Lumpy tradutor Inglês
422 parallel translation
- Sana şarkı söylüyor. - Ayı balığı gibi söylüyor.
He's singing to you, Lumpy.
Muşambası kabarık.
It's got a lumpy seat.
Charlotta, tuz topak topak olmuş.
Charlotta, the salt is lumpy.
- Pek değil, top top.
- Not really. Lumpy.
Top top.
It is lumpy.
Şu cep biraz yumrulu görünüyor.
That pocket looks a little lumpy.
Lapa topaklanıyor.
The porridge is getting lumpy.
Sanırım topaklı, her zamanki gibi.
Lumpy as usual, I suppose.
İki yanımda iki yardımcı rahip duruyor. Onlar da Miken'de bulunan... yamuk yumuk, patlak gözlü... maskelerden takmış.
On either side of me stand two assistant priests, wearing masks as well... lumpy, pop-eyed masks... such as were also found at Mycenae.
Bir bale okulum olacak tatlım ve bunun anlamı her zaman en az yarım düzine çok zengin babaları olan küçük beceriksiz kız demektir.
They have a ballet school, dearie, and that always means a half a dozen rather lumpy little girls with very rich daddies.
- Takma adı "Toparlak" tı.
- Nickname "Lumpy."
Toparlak'ı tanıyorum.
Yeah, I know Lumpy.
İlk Toparlak vardı, sonra kendini ölümüne şişiren vücut geliştirmeci Steve sonra da bize kapının önündeki döküntüyü satan Raymond.
First there was Lumpy, then it was Steve the bodybuilder greased himself to death then Raymond, who sold us the lemon out front.
oldukça çıkıntılı. "
It's lumpy.
"Yamuk yumuk bir dünya."
It's a lumpy world.
Biraz topak topaksın.
You're a little bit lumpy.
Biraz topak topak.
A little bit lumpy.
"Bu gözlemeler pütürlü!"
"The pancakes are lumpy!"
- Gözlemeler pütürlü.
- The pancakes are lumpy.
Lumpy'e benzeyen biri geçti ama...
Somebody who looked like Lumpy went by...
Babacık yokken, cici bici yavrusuna babişkosu, bıcı bıcı yaptıramayacak.
Now, while Daddy is gone the little lumpy-dum-dums won't have his Daddy to give him washy-scrubby.
Lanet olası kaşifler, abuk sabuk yerlere giderler, biraz bronzlaşıp, bir çuval kahverengi yumruyla ve tropik bir hastalıkla dönerler, bütün millet de resimlerini helaya asar.
Bloody explorers, ponce off to Mumbo-Jumbo-land, come home with a tropical disease, a suntan and a bag of brown lumpy things, and everyone's got a picture of them in the lavatory.
... Sen uyurken... sarmaşık gelir... ve seni sarar... ve sonra kurtulamazsın...
... Late at night while you're sleepin Poison ivy comes a-creepin'around Measles make you bumpy, and mumps'll make you lumpy
Hala cıvık.
Still lumpy.
Çok pütürlü.
It's so lumpy.
Dikkat et, meme uçları örtülü olsun.
Make sure her nipples are covered up, will you? Lumpy!
O sesi tanıyorum.
I know you, Lumpy. I know that voice.
O korkmuş Lumpy'di.
That was the frightened Lumpy I heard.
- Affedersin, Lumpy.
Excuse me, Lumpy.
- Teşekkürler, Lumpy.
- Thanks, Lumpy.
Lumpy.
Lumpy.
Çok tesekkürler, Lumpy.
Thanks a lot, Lumpy.
Lumpy, hayır!
Lumpy. Lumpy, no.
- Bu yatak çok yumuşak
- This bed is lumpy.
Biraz çıkıntılıymış.
Gee, it's kind of lumpy.
Neden Lumpy Addams.
Why, Lumpy Addams.
- Bana kahvaltı mı hazırladın?
It's a little burnt toast... and lumpy tea. - You made me breakfast?
Eve topraklanmış su getiriyorum ve ailem beni seviyor.
I got lumpy water and you're the family that loves me.
Hurda bir televizy on ve bir yatak için mi?
Lumpy mattress, crummy TV and a crapper?
Biraz şişkin.
A little lumpy.
Kahretsin, yumru yumru bir şeyin üzerinde oturuyorum.
Damn. I'm sitting on something lumpy.
Ve ne zaman ki içerde Whitey and Lumpy'la buluştuğun zaman Beaver'ın gerçekten bir sorunu olacak.
And when you meet Whitey and Lumpy in the joint there's really gonna be something wrong with the Beaver.
Topaklı yataklarda uyuyamam. Şanslısın.
- l can't sleep on a lumpy mattress.
Yulaf ezmesi yine mi topaklanmış?
Oatmeal lumpy again?
Şu yumru yumru derili turuncu olan mıydı?
Was that the orange one with the lumpy skin? - Yes.
Bakın okul yılanı Lumpy geliyor.
Oh, look, here comes Lumpy, the school snake.
Biraz tümsekli.
Bit lumpy.
Biraz topaklandın.
A little bit lumpy.
- Lumpy, ne sürpriz bu.
- Lumpy, what a surprise!
Lumpy!
Lumpy.
- Topak topak görünüyor.
- lt looks lumpy.