Kısa bir süreliğine tradutor Inglês
798 parallel translation
En azından kısa bir süreliğine.
For a while, anyway.
Kısa bir süreliğine gözden kaybettik.
We lost sight of him for just a short while.
Kısa bir süreliğine müşterilerin hesaplarına ben bakacağım tamam mı?
I'll make the rounds of the geisha quarters for a while, all right?
Sadece kısa bir süreliğine, sağIığı için, canım.
Just for a little while, for his health, dear.
Biraz nefeslenmek için kısa bir süreliğine burada durmuştu.
He stopped here for a spell to kind of catch his breath.
Hayır, Kısa bir süreliğine izin istiyorum.
No, I'm here to request a short leave.
Şuradan kısa bir süreliğine kurtulabilsem eminim ki o aşağılık herifi bulurdum.
If I could just get out of here for a while, I bet you I could find that skunk.
Peki ya kısa bir süreliğine buradan çıksan arayıp bulacağım dediğin şu adama ne oldu?
What about that guy you were gonna find... if you could just get out for a while?
İsterseniz kısa bir süreliğine görebilirsiniz.
You can go in and see her now for a moment if you like.
Kısa bir süreliğine bende kalacak sanırım.
I think I keep this for a little.
Seni kısa bir süreliğine bırakacağım sanırım.
- I think I leave you for a little.
Kısa bir süreliğine içeri girmeme izin verir misiniz?
Would you mind stepping out for a moment?
Kısa bir süreliğine bile olmadı ve...
Haven't been one in a while,
Sadece kısa bir süreliğine.
For a short time only.
Savaş zamanında bir kamp gösterisi için çok kısa bir süreliğine gelmiştim.
Oh very briefly I came through with a camp show during the war.
Kısa bir süreliğine.
A while.
Kısa bir süreliğine, şüphesiz.
That was just for a few moments, of course.
Kısa bir süreliğine, sıcaklık rahatsız edici olacak.
You'll find the temperature unpleasant for a short time.
Yalnızca kısa bir süreliğine benimle kalın ve eğer tanrılar isterse size bir erkek evlat vereyim.
only stay with me for a little while and if the gods will it, I will give you a son.
Tamam ama kısa bir süreliğine.
Okay, but only for a little while.
Evet, kısa bir süreliğine.
Yes, for a little while.
O sadece kısa bir süreliğine bizi görmeye gelir.
And he's only going to see us once.
- Evet, kısa bir süreliğine.
- Yes, for a little while.
Sanırım, Dr. Jason'a tekrar gitmeye başlasan iyi olacak, kısa bir süreliğine.
I think you'd be better go back to Dr. Jason, for a little while, anyway.
Çünkü buradan, kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmak sana iyi gelir.
Because it'll do you good to get away from here, even for a little while.
Dinlenmeye ihtiyacım vardı, ben de kısa bir süreliğine eve gelmeyi düşündüm.
I needed a rest, so I thought I'd come home for a little while.
Ama sadece kısa bir süreliğine.
But only for a short time.
Son bir kaç deneyde, içime çektiğimde bütün benliğim kısa bir süreliğine uyarıldı.
In my last few experiments, as I inhale... my whole being is stimulated for a short time.
Bir dakikadan kısa bir süreliğine yok oldu.
For one little moment it no longer existed.
Kısa bir süreliğine akşam gazetenizi alabilir miyim?
Well. Ah, is it all right then, if I borrow your Standard for a little while?
George kısa bir süreliğine ayrıldı.
George had to leave for a moment.
Kısa bir süreliğine.
Just for a while.
Kısa bir süreliğine.
Just for a little while.
Adam, kısa bir süreliğine döndüğü bu dünyada farkındadır ki,.. ... ona gönderilmiş olsa da, o ölmüştür.
He knows that in this world to which he has just returned for a while, only to be sent back to her, she is dead.
Ancak, temkini elden bırakmayıp havanın kısa bir süreliğine açılmasını bekleyebiliriz.
However, I can say with a certain degree of safety... ... that we can expect a brief period of fair conditions.
Kısa bir süreliğine çıkmam lazım.
I have to step out for a bit.
Ben kısa bir süreliğine kalıyorum.
I stay only for a while.
Kısa bir süreliğine ona verebilir miyiz? bir süreliğine...
You give that to the boy for a little while.
Fakat sadece kısa bir süreliğine.
But only for a short while.
Bayan Evansbizi kısa bir süreliğine ziyaret edebilirdi.
Mistress Evans could pay us a wee visit for awhile.
Aynı zamanda kocam olan Profesör, sizi kısa bir süreliğine alıkoyacağı için özürlerini iletmemi istedi.
'My husband, the Professor,'has asked me to convey his apologies for detaining you for a moment.
Engel olabilirim, en azından kısa bir süreliğine.
I can, at least for a little while.
Kısa bir süreliğine de olsa gelemez mi çavuş?
Can't he leave for just a short while?
Ama kısa bir süreliğine bence.
Not for long, I trust.
Bu odayı hazırlayabilirdik, ama burada kısa bir süreliğine bulunacağınızdan...
We could make up this room, but for the short time that you are here...
Birinci sınıf bir işti. Kısa bir süreliğine beni kandırdın.
You sure had me going there for a while.
Sevgili genç bayan, sosyal inceliklerinizi kısa süreliğine kenara bırakıp çok arzuladığınız bir fırsatı yakalamak için küçük ve bencil ama doğal bir içgüdüye müsamaha gösterir misiniz?
Now, my dear young woman, if you will set aside your book of social graces for just long enough to seize an opportunity that you want very much by merely indulging a small natural selfish instinct.
Bu arada siz Invincible Kalesine... kısa süreliğine küçük bir takım gönderirsin.
The way I figure it, you can hold Invincible with a small party, but only for a short time.
Ve ben kısa süreliğine burada yokken size öldürücü bir silah daha göstermek isterim, bu silah fazla miktarda kullanılırsa bunlardan biri insanı ölüme götürebilir.
And now while I'm briefly away I'd like to show you still another lethal weapon if used in large quantities one of these can bore a person to death.
Kısa çöpü çeken, bir süreliğine ortadan kaybolur.
The one with the shorter one disappears for a while.
Yakınlardaydım ve selam vermeden gitmemin kabaca olduğunu düşündüm. O yüzden kısa süreliğine bir uğradım.
I was nearby and thought it would be rude not to say hello, so I stopped in for a moment.