Köşeyi dönünce tradutor Inglês
285 parallel translation
Sokakta giderken köşeyi dönünce...
It may come around the corner...
- Hemen köşeyi dönünce.
It's just around the corner.
Köşeyi dönünce yavaşla.
Around the corner, then take it easy.
Mekanın adı, Luigi'nin Yeri... 125. caddede. Bulunduğunuz yerden hemen köşeyi dönünce.
The name of the place is Luigi's, on 125th Street, just around the corner from where you are.
Ağlama duvarı, hemen köşeyi dönünce Keith.
The wailing wall is just around the corner, Keith.
- Köşeyi dönünce ileride diyor.
He says it's up ahead, Lieutenant, around that bend. Out.
Köşeyi dönünce.
It's around the corner.
- Köşeyi dönünce...
- Around that corner.
Az kaldı. Şu köşeyi dönünce.
We're almost there. lt's just around this bend.
Köşeyi dönünce.
Round the corner.
Hemen köşeyi dönünce araba lastiği satan bir dükkân olacak.
There's a tire shop just around the corner.
- Köşeyi dönünce.
- Around the corner.
Orada, köşeyi dönünce.
There. Around the corner.
Köşeyi dönünce
Around the corner
Harika. Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum. - Evet.
Excellent, now I suggest we go different ways and meet back at the furthermost point which is probably round the corner there somewhere, off you go, off you go now.
Odam hemen köşeyi dönünce.
My office is just around the corner.
Köşeyi dönünce holün sonunda aşkım.
It's right around the corner, down the hall, love.
Köşeyi dönünce, sol taraftaki telsiz odasında.
I s in the radio office on the left, around the corner.
Eve gitmek için köşeyi dönünce bir anda "Komik, hiçbir şey değişmemiş" diye düşündüm.
We turned up the street toward home and I thought, Heres something funny, it hasnt even changed.
Orada, köşeyi dönünce.
- There, around the corner.
Hemen aşağıda, köşeyi dönünce, efendim.
It's just down here around the corner, sir.
Köşeyi dönünce, meydana, foruma yani.
Right around the corner, at the forum.
- Hemen şu köşeyi dönünce görürsün.
- He's right around the corner.
Ben o köşeyi dönünce...
It was around that corner that it...
Köşeyi dönünce park yeri var.
Listen, you drive around the corner, you park in this parking lot?
Bak, Evelyn, doğruyu söylüyorum ihtiyarı evine götürdüm, hemen şuracıkta, köşeyi dönünce.
Look, Evelyn, I'm telling you the truth I took the old man home, it's just down there, around the corner.
- Benimki hemen köşeyi dönünce.
Well, I have a little pad just around the corner.
Hemen arkada, köşeyi dönünce.
Just in the back, around the corner.
Zannedersem, ama sonra, köşeyi dönünce Sör Tavish Mortimer ile karşılaşmış.
I dare say, but then, round the corner came Sir Tavish Mortimer.
Eben * nkinde, köşeyi dönünce.
Up Jack's arse and round the corner.
Şu köşeyi dönünce.
It's right around the corner.
MacFarland Nakliye, inşaat deposu. Ve köşeyi dönünce, bir vejetaryen restoranı.
McFarland's Carriage Building Depot and the vegetarian restaurant around the corner.
- Köşeyi dönünce.
- He's around the corner.
Merak etme, arkadaşımın evi hemen köşeyi dönünce.
Yeah, my friend lives right around the corner.
Evet, nalbant köşeyi dönünce.
Yeah, the blacksmith's right around the corner.
Evet, hemen köşeyi dönünce.
Yeah, just round the corner.
Hemen köşeyi dönünce, caz kulübü.
Just around the corner, jazz club.
Evet, hemen şu köşeyi dönünce, ama orası şimdi kapalı.
Yeah, it's just around the corner, but it's closed now.
- Carmelina'da, köşeyi dönünce.
Where was this? On Carmelina, around the corner.
- Hemen köşeyi dönünce.
- It's right around the corner there.
Köşeyi dönünce bir posta ofisi var.
There's a post office round the corner.
Tam köşeyi dönünce.
He's just around the corner.
Köşeyi dönünce.
Just around the corner.
İleride, köşeyi dönünce.
Straight ahead, just round the corner
Aradığınız yer, köşeyi dönünce.
The PSB is just round the corner
- Köşeyi dönünce.
- Just around the corner.
Şu köşeyi dönünce çöp tenekelerinin içinde
Round that corner, man Hiding in the trash cans
- Hemen köşeyi dönünce.
- Just around the corner. - Come on.
Köşeyi dönünce park edilmiş ve motoru düşmüş.
It was parked around the corner where the engine fell out.
- Köşeyi dönünce.
- The sooner the better for me.
Köşeyi dönünce, arkada.
Oh...