Lama tradutor Inglês
4,708 parallel translation
Fikir aşılama?
Incepting?
- Bu nasıl bir karşılama?
Thanks for the welcome.
Çünkü kaba kuvvet ve aşağılama tarzının bir niteliği. Cinayetlerinin bir şekilde intikama kök saldığını sanıyoruz.
Because brute force and humiliation are the hallmarks of his M.O., we believe his kills are somehow rooted in revenge.
Çünkü doğum günleri aşağılama dolu ritüelleşmedir. Tebrik kartı üreticilerini zengin etmek için küçük bir örgüt kurmak gibi.
Because birthdays are arbitrary events full of ritualised humiliation designed to make a small cartel of greeting card manufacturers rich.
İnsanları bu kadar kolay yargılama.
Like you're a great judge of character.
- Böyle insafsız yargılama.
- Don't speak harshly like that.
Özyineli tanılama tamamlandı.
Recursive diagnostics complete.
Böyle ölmek için ona iyi bir karşılama olacak.
She's going to get the kind of reception that's to die for.
Kişisel olarak algılama.
Nothing personal.
- Sayın Yargıç! Hükümsüz yargılama talep ediyorum.
- I ask for mistrial.
- Hayır, hükümsüz yargılama yok!
- No, it's not a mistrial!
Her şey sırayla. Sıvılama.
First things first.
- Beni yargılama.
- Don't judge me. - I'm not judging you.
Kişisel algılama sakın bu sadece bir iş.
It's not personal. It's just business.
- Lütfen kendi kendine olayı yargılama.
Don't let your personal shit cloud your judgment.
Kimseyi karakterine göre yargılama.
Don't judge a book by its content.
Ne dersem diyeyim lütfen beni yargılama.
"No matter what I say, " Please don't judge me
Dinle, kişisel algılama ama asıl senin düşünmediğin çok şey var.
Listen, nothing personal, but there's too much you haven't thought of.
Yargılama kusurluydu.
The argumentation is flawed.
Karşılama töreni nerede?
Where is the welcome ceremony?
Karşılama töreni yok.
No welcome ceremony.
Beni yargılama.
Don't judge me.
Adil bir yargılama olacak.
And a fair judgment.
Birkaç karşılama yöntemi biliyorum.
I know a few bean counters.
Şimdi hep birlikte, saygıdeğer hakemimiz için sıcak bir karşılama yapalım...
So let's give a warm, KEN welcome to our very distinguished judge,
Ama bunu görene kadar beni yargılama.
But don't judge me till you see this.
Beni yargılama
B, don't judge me.
Üretim maliyetinin en az % 35'ini karşılama garantisi almadan neden imalata başladın?
Why would you start production without at least a guarantee of 35 percent down to cover manufacturing costs?
Ne kadar da içten bir karşılama, sağ olun.
That's genuine caring, thank you, I think.
Mesele şu ki Florida'ya gittiğimizde böyle bir karşılama olacak mı acaba, Sölvi?
So, the question is whether we'll be greeted that way when we go to Florida now, Sölvi?
Eve gelirken yolda Dalai Lama'nın ilginç bir konuşmasını dinledim.
I was listening to a very interesting tape of the Dalai Lama on the way home.
Dalai Lama ile tanışmıştım.
I met the Dalai Lama.
Ama bunu yapamazsın çünkü o Dalai Lama!
But, you can't cause he's the Dalai Lama!
Kitabı kapağına göre yargılama demişler, değil mi?
Hey, don't judge a book by its cover, right?
Bir tanılama başlatacağım.
I'm gonna run a diagnostic.
- Kişisel algılama.
- Don't take it personally.
Sakın kişisel algılama.
Hey, don't take it personally.
"Diğer yanağını dönmek" veya "başkalarının yargılamasını istemiyorsan sen de yargılama" gibi.
It's like "turn the other cheek". Or "judge not lest you be judged".
Öncelikle Ellen... her zamanki gibi, bu sıcak karşılama için teşekkürler.
Well, let me just say... As always, Ellen, thank you for such a warm welcome.
Yirmi saniye beni yargılama, lafımı bölme... ve bana kızma.
I need 20 seconds where you don't judge me, interrupt me... Or get angry.
Kişisel algılama.
Don't take it personally.
Bu samimi bir karşılama.
That's a friendly welcome?
Beni yargılama, seni hiç evlenmedin.
Don't judge me, you've never been married.
Dışa vurum ve baskılama bizim küçük oyunumuz.
Uh, expression repression. It's our little game.
Karşılama biçimim...
My welcome was...
Biz Crescent Bay Karşılama Ekibiyiz ve kendimizi size tanıtmak için daha fazla bekleyemedik.
We are Crescent Bay's Welcoming Party, and, well, we just couldn't wait to introduce ourselves to you!
Anne, telesekreter karşılama mesajını değiştirmeni konuştuğumuzu hatırlıyor musun?
Mom, remember when we talked about changing your outgoing answering machine message?
- Yargılama, Morty.
Okay. All right, well...
İç çamaşırı ritüeli sembolik bir aşağılama olabilir.
You know, the underwear ritual may be about symbolic humiliation.
- Hükümsüz yargılama mı?
- Mistrial.
- Bu derece aşağılama.
- Don't put it down.