Lazimdi tradutor Inglês
32 parallel translation
Benim olmasi lazimdi...
I was supposed to be up...
Ne yapmam lazimdi biliyor musunuz Önceliklerimi tekrar siralamam gerekti
You know what I had to do? I had to rearrange my priorities in life.
Bunu cok onceleri gormen lazimdi.
- Oh, hush, baby. You should've seen this a long time ago.
ve o kiz dogdugunda yüzündeki sevinci silmek icin paspas yapmaniz lazimdi.
When that daughter came, you needed a mop to wipe the smile off his face.
Kasete hiçbirseyi kayit etmedigimi söylemem lazimdi.
I have to tell them I didn't tape a thing.
Üzgünüm, yapmam lazimdi.
Sorry, I have to do it.
Makale için lazimdi.
I needed a candid for the feature.
Bu ona lazimdi.
That got to him.
Piyasaya surulecek yeni urunun arge saha arastirmalarina bakmam lazimdi.
I needed to see RD's field studies on the new product launch.
- Disari mi çikman lazimdi?
- You need to go out?
sehir disina çikmasi lazimdi. Arabada da bos koltuk var.
She needed a ride out of the city, and we have an extra seat in the car, so...
Lazimdi zaten.
He needs one of those.
Burada olmasi lazimdi.
He should be here.
Elektrik için de para ayirman lazimdi.
You're supposed to put money aside for the electric.
Saat beste dönmen lazimdi.
You got to be back by 5 : 00 for weigh-in.
Talula en once burda olman lazimdi.
Get to the table or you'll be crying in bed.
O gece orda olmaman lazimdi.
You got away that night.
Bana yumurta lazimdi.
I needed eggs.
Bana normal biri lazimdi.
I needed a little normal.
Benim evlenme teklifimi kabul edenle Prens Leopold'a'Evet'diyen köylünün ayni kisi olup olmadigini görmem lazimdi.
Well, I had to see for myself if the commoner who said yes to Prince Leopold was the same one who said it to me...
Gelmemem lazimdi galiba.
You know, I shouldn't have come.
Ama hayir, büyük adam olman lazimdi, degil mi?
But no, you had to be the big shot, huh?
Belki de birine göstermem lazimdi.
Maybe, er... I needed to show someone.
Daha önce söyleyemedim, zihninin açik olmasi lazimdi.
I couldn't tell you before, we needed your mind to be clear.
Benim çocuklarimin olmasi lazimdi.
I was supposed to have children.
Oradan gitmesi lazimdi.
She needed to get out.
Seni 7 gün daha görmemem lazimdi.
I'm not supposed to see you for another seven days.
- Chris'in Pazar gunu donmesi lazimdi.
- Look, Chris was supposed to come back on Sunday, right?
Fark edilmeniz icin Sandy gibi biri lazimdi.
You really needed a guy like Sandy to be seen.
Bir saat önce bulusmamiz lazimdi.
We were supposed to meet an hour ago.
madalya almam lazimdi.
I should be given a medal.
Bundan anlamam lazimdi, degil mi?
That should have been a huge red flag, right?