Lunatic tradutor Inglês
2,353 parallel translation
Bu çok tuhaf, çünkü bir deli gibi davranmıyorum, bu yüzden yanlışı vardı.
That's funny, because I don't behave like a lunatic, so he was wrong.
Harika bir plana benziyor ve delinin teki olmasaydın şipşak imzalardım.
That sounds like a great plan and I'd sign up immediately If you weren't a complete lunatic.
Joseph Longo deli değildir.
Joseph longo is not a lunatic.
saka yapiyordum, dostum. Deli misin nesin.
I was just having a laugh, you lunatic.
Gençler, geceleri kapalı alanlara gitmekten kaçınmaları konusunda uyarılıyordu çünkü orada, insanların kaburgalarını parçalayıp ızgara yapan ve onları yiyen bir çılgın vardı.
"Young people were warned " to avoid secluded locations at night " as there was a lunatic
Mini pizzaları aşağı götürmene izin verebilirim...
I'm at work with a lunatic, and you're the cool dad.
Ne için özür diliyorsun, çatlak olduğun için mi?
Sorry for what, being a lunatic?
Evi terketmeyen deli kocama ne dersin?
How about my lunatic husband refusing to leave the house?
Sosyalist olabilirim ama çılgın değilim.
I may be a socialist, but I'm not a lunatic.
Bu kaçık da kendini ülkenin lideri...
And that lunatic actually saw himself
Sen benim deli annemle duvara bozuk para yapıştırmıştın.
you've glued pennies to the wall with my lunatic mother.
Dolu MP-5 ve bize ateş eden manyak yeterli olmadı mı?
The loaded MP-5 and the lunatic shooting at us wasn't enough? Come on.
Belli olan şey, sizin cinayetten tutuklanan bir deli olduğunuzdur.
What's obvious is that you're a lunatic who's under arrest for murder.
O bir kaçık mı?
Is he a lunatic?
Bir dahiye değil, şuna yakın bir şeye ihtiyacımız var, bir çılgına!
We don't need a genius, we need something close to that. A lunatic!
- Yani dün akşam.. ... ben çıktıktan sonra oraya gidip manyak gibi etrafı dağıtmaya başlamadın mi?
Oh, so you didn't go over there after I left last night and start tearing'the place apart like some kind of lunatic?
Haberde yazdığına göre, sen bir manyak gibi Amanda'ya bağırıp çağırırken Vince ve Sasha da tuvalette sikişiyormuş.
The article also said that while you were screaming like a raving lunatic at Amanda, Vince and Sasha were in the bathroom... - fucking.
- Kaçığın biri.
- Some lunatic.
Beni öldürmeye çalışan deliyi yakalamak kadar etkileyici değil.
B-but not quite the same thing as catching the lunatic who's trying to kill me.
Alın şu deliyi üzerimden!
Get this lunatic off me!
Sizler neden film yapan egoist deli ile İsa'yı karıştırmaktan vazgeçmiyorsunuz?
Why don't you all stop confusing Jesus with an egotistical filmmaking lunatic?
Bu sersem az önce bana evlenme teklifi etti!
This lunatic just asked me to marry him!
O deliyi gerçekten serbest bırakabileceklerini düşünmüyorsun herhalde, Cleaver, değil mi?
You don't really think, Cleaver, they could ever possibly let that lunatic out?
- Komik değildi, deliceydi.
It wasn't funny, it was lunatic.
Rice onunla konuşunca yalan söylediğini anlar.
I mean, the c.I.'s a lunatic. When rice starts talking to her,
O halde katil deli bir çevreci.
The killer is a lunatic environmental activist.
Herif delinin önde gideni de ondan.
He is a lunatic. That's why.
O sadece çatlağın teki ve hep sizi yüzüstü bırakır.
He's just a lunatic and he'll always let you down.
Logan, bu işlerin ikisini de yapmam gerek yoksa peşime Tong'lar düşecek ya da bir deli evimizin her yerine dinamit döşeyecek.
Logan, I gotta do both of these things, or else I'm gonna have some tongs after me or some... lunatic's gonna rewire - our house with dynamite.
Bu gece tüm istediğim şey seni daha iyi tanıyabilmekti. Ama onun yerine, senin eski deli sevgilinle beraber... -... yatmaya mahkum oldum.
You know... all I wanted to do tonight was to get to know you better, but instead, I've been assigned to sleep in a two-by-two space with your lunatic ex.
20 tane daha arı apartman dairelerinin Kanada'da daha ucuz olduğu tartışması ve arı adamın muhtelemen deli olduğunu fark etmem.
Twenty more bees, a discussion about condo prices in lower Canada, and the realisation that the Bee Man is probably a lunatic.
Adam akıl hastası katiller için bile kötü örnek.
Mental lunatic killers a bad name.
- Uzak dur seni deli!
- Hey, get away, you lunatic!
Hayır, bütün yazımı kafadan kontak annemle geçirmeyeceğim.
No, I'm not gonna spend the entire summer with my lunatic mother.
O görüntüleri ele geçirmemiz ve nasıl bir manyakla karşı karşıya olduğumuzu anlamamız lazım, George.
We gotta get our hands on that footage, George, figure out what kind of lunatic we're dealing with here.
Aklını kaçırmış.
He's a lunatic.
Tamam, kapıyı kırarsan kıskanç bir kaçık gibi görüneceksin.
Okay, you're gonna look like a jealous lunatic... if you kick this in. Okay.
O bir çılgın.
He's a lunatic.
- Eğer benimde kızım kaçırılsa, bende çıldırırdım.
I'd be a lunatic if my daughter went missing!
Grubumun çoğunu gemiden indirmeyi başardım ama birkaçı geride kaldı ve o manyak onları rehin aldı.
I was able to evac most of my group, but a few fell behind and that lunatic took them hostage!
Ted, bu kadın bir anarşist, sosyopat, deli ve Tanrı aşkına!
Ted, this woman is an anarchist, a sociopath, a lunatic, and for the love of God, boobs?
# Aradığın kişi belki bir deli... #
♪ But it just may be a lunatic... ♪
Hayır, o deli olması gerekir.
No, this must that lunatic.
Deli.
Lunatic.
Seni deli!
You lunatic!
Seni deli!
You're a lunatic!
Belki de Başkanın deli olduğu söylentisi yayılmıştır.
Rumor that the president is a lunatic probably spread out.
Yeterince delimiz var!
I've had enough of this lunatic!
Fakat aslında düpedüz delidir.
But he's a functioning lunatic.
Bir çatlakla evlenmişim.
I'm married to a lunatic.
Kabus mu gördün?
You're acting like a lunatic.