English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ M ] / Mana

Mana tradutor Inglês

851 parallel translation
Eşlerini ve evlerini bir kompartımana bu kadınları bir başkasına koyarlar.
They put their wives and homes in one compartment... and these other women into another.
Sigara almaya gidiyorum, sen iyisi mi kompartımana gir.
I'm gonna get some cigarettes, you better go in the department.
Onun işini bitirinceye kadar bombardımana devam etmeliyiz.
We've got to keep hammering at this man until we smash him!
Kompartımana gelen Nazi subayını gördün mü?
Did you notice that German officer who came into our compartment?
- Acımana ihtiyacım yok. - Edward.
- I don't want your pity.
Öyleyse ayni trende bulunmanız rastlantı değildi. Ayni kompartımana girmeniz, tavsiye ettiğiniz otel de öyle!
Then it was no accident that you were on the same train, in the same compartment, no accident that you recommended the hotel.
İlk gördüğüm kompartımana daldım.
I got into the first compartment l saw.
# Gülüşün ardında bir mana gizliydi #
Which was his way of sayin
Sizi diğer kompartımana alacağım. Çok güzel.
I'll take you to the next cart forwards.
Hayır, sadece bir yolcuyum. yanlış kompartımana girmiş olmalıyım.
No, just a passenger. I must have gotten into the wrong compartment.
"Hana", "Mana" nın eşi, "Ganda" da aynısı
Hana means what mana means and ganda means that too
Annette'in onu ıssız bir yere taşımana minnettar olacağını mı sanıyorsun?
Do you think Annette will be grateful to you for hauling her into the wilderness?
Bunları taşımana yardım edebilir miyim?
Can I give you a hand carrying all that?
Taşımana gerek yok beni.
You don't have to carry me.
Bir fotoğrafçı olarak rolü yeni mana kazandı.
His role as a photographer took on new meaning.
- Durun! Acımana ya da anlayışına ihtiyacım yok!
I don't want your pity or your understanding!
Gen. Mitchell bombardımana başlamak için onay istiyor.
Gen. Mitchell has signaled, requesting permission to commence bombing.
Patlama gücü pistonlara iletiliyor... bağlantı rotu ve krank milinden... şanzımana, oradan da arka tekerleklere geçiyor.
The power of the explosion is exerted on a piston... and through connecting rod and crankshaft... through transmission, thence to rear wheels.
Bana acımana dayanamam.
I can't bear your pity.
Donanma bombardımana başlamadan ve ana gemiler gelmeden biraz önce.
So we go in before the naval bombardment and a little ahead of the main body of ships.
Gönderen Phra Mana Mongut. Dünyanın ve de kainatın en yüce süper devletinin takdirleriyle, Siyam Kralı.
From Phra Mana Mongut, by the blessing of the highest super agency in the world of the whole universe, the king of Siam.
Bir ay geçmişti, sonra bir ay daha. Almanlar bombardımana devam ediyor ve... her hafta daha fazla asker ölüyordu.
A month passed and then another, and the Germans kept pouring them in, and every week, a few more men were killed.
Yanlış kompartımana geldiniz sanırım.
You must have gotten a wrong compartment.
Kompartımana geri döndü.
She went back to the compartment.
Ormanı Geçerkendi. Sen ve Richard arabayı sapanla bombardımana tuttunuz.
And as we drove through the woods, you two bombarded the car with rocks.
Tüm mürettebatın dikkatine, bombardımana hazır olun!
Attention all crew, stand by for bomb run!
Odalarımız yan yana olacak. Eşyalarını taşımana yardım edeyim.
I think your room is right next to mine.
Oda bombardımana bağlı...
Depending on the breaks...
Mana.
Reading.
Aslında böyle yaşamalı. Başkalarına bir mana ifade etmek.
Mean something to other people.
- Çünkü tam randımana engel oluyor.
- It impedes maximum efficiency.
Beni tanımana rağmen, ne cüret hala dikilirsin?
You know me yet you dare stay?
O ağır paketi taşımana izin veremezdim.
I couldn't let you carry that heavy bag all by yourself.
Aralıksız bombardımana tutun.
Fire with the artillery without a break.
Yanlış kompartımana girmişim.
I got the wrong compartment.
Beni tanımana çok şaşırdım.
Beats me how you'd even know who it is anymore.
Havaalanında bagajını taşımana yardım etmiştim.
I helped carty your luggage from the airfield.
Dur senin de taşımana yardım edeyim.
Come on, get on up. I'll help you load up.
Meksikalıların sınırdaki esrar yataklarını bombardımana tuttuklarını duydunuz mu?
Did you hear that Mexicans are bombarding marjuana fields on the border?
Yang sana... herşeyi taşımana yardım eder tamam!
Get Wang