Leğen tradutor Inglês
410 parallel translation
- Buyurun efendim? - Leğen.
- Yes, sir?
Bir tava, bir leğen bir şişe parfüme karşılık ortağım üstünde kalırsa 1 dolar alırım.
One skillet, one washtub one bottle of perfume against $ 1 my partner stays on the horse.
Kültablası olarak kullanılan bir leğen kemiği.
A human pelvis used as an ashtray.
Bu adamın ayaklarını yıkamak için bir leğen getir!
Bring a basin to wash this man's feet!
- Leğen kemiğimi.
- It's my pelvis.
- Peki, leğen kemiğinizi.
- All right, your pelvis.
Leğen kemiği ne kadar eder sizce?
Say, how much do you think my pelvis is worth?
Tıraş olacaksan, leğen dolduracağım. - Olmayacaksan, doldurmam.
Now, if you're gonna shave, I'll fill a pan but if you ain't, I won't.
Ama leğen kemiğim çok dar.
Too narrow in the pelvis.
Leğen.
Basin.
Leğen!
Basin!
Faka büyük bir leğen ve bol miktarda gevşemeye ihtiyacı var.
But she's got a big pelvis and plenty of relaxation.
Leğen, sürahi gibi Sıradan şeyler bile.
Even trivial things, so often used and tried,
- Altına leğen koyarım.
- We'll put a basin under.
Süpürge, fırça, kova, leğen.
Brooms, brushes. Buckets, pails.
Leğen, kova ve Plastik kaplar iç ve dış politikanın bir gidişatı.
Bowls, buckets and plastic containers a new course in internal and external politics.
BİR LEĞEN BAĞIŞLA
OF BOILING WATER APPEAR
Leğen lazım mı?
Need a wash basin?
Polly'nin leğen kemiği çatlamış, bir bacağı da kırılmış olabilir.
Polly might have a fractured pelvis and a broken leg.
Kolu kırık, leğen kemiği çatlak herkese avaz avaz bağırıyor, her yer gazeteci kaynıyor.
Broken arm, fractured pelvis screaming her lungs out at everybody, reporters all over the place.
Ve bulabileceğin su dolu bir leğen ve... temiz elbise şeritlerine de ihtiyacım olacak.
And I'll need a basin that will hold lots of water... and some strips of any clean cloth you're able to find.
Git bir leğen getir. " dedi.
He says, go fetch a basin.
Bildiğiniz... leğen işte.
Well... a basin.
Al sana leğen.
Here is a basin.
Muhtemelen bir yerini kıracaktır, kol, bacak ya da leğen kemiği.
The guy would probably break something, an arm, a leg or pelvis, or something.
Milly, leğen ve toz bezi getir, ve piyanonun yerini değiştirmek için adamlardan birinden yardım al.
Milly, bring a basin and a duster, and get one of the men to help shift the piano.
Leğen.
The Pelvis.
Geceleri eve döndüğümde ayaklarım için sıcak su dolu leğen getiriyor.
Yeah. I mean, whenever I come home at night, he always brings me a pan of hot water for my feet.
Selma'yı tanıtmama izin verin - hey leğen kılıklı, ben Patty!
-... and available sister, Selma. - Hey, tubs, I'm Patty! - What?
- Bir leğen sıcak su doldur.
- Fill hot water bottles.
Ayaklarım ağrıyor. Ilık su dolu bir leğen ve tuz istiyorum.
I have sore feet, so I need a basin with warm water and salts, please.
Ayaklarım için bir leğen daha.
I need another basin to bathe my feet.
Bilardo odasına Bay D'lvry'ye bir leğen sıcak su ve tuz götür.
Take a basin of hot water and salts to Mr. D'Ivry in the billiards room.
Hadi. Tamam. Leğen kemiğinin arka kısmında bir çatlak olabilir.
OK, we might have some fractures in the rear... possibly a broken pelvis.
3 haftadır leğen kemiğim ağrıya ağrıya çalışıyorum.
I've been working with a shattered pelvis for three weeks.
Leğen kemiği dağılmış.
Pelvic bone shattered.
Yere değil, bir leğen getirin.
- Not on the floor, we'll get a basin.
Boyun yan grafi, göğüs, leğen kemiği, bacaklar.
Cross-table C-spine, chest, pelvis, lower extremities.
Leğen kemiğimi kırmış olabilirim.
I think I might have cracked my pelvis.
Bir leğen ile banyo bezi var mı?
You got a bowl and a washcloth?
Chuny, bana bir leğen su getir.
Chuny, get me a basin of water.
Portatif boyun, göğüs ve leğen kemiği filmi.
Let's get a portable C-spine, chest and pelvis.
Göğüs, boyun, leğen kemiği ve sol uyluk.
Chest, C-spine, pelvis and left femur.
Leğen lütfen.
Basin, please.
Karnını kapatın, leğen kemiği filmi çekelim.
Shield her abdomen and let's prep her for a pelvic. I've got her chart.
Leğen.
The tub.
Eric tepesine kadar dolu bir leğen götürdü.
Eric took a whole tub full.
Vücutlarının içinde ayrıca ağır olmayan sistemler var. Memelinkinden daha az kemikli bir iskelet, kuyruk kemiği olmayan, beş parmak yerine tek bir kanat kemiği ve sırta kaynaşmış ince bir leğen kemiği.
They also have weight-saving features inside their bodies, a skeleton with fewer bones than a mammal's, no tail-bone, one wing-bone instead of five fingers, and a slim pelvis fused to the backbone.
Bu leğen neden burada?
Why is this handbasin here?
O leğen değil, taharet küveti ve bahse girerim yakında Kraliçe de aynısından bir tane alır.
It isn't a handbasin, it's a bidet, and I bet you that the Queen will soon have one like mine.
"Leğen pastası mı"?
"Basin cakes"?