Lattes tradutor Inglês
222 parallel translation
Finzi-Continilerin bahçesinde, Lattes ve ben hariç herkes arî ırktan.
At the Finzi-Continis, except for Lattes and me... they're all Aryans.
Bay Lattes?
Signor Lattes?
- Lattes, Magda.
- Lattes, Magda.
Lattes, Luigi.
Lattes, Luigi.
Herkese benden bir zafer lattesi.
A round of victory lattes on me.
- yağsız latte ve bisküvi için.
- Low-fat lattes and biscotti.
- Tek istediğimiz iki sütlü kahve.
- Two caffe lattes.
Ekspresoya sınır koyamazsınız.
You can't limit my café lattes.
Biraz ekspreso alıyorum diye surat yapıyorlar bana.
They're making faces because I've had some café lattes.
Fakat istediğim kadar ekspreso alabilirim.
But I can have as many café lattes as I want.
Daha önce ekspreso içtiğini hiç hatırlamıyorum.
I don't recall you drinking caffe lattes.
5. sınıftan beri ekspreso içerim ben ve hiç geriye dönüp bakmadım.
I've been drinking caffe lattes since the fifth grade and haven't looked back.
Gömleğinde ekspreso mu saklıyorsun?
One of those caffe lattes in your shirt?
O içkiyi sütle birlikte hiç denedin mi?
Yeah, but have you tried the lattes with the whole milk?
- Lattesi hiç denedin mi? - Hayır.
- Yeah, but have you tried lattes?
İndirim ve hizmet gerek çünkü orada çalışanlar kitap okumaz.
They have to have discounts and lattes because their workers have never read a book.
Herkese benden latte!
Lattes for everyone.
- İki omlet alabilir miyiz lütfen?
- Can I get two lattes, please?
Anneme ne çok eğlendiğimizi anlattım, o da seni ve anneni bize davet etti.
I told my mom how much fun we had... and she invited you and your mom over for nonfat lattes.
Sekiz büyük sütlü kahve.
Eight double-tall lattes.
Uzun kamışlı, beş kafeinsiz kahve.
Five decaf lattes with a long straw.
Sonra latte içmeye başladım, şimdi de duble espresso içiyorum.
- I remember. Then I went to lattes, and then now, double espressos macchiato.
İki latte istiyoruz. Çok sıcak ve köpüksüz olsun.
Can I get two skinny vanilla lattes, extra hot, no foam?
Phoebe Krallığı ve bütün ihtişamı daha yeşil bir yer ve iki latte için terkedilecek.
Phoebe-ville and all of its glory will be abandoned - for greener pastures and two lattes.
Latte işi buraya kadarmış.
So much for the lattes.
Bu, Boston'daki "chai latte" lere hiç benzemiyor.
I got to say, this isn't like the chai lattes in Boston.
Üç mektup, iki gazete ve bir buluşma servisi başvuru formu.
Three lattes, two newspapers, and... one dating-service application.
Latte sever misin?
Doyou like them lattes?
... fakat ben çok güzel kapiçino yaparım ve...
... and I make great cappuccinos and lattes with...
Kimse düşün faizli kredilere yağsız ete dayanamaz.
Hell, no man can resist low interest loans... and non-fat lattes forever.
Kahve almak ve Todd'un Porsche'sine bakım yaptırmanın hayallerimi gerçekleştirmekle ne alakası var bilmiyorum ama...
I don't know that fetching lattes and having Todd's Porsche detailed... -... qualifies as living the dream.
Latte, cappuccino...
- Lattes, cappucinos...
Yedi saat ve atılan kağıtlardan sonra eve geldim, ne kadar aptal olduğumu kabul etmeye hazırdım.
Seven hours and a landslide of lattes later... I vibrated home, prepared to admit how silly I'd been.
Hayatı yaşayan insanlara sütlü kahve yapan biri olup... çarkın dişlerinden biri olmadan keyfini süreyim.
It's the last enjoyment I'll know before I become a cog in the wheel... making mocha lattes for the people who have a life.
Dinle, sana bir fincan kahve alabilir miyim veya o az yağlı, köpüksüz lattelerden falan?
So listen, is there any chance that maybe I could buy you a cup of coffee or one of those nonfat, no-foam lattes that you like?
Ama Paris'teki ilk gecemdi. Uyuşturucu almıştım ve bir yerde kahve içiyordum.
But one night I'm in Paris and I'm just tripping on acid and sipping lattes and such.
Mocha lattes, sütlü kahve severim. Üzeri köpüklü.
I like blended mocha lattes, with a little foam on the top.
Bir yıl boyunca kahve taşıyıp, oyuncuları tatlı sözlerle karavanlarından çıkarmaya çalışmak film yapma isteğimi öldürmediyse başka hiçbir şey öldüremez. Bunu biliyorum.
If a year of fetching lattes and cajoling actresses out of their trailer to act didn't kill my desire to make movies, nothing will. I know that.
Neden bütün gün Ron'a kahve yapıyorum ki?
Why am I making Ron lattes all day? '
Bu lateleri üç numaralı masaya götürürsen seni affederim.
Don't worry about it. You can make it up by taking these lattes to table three.
- Sütlü?
- Lattes?
Biliyorsun, bu üçlü latte biraz üzerinde geri kesmek olabilir.
You know, you could cut back on those triple lattes a little bit.
Üç sütlü kahve ve bir Amerikan kahve içtim.
I've had three lattes and an Americano. I'm blazing.
On birde. Biliyorum. İki tane venti soy latte.
11 am, I know, 2 venti soya lattes, yeah later.
Kendini kahve dökmeye adamadan önce neden Lex ile konuşmuyorsun?
Before you commit yourself to pouring lattes in the Sunflower State... why don't you talk to Lex?
Çıkış kapısına vardığımızda seni terminale kadar izleyeceğim. Starbucks'tan birkaç latte alıp Keefe'nin öldüğü haberi gelene Kadar orada 10-15 dakika oyalanacağız.
At the gate, I'll follow you into the terminal, we'll hit Starbucks, grab a couple of lattes, kill ten, 15 minutes till I get the call that Keefe's been taken out.
Brooke Harris bir günde 10 dolardan fazlasını...
Brooke Harris probably spent - ten bucks a day on nonfat lattes.
İki tane de en büyük boy vanilyalı latte.
And two grande triple-pump half-caf vanilla lattes.
Herkese benden latte!
Lattes for everyone!
Üç bardak dolusu kafeinsiz kahveyle, bir bardak sütlü kahve.
Along with three double half-caf nonfat skinny lattés.
- İki tane latte lütfen.
- Two lattés, please.