Madıson tradutor Inglês
270 parallel translation
- Madıson City, Missouri, komutanım.
- Madison City, Missouri, sir.
Ben Miranda Vera Cruz Delahoya Cardinal. Madıson'ın Köprüleri filminin Yönetmen Montajının Prömiyerinden sizlere sesleniyorum.
This is Miranda Veracruz de la Jolla Cardenal reporting to you live at the premiere of The Bridges of Madison County The Director's Cut.
- Oğlunuza kızdığımı biliyor musunuz?
- Do you know I was mad at your son?
Sizin arkadaşınızın oğluyum ve insanlar sizin tanımadığınız birini göndermemeniz gerektiği görüşünde.
Well, I'm - I'm the son of a friend of yours and - Well, people seem to feel you oughtn't to send someone you don't know, sir.
Marigold çıldırdı çünkü gittiğimiz son kasabadaki sevgilisini elinden aldım.
Marigold's mad because I got her beau away from her in the last county.
Seni son gördüğümden beri hiç kızmamıştım.
I don't think I've been mad since I last saw you.
Son 40 yılın en kötü tayfununda, Güney Çin kıyılarında bir yerde... Bir gemi... Hint Kraliçesi, delirmiş okyanusta sürükleniyordu.
Somewhere off the South China coast, in the worst typhoon in 40 years... the little schooner, India Queen, plowed through an ocean gone mad.
Soylu oğlunuz, deli.
Your noble son is mad.
Adam son derece aklını kaçırmış biri.
The man's completely mad.
O delirdi oğlumun izini sürdü, zavallı başım...
She drove my son mad, poor me...
Tanımadığı nişanlısına yazdığı son mektupta şöyle diyordu :
In his last letter, he wrote her...
Öğretmen bana fena kızdı... ve senin bana okuma öğretmenin tamamen yanlış olduğunu... ve buna son vermeni söyledi.
The teacher got mad as the devil at me... and said you were teaching me to read all wrong... and to stop it.
Hadi tüm bu maskaralığa bir son verelim.
Let's call off this whole mad charade.
Delirmemize ve birbirimizi yok etmemize ramak kaldı, ta ki son kalanımız kendisini yok edinceye dek.
Only a matter of time before we all go mad, destroy each other, until the last of us finally destroys himself.
Bu adam, çılgın bir katil, son derecede tehlikeli biri.
That hombre's a mad killer, extremely dangerous.
Bu senin son şansın. O kadar sinirliyim ki seni hemen kovabilirim.
This is your last chance, I'm so mad I could throw you out on the spot.
Çevresi kuşatılınca beyaz canavar daha da delirir ve beyaz canavar son bir kez kaçacak. Tüm adada takip edilecek ve avlanacak ; bizzat kendisinin yaktığı büyük ateşlerden birine düşene kadar.
Madder than a white beast becomes when he finds he's closed in... and the mad beast'll run for the last time... pursued and hunted all over the island... till he falls into one of the great fires that he himself has made.
- Kızsana hadi, aşağılık herif!
- Get mad, you cold son of a bitch!
İşte şimdi çok ileri gittin! Benim oğlum, ne kadar deli olursa olsun, böyle davranamaz!
No son of mine, understand, however mad, will behave like this!
Bu yağmurluğu giyiyorum çünkü bildiğiniz gibi müstehcenlik yüzünden bir kaç kez tutuklandım ve en son tutuklandığımda Los Angeles'taydım ve paltomu giyecek zaman tanımadılar.
The reason I'm wearing this raincoat is, as you all know... I've been busted a few times for obscenity, and the last time I was busted was in Los Angeles, and they didn't give me time to get my coat.
Manyak orospu çocuğu.
That son-of-a-bitch mad dog.
" Bu bir sevgilinin son isteğidir.
" This is the request of a mad lover.
Biliyorsun, evlat Albay Maddox delinin tekidir.
You know, son, Colonel Maddox is mad.
