Laf aramızda tradutor Inglês
147 parallel translation
Laf aramızda resepsiyoncu anlattı Bayan Tremont'un tüm o hoş şeylerini Bay Beddini karşılıyormuş kıyafetleri dahil.
And entre nous... the desk clerk has intimated... that Mr. Beddini provides Miss Tremont with all the niceties... including her clothes.
Laf aramızda harika bir yer.
Incidentally, what a swell spot that is.
Laf aramızda, efendim, Onu daha önce hiç görmedim ama inanıyorum ki o görünmez.
Between you and me, sir, I'll have to see him before I'll believe he's invisible.
Laf aramızda Bay Sharp burası alışık olduğum yerlerden çok daha iyi.
Well, confidentially, Mr. Sharp these quarters are better than those I'm accustomed to.
Laf aramızda delikanlı, West Point sınavlarını gördüm.
Confidentially, young man, I saw the West Point examination papers myself.
Laf aramızda, bu yer berbat derecede sıkıcı hale geliyor.
Between you and me, this place is becoming infernally dull.
Laf aramızda, o para babamdan alabileceğimiz son paraydı.
Incidentally, that money from Dad is the last were gonna take from him.
Laf aramızda, annesinin biryere gidecek hali de yok.
But boy, can her mother go places.
Laf aramızda muntazam.
Confidentially I'm stacked.
Laf aramızda, siz beylerin onun derisinin renginden bahsetmemenize sevindim.
Incidentally, I'm glad that none of you gentlemen have mentioned the color of the man's skin. Very well put, Mr. President.
Tabii, eğer hâlâ buradaysa. Laf aramızda...
If he's still here.
Laf aramızda, eğer geri gelirse delirmiş demektir.
He'd be crazy to come again.
Laf aramızda, Eiffel Kulesi'ni Çalan Kız bir felaket.
The Girl Who Stole the Eiffel Tower is frankly a disaster.
Laf aramızda, dostum, onlara yol gösteriyor gibi yapıyorum ve zaman kazanmak için göstermelik işler yapıyorum.
Between us, my dear, I'm leading them a merry dance, and to buy time... I'm doing a bit of tinkering...
Laf aramızda dar görüşlü biri de olsa şüphesiz mert biri.
He'll never set the world on fire, but he's a good man.
- Aslında, ondan nefret ediyorum. - Laf aramızda, Grunderler de öyle.
- So do the Grunders.
Laf aramızda sanırım Montague, bu görevin kendisine verileceğinden çok emindi.
Between me, you and the steering wheel I guess Montague figured he had the job tucked away in his back pocket.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Laf aramızda. Çok hasta bir kız.
This isn't something I can say loudly, but she's suffering from a very heavy illness.
Aramızda kalsın, Hatch Laf aramızda, hiçbir zaman iyi bir plan olduğunu düşünmemiştim.
Just between ourselves, Hatch I never thought it was a very good plan, anyway.
Laf aramızda, fena bir lago değil.
Mind you, he's not a bad lago.
Laf aramızda, şimdiye dek gördüğüm en iyi lago.
Mind you, he's the best lago I've ever had or seen.
- Laf aramızda bugün onu gördüğümde sahneye çıkabileceğine ihtimal vermemiştim.
- Mind you seeing him this afternoon, I never thought he'd get on stage.
Laf aramızda, Şaban ne anasını tanır, ne babasını.
Saban's father has come. He has no fathers or mothers.
Laf aramızda, dünyada hiç kimse prensese müzikal zarar veremez.
Between us, no one in the world could do musical harm to the princess.
Laf aramızda, ben bir karı istiyorum.
... by the way I want a woman...
Ve kesinlikle laf aramızda,
* And strictly entre nous
Laf aramızda, onlardan çok şey bekliyorum.
Off the record. I expect a lot from them.
Laf aramızda, ne de senin.
And, just between you and me, neither do you.
Laf aramızda, bir ABD Nükleer denizaltısında isyan çıkararak, büyük kargaşa yarattınız.
Off the record, you've both created one hell of a mess - a mutiny aboard a United States nuclear submarine.
Laf aramızda, bunun cinsel güçsüzlüğüne feci etkisi var.
Which, by the way, has enormous effect on your libido.
Laf aramızda, haklıydı.
By the way, man, he was right.
Laf aramızda... zaten öyle de olmalı... eğer beni son seçimlerde dinledilerse şayet.
Which, incidentally we would already have if they had listened to me in the last election.
Laf aramızda ne oldu öyle, bıçaklanma falan?
Between you and me what happened there, with the stabbing?
Laf aramızda.
Off the record.
Laf aramızda kalsın da, buraların değeri var ya...
Be pleased to. Because, between you and me, I reckon the values around here are- -
Ee, Kev, laf aramızda....
So, Kev, off the record....
Laf aramızda, sen de o geldiğinden beri biraz gergin görünüyorsun.
- She's fine. - Okay. You've seemed tense since she's been here too.
Laf aramızda, ne düşünüyorsun?
Off the record, huh?
Laf aramızda,'Uyuşuk Post'ların 1988 dünya turu için geniş bir pornografik kütüphanesi.
Not to mention an extensive library of pornography courtesy of the Psychedelic Furs world tour of 1988.
Laf aramızda, Nelle biraz yaramaz, değil mi?
Nelle's naughty, isn't she? - I don't know.
Burada James Dyson Walker'ın her hangi bir uyuşturucu ticaretinde bulunmadığını söylediği yeminli bir ifade var. Laf aramızda kalsın.
I have here a sworn statement from James Dyson Walker denying any participation in any drug transactions between you and me.
Laf aramızda iş konusunu açarım, o da stajyerin nasıl diye sorar.
She'll ask, "oh, how's your trainee?"
Laf aramızda kalsın, tamam mı?
- Keep it under your hat, will you?
Laf aramızda, dergimin bu kadar süre dayandığına inanamıyorum.
Between you and me, I can't believe my magazine has lasted this long.
Aramızda kalacak, laf sızarsa, birisi için çok yazık olur.
This is inside dope, and if it gets out, it'll be just too bad for somebody.
Aramızda paranın lafı mı olur?
Between you and me?
Aramızda paranın lafı mı olur?
What's a bit of money between us?
birileri mutlaka hesabı öder hem içkiler de müesseseden... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say...
♪ Always a chance we'll meet Somebody to foot the bill ♪ Then the drinks are on the house! ♪ Consider yourself our mate We don't want to have no fuss
Evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say... kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın...
♪ Consider yourself part of the furniture ♪ There isn't a lot to spare ♪ Who cares?
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
♪ Consider yourself at home Consider yourself one of the family ♪ We've taken to you so strong It's clear we're going to get along ♪ Consider yourself well in Consider yourself part of the furniture
Eğer sen o lafı söylemeseydin, onla aramızda böyle birşey olmazdı.
I never would have gone for it, if it hadn't been for you.