Ledger tradutor Inglês
746 parallel translation
Kadın beni heyecanlandırmıştı, otele gidip kayıt defterine bir göz attım.
1 get excited, see, 1 run into the hotel and take a look at the ledger.
- Sana kayıtlarımdan gösterebilirim.
- I can show it to you on my ledger.
Stephens'in defterindeki fiş çekmecede bulmuştum.
That's the list that was in Stephens'ledger the one I found in the drawer.
Anlaşılan defter ile fiş ayrı düşmüşler.
Apparently the slip and the ledger parted company somewhere.
Ve şöminesine Stephens'in içinde şebeke ile ilgili bilgiler ve senin aldığın rüşvetin kayıtları bulunan defterini koydun.
And in his fireplace, you planted Stephens'ledger which contained the records of the syndicate's crooked deals including your rake-off.
Tabii defteri sadece kapağı kalacak şekilde dikkatlice yaktın.
Of course, you carefully burned the ledger so that only the cover remained.
Şu an için suni teneffüsle ayakta duruyoruz.
Right now I've got the ledger in an iron lung.
Conway da Ledger'dan.
Conway's with the Ledger.
Bak, rehberden Reynolds'u bulup ara.
Look, call up Reynolds on the ledger.
Onun not defterini ele geçirmeliyiz.
I might be able to get his ledger.
Eğer not defteri de yanındaysa süper olur.
If he has a ledger, that'll be so much the better.
Madalyonun öbür yüzü.
Red side of the ledger.
- Defterde hepsi yazıyor.
It's all in the ledger.
Düğün armağanı olarak sana bir kutu kurşun kalem ve bir muhasebe defteri alacağım.
I shall buy you a box of pencils and a ledger for a wedding present.
Seninle Bay Shores için rakamlardan ibaret olabilir... ama benim için hayatımın bir parçası!
It may be just a ledger page to you and Mr. Shores... but to me it's part of my life!
Defteri kebir 1400 diyor.
The official ledger says 1,400.
Defterinde ne kadar iyilik yazıldıysa kötülükleri de yazılacaktır.
What has he marked up in the ledger for good... as against the ledger for bad?
Her insanın hayat defteri açılıp değerlendirildiğinde eline geçecek olan bu.
THIS IS THE COMEUPPANCE AWAITING EVERY MAN WHEN THE LEDGER OF HIS LIFE IS OPENED AND EXAMINED.
Dünya adı verilen küçücük bir yerden gelen küçücük ve sadece hayal edilebilen bir evrenin sonsuzluğundan ışıldayarak onları çağıran soru işaretlerine doğru devasa bir adım atmış olan yaratıklar. İstilacılar uzaklardaki yıldızlara alınan tek yönlü bir biletin çok yüksek bir fiyatı olduğunu öğrendiler. Biz de az önce, bu bedelin evrendeki tüm benzer işlemlerin kaydedildiği kasa defterine yazıldığını gördük.
The invaders who found out that a one-way ticket to the stars beyond has the ultimate price tag, and we have just seen it entered in a ledger that covers all the transactions of the universe - a bill stamped "paid in full" -
Bu hesaba "suçluluk" deniyor ve bu bir hesap defterinde gizleniyor...
THAT ACCOUNT IS LABELED "GUILT," AND IT'S CONCEALED IN A LEDGER STORED
- Bu ne defteri?
- Whats the ledger for?
Hayatı kazanmak için bir yoldu, Çizginin doğru tarafında kalmaktı.
It was a way of making a living, staying on the right side of the ledger.
- The Jersey City Post Ledger?
The Jersey City Post Ledger?
Uzak dur hesap defterimden, cildini bozuyorsun.
Get off my ledger, you'll ruin my binding.
Onlar hesap defterinin yaprakları.
Those are ledger sheets.
Bu kağıtlara bakalım.
Those are ledger sheets.
Çiftliğin hesap defterine göre, size tohum ve araç gereç için 235 dolar avans verilmiş.
According to the farm's ledger, you was advanced $ 235 in seed, grain and supplies against future crops.
Son hesap denetlemesinde benim defterimde bir yanlışlık olduğunu söylemiştin.
You said there was a mistake in my ledger during the last accounting audit.
ben ve temsil ettiğim 1,673 kişi, ve bu dilekçede isimleri bulunanlar, geleceklerini, yaşlılar ve çocukların hesap defterinde yalnız numara olarak gören ve sizin gibi sanayicilerin emrinde olan bürokratlar tarafından, belirlenmesine müsaade etmeyecekler.
I and the 1,673 people I represent, whose names are on this petition, will not allow their futures to be determined by bureaucrats at the beck and call of industrialists like yourself, for whom the elderly and children are just figures in a ledger.
Peki tüm zamanların kazananı... Biliyorsunuz orada. İyi ve kötü muhasebesi yaparken.
So when the big score keeper, you know, the guy up there... when he adds up the ledger between good and evil,
Devam edin, o zaman hesap defterini açın.
Go on, then, turn it up in the ledger.
Borçlarını temizle artık.
Throw me that ledger!
Defteri kebir olarak, iddia, ödemeler...
Okay, on our ledger we have accounts receivable, payments...
İşin aslı Bay White, ben yalnızca hesap defterlerini okurum.
The fact is, Mr. White, that I only read the ledger.
Önceki sahipler hesapları öyle çok göz ardı etmiş ki gazeteyi ben aldım.
A ledger the previous owners paid so little attention to I bought the paper from them.
Sicil defterini sana vereceğim. Her şey orada kayıtlı.
I'm gonna give you the ledger, everything is in the book.
Bu sicili bizim için tercüme et!
Translate this ledger for us!
Bay Ness, Chicago Belediyesi yetkililerine yapılan ödemeleri gösterir sicil elimizde.
Mr. Ness, we got a ledger here listing payments to Chicago City officials.
Bu sicildeki iki şifreli kayıtlar, her seviyedeki belediye memurlarına, polise ve Alphonse Capone'a yapılan nakit ödemeleri temsil ediyor.
The two coded entries in this ledger... represent cash disbursement to all levels of city officials, members of the police and to Alphonse Capone.
Onun da adının sicilde olduğunu söyledim.
I told him his name was in the ledger, too.
Ama adı sicilde değildi ki!
His name wasn't in the ledger!
Evet ama, hayırların yazıldığı defteri düşünürsen, zenginiz aslında.
Yes, but in the feeling good ledger of life, we are rich indeed.
Evet, "hediye-gelmedi-kendimizi - enayi-hissediyoruz" defterinde o kadar da yazılı olmasaydık keşke.
I wish we weren't doing so well in the short-of-pressies-gullible-prat ledger.
Gerçek defter, fabrikanın yavaşça iflasın eşiğine gelişini gösteriyor,... Catherine tarafından zekice planlanmış.
The real ledger shows the mill slowly seeking into bankruptcy, masterminded by Catherine.
Muhasebe defterini ne yapacağız?
What do we do with the ledger?
Muhasebe defteri, gördün mü?
The account ledger, have you seen it?
Üstelik, benim kafası karışık kocam muhasebe defterini gizlice inceleyebilir. Ve üzerinde oynanmış sayıları farkedebilir.
Besides, my knothead husband may peek in the ledger and sniff out the creative arithmetic.
İşte anahtar, muhasebe defteri içinde.
Here's the key. The ledger's inside.
Bir kız, biraz para, kayıp bir muhasebe defteri.
A girl, some money, a missing ledger.
- Adresi kasa defterinde.
- The address is in the ledger.
Star Ledger mı?
Star-Ledger.