Babam 7 tane limuzin kiralayabilmek icin... deli Pete Trullo'ya karsi son sanlarinida kullandi.
To obtain the seven limousines... my father used up his last favours with Mad Pete Trullo.
İhtiyar bunağın o kadar çok atı var ki, geri götürdüğümde atını tanımadı bile.
The old son of a bitch got so goddamn many horses, he didn't recognise his own when I brung him back.
Azgın bir kurdun çocuğu o.
He is the son of a mad wolf.
Şu son birkaç aydır delicesine kaçıyoruz.
We've been running like mad these few months
Aklını mı kaçırdın?
Son of a bitch, you're mad!
Biliyor musun? Son birkaç gündür delirdiğimi sandım. Kimse bunu duymak istemiyor.
You know, several times during the last few days, I thought I was going mad.
Oğlumun uyuşturucu taşımadığını söylemiyorum.
I'm not saying my son wasn't carrying drugs.
Dur.Baba ne yapıyorsun ben oğlun tanımadın mı?
Stop! Dad what are you doing? I'm your son.
Son yapmak istediğim şey geceyi tanımadığım insanlarla geçirmek.
The last thing I want to do is spend the evening with people I don't know.
Neden her... her tartışmamız birimizin incinmesiyle son buluyor?
Why is it... every time we're mad at one of them, we end up hurting one of us?
- Deliren onun oğluydu.
- It was his son who went mad.
Yapmak istediğim en son şey Sara Deever'la oynamak.
I don't feel like playing the Deever Mad Hatter game.
Adiliğiyle övünen başka birini tanımadım.
I never met anyone made being a son of a bitch such a point of pride.
Delirdin mi sen o bizim biricik oğlumuz.Şeytana uyarda canına kıyarsa hepimiz mahvoluruz.
Are you mad, if our young son does anything, we will be bereft
Soylu oğlunuz deli.
Your noble son is mad.
Bunu en son duyduğumda babam delirmişti.
Last time I heard it my father went mad.
Bu müziği en son duyduğumda, babam delirdi.
That music! Last time I heard it my father went mad.
Sinirlenin, sizi orospu çocukları. Sinirlenin!
Get mad, you son of a bitches.
Bu oyunu bulacak kadar zeki olduğun için annen seninle gurur duyuyor. Biliyor ki oğlu soyadıyla dünyayı dolaşıyor hiç tanımadığı insanların karşısına çıkıyor ve kendikini emme oynuyor. "
So clever it makes your mama bossum swell with pride, knowing her son is travelling the world using his given surname,... going out in front of rooms of total strangers and doing the'Suck your own cock'piece. "
Oğlum hiç tanımadığı babasının ölümünü kafasına takmıştı.
My son is obsessed with the death of a father he never knew.
Hiç tanımadığı bir adamdı. Saati, daha hiç görmediği küçük oğluna vermesini rica etti ondan.
to deliver to his infant son, who he'd never seen in the flesh, his gold watch.
Niye oğlunun resmini taşımadığını sorabilir miyim?
Do you mind my asking why you don't have photos of your son?
Soruştururken laf arasında oğlumu tanıyıp tanımadıklarını öğrenirsin.
And finding by this encompassment and drift of question that they do know my son...
Soylu oğlunuz deli. Deli diyorum.
Your noble son is mad.
Son ziyaretlerinde, Morris ve diğerlerini kovalayıp, bir daha gelmemelerini söylemiştin.
Last time, you got mad and run Morris and them off and told them to stay away.
Sana kızdığım için ne kadar üzgün olduğumdan bahsetmiştim. Evime gelip oğluma "Biri bir şey sorunca cevap vermelisin" dediğinde hani.
I was talking about how I was sorry when I got mad at you when you told my son that he ought to answer back.
Belki son sefer kaybettiği için sana kızgındır.
Maybe she's mad over losing the last one.
Oğlunu hiç tanımadığı insanlar için terkettiğini mi?
That his father left his son for people he does not know?