up every morning at 6 o'clock and I run 3 miles.
Parkta koşuyorum, kilo verdim her gece barbekü yapıyoruz.
I'm running in the park, I've lost weight we're barbecuing every night.
Isınmak için koşuyorum. Gözleri yaşlar içinde fırladı.
Crying his eyes out?
Freddie "Koş!" diyor ben koşuyorum
So, Freddie goes, "Run!" So I ran.
- Tamam, koşuyorum.
- Okay, I'm running.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]