English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kurbağalar

Kurbağalar tradutor Inglês

693 parallel translation
Hatta kurbağalar bile.
Even the frogs.
Şampanyanın, ağaç kurbağalarının, gece çiçeklerinin ya da hatıraların araya girmesine izin vermemelisin.
You can't let champagne or – or tree toads... or night flowers or memories get in the way of it. - It's all over.
Gelin, sizi gidi küçük kurbağalar!
Come on, you little frogs.
- Kurbağalar orada durur.
- That's where frogs belong. - Oh.
Balıkların ölmesi ve kurbağaların sudan çıkışı tanrının mucizesi mi?
Was it the wonder of your god that fish should die and frogs should leave the waters?
Kurbağalar için.
For frogs.
Ya zavallı minik kurbağalar?
What about the poor little frogs?
Bütün o kurbağalar.
To the... And all those frogs.
Dünyanın sonu gelince, kurbağalar aya nasıl gidecek?
Well, no, let me explain. See, when the world comes to an end, how are the frogs gonna get to the moon? In this.
Kurbağalar için model tuvaleti.
The model restroom for the frogs in the spaceship.
- Küçük kurbağalar çok mutlu olacak!
- Oh, will those little frogs be happy.
Aya gidecek olan kurbağalar.
The frogs that are going to the moon when the Earth is destroyed.
Kurbağalar uzay gemisiyle aya gidecek...
The frogs are gonna go up to the moon in the spaceship, these...
Kurbağalar, vıraklarsınız devamlı, Neden akıl etmediniz başınızı kaldırmayı?
Oh frogs, you keep on croaking, Why didn't you think of looking up?
- Kurbağalar.
Frogs.
Ağaç kurbağaları ve küçük yılanlardan daha iyidir.
Well, it's better than tree toads and garter snakes.
Bizim oralarda kurbağalar zıpkınla avlanır.
We gig frogs down in my part of the country.
Eleanora Giardinelli kurbağalar havuzunda beyaz bir kuğu.
Eleanora Giardinelli... a white swan in a pool of frogs.
Şu kurbağalar, hatta bazı devasa olanlar!
These frogs... even some giant ones!
Küçük kurbağalar var ama ben en çok büyük olanları seviyorum.
There are small frogs, but the ones I like the most are the big ones!
- Kurbağalar.
'The toads...
Kurbağalar.
Toads.
Hayır. Airedale'le uğraşıyorum sonra da sırada kurbağalar var.
No, I'm still putting a tuck in the Airedale and then I got the frogs to let out.
Kurbağalar.
- Frogs.
Kurbağalar, evet. Sonra, kan.
And the curse of blood...
Ancak klasik inanışa göre... Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
But there is no doubt that the classical tradition is the curse of boils, bats, frogs, the curse of blood, the curse of rats, hail, of beasts, the locusts of course... the death of the first-born,
" Kentleri çömelmiş kara kurbağalar gibi
" And their cities squat like black toads
Kurbağaların resimlerini çektiniz mi?
Take any pictures of frogs lately?
Tüm bilgimizle ve tüm paramla... hala bu kurbağaları uzak tutamıyoruz.
With all our technology and all my money, we still can't get rid of these frogs.
Kurbağalar cama saldırıyor... yılanlar avizelerde.
Frogs attacking windows, snakes in chandeliers.
Şu kurbağalar beni de çıldırtıyor.
The frogs are driving me crazy, too.
Şimdide kurbağalar düşünüyor.
The frogs are thinking now.
Tüvit takımlı kısa boylu adamlar kurbağaları doğrar, bağış toplar.
It's a lot of guys in tweed suits, cutting up frogs on foundation grants and...
Kurbağaların arasından, bir gün cezbedici bir prens görünecek.
Amongst the toads, someday a prince charming will turn up.
Kurbağalar için iyi değil.
It's not good for Frogs.
Bay Giovanni kurbağalarıma karşılık bana bunu verdi.
Mr. Giovanni gave it to me in change for my frogs.
- Kurbağalar çok güzel.
- Nice frogs.
Ye bu kurbağaları, yoksa cehenneme gidersin.
Eat those frogs, or you'll go to hell.
zehirli kurbağalar... kaçın!
A poisonous toad... Run!
Diğeri ne zaman ağzını açsa, dışarı su keleri ve kurbağalar çıkıyormuş.
Every time the other one opened her mouth, out came newts and hoptoads.
Su keleri ve kurbağalar çıkıyormuş.
Newts and hoptoads, coming out.
"World Wide Stüdyoları, zengin ve ünlü olmak isteyen kurbağalar için yetenek sınavı açtığını ilan ediyor."
"World Wide Studios announces open auditions for frogs wishing to become rich and famous."
Yani, kurbağalar sıçrayamasalardı bisikletle birlikte ezilirlerdi.
I mean. if frogs couldn't hop. I'd be gone with the Schwinn.
Umut verici kokusu yok ama kurbağalar da yemek yemeli.
Doesn't smell promising but a frog's gotta eat. ( arguing and fighting )
Gelecek hafta, kurbağalar için yetenek sınavı yapıyorlar.
Yeah, well, they're holding auditions for frogs next week.
Siz kurbağaların büyüdüğü gibi.
Expandin'. just like you frogs expand.
- Kurbağalar büyümüyor mu?
Don't you frogs expand?
Kurbağaları öldürmek.
Kill frogs.
Kucaklaşan kurbağaların müziğini dinliyorsunuz.
( Hopper on radio ) You've been listenin to music to hug frogs by.
Bak, kurbagalar...
Look, frogs...
Kurbağalar?
- Frogs, yes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]