Leah tradutor Inglês

- Bu Leah'ın aile Sinagoh'u, değil mi?

This is Leah's family synagogue, right?

- Leah.

- Leah.

Leah, ailen seni istemiyor.

- Leah. Your parents don't want you.

- Adım Leah.

- It's Leah. Whatever.

Sanırım Leah'nın da bakılması gereken bir yarası var.

Leah has got a cold sore she should probably have looked at.

- S.ktir git Leah.

Fuck you, Leah.

Leah, gidemezsin sana ihtiyacımız var.

Leah, you can't go. We need you.

Tanrı seni dinlemiyor Leah.

God's not listening to you, Leah.

- Acıktın mı Leah? - Çok açım.

Hungry there, Leah?

- Leah ele geçirildi.

Okay, so Leah's possessed.

Yani şu anda Leah'nın içinde 2000 açığa çıkmamış ruh var.

So there's about 2,000 unclean spirits in Leah right now.

- Leah, bunu neden yapıyorsun?

Leah, why are you doing this?

Leah?

Leah?

Leah, sen iyi mi...

Leah? Are you o- -

- Leah, o...

- Leah, she just- -

Leah Cruz. 3312 Douglas Caddesi.

Leah Cruz. 3312 Douglas Avenue.

- Evet.

- ( Leah') Right.

- Tamam.

- ( Leah') OK.

- Merhaba.

- ( Leah') Hi.

Rengi değişmiş.

( Leah') It's a different color.

- Ah!

- ( Leah') Oh!

Şu anda telefona cevap veremiyorum, lütfen mesaj bırakın.

( Leah on recording ) I cant answer my cell phone now. Please leave a message.

Leah'yı da hatırlayan yok.

And nobody even remembers Leah at all.

- Leah size sırlarını açar mıydı?

- Would Leah have confided in you?

Ama bir kilise komitesinin başkanı olsaydınız ilk arayacağınız kişi Leah olurdu.

But Leah if you're the chair of a church committee, she's the first person you call.

Leah yenisini alacaktı.

Leah was gonna get a new one.

Leah ile öğle yemeği yemişsiniz.

So, you had lunch with Leah.

Leah tam tersi bir sorundan bahsetti. Ken ne zaman avlanmaya gittikten sonra eve dönse doyumsuz oluyormuş.

And Leah said she had the opposite problem, that whenever Ken came home from his hunting trips, he was, um, insatiable.

Hayır. Ama biz Leah'ye takılmaya başladık. Bunu muhtemelen suçluluk duygusuyla yapıyordur, kesin sekreteriyle birlikte oluyordur dedik.

No, but we started giving her a hard time, saying that, um, he was just feeling guilty, that he must be doing his secretary.

Ama Leah ciddiye aldı.

But Leah took us seriously.

Leah.

Leah?

Beni dinle.

Leah, listen to me.

Leah!

Leah?

Dinle! Leah!

Listen, Le-Leah?

Leah'ın kocasını gördüğü restoranın adını biliyor musunuz?

Do you know the name of the diner she saw him at?

Leah beni takip mi etmiş?

Leah followed me?

Leah o kızları bulmadan onu yakalamayı umuyoruz.

We're hoping to catch her while she's tracking them down.

Leah, cinayetleri bildiğini Ken'e söylediyse, galerideki adam onun icabına bakmak için gönderilmiş olabilir.

You know, I was thinking, if she confronted Ken about the murder, maybe this guy at the art gallery was sent there to take care of her.

Leah kocasının bir katil olduğundan şüphelenip haklı olduğunu kanıtlamaya mı gitti?

Leah suspects her husband is a killer, so she goes on a mission to prove that she's right?

Beni Leah gönderdi.

Leah sent me.

Leah'yı nereden tanıyorsun?

How do you know Leah?

Leah, 50 bin Dolar verirsen ortadan kaybolacağını söylüyor.

Leah says that she'll disappear for $ 50,000.

Az önce Samantha aradı. - Leah'nın kredi kartından harcama yapılmış.

Samantha just called - we got a hit on Leah's credit card.

Motelden edilen telefonların çoğu kurbanların aileleri içinmiş. Bir de Pete'in kampı aranmış. Leah'nın bütün bunları neden şimdi yaptığı anlaşıldı.

Yeah, most of the calls from the motel were to the victim's families, but one of them was also to Pete's camp, which would explain why Leah's doing all this now.

Leah'nın Pete'i aramaya çalıştığını sanıyoruz.

Listen, we think that Leah may have reached out to Pete.

Anlaşılan Leah dün gece iki aileye daha ulaşmış.

Looks like she got through to two of the families last night.

Leah bunu öğrenmeni istemiyor.

Leah don't want you to know that.

Leah'ın elinde bir bileziğe ait çok güzel fotoğraflar var. Bunu gazetelere göndermeye hazır.

See, Leah's got these real nice pictures of a charm bracelet that she's ready to send to the papers.

Leah!

Leah!

Ya sen Leah?

What about you, Leah?

- Leah.

Leah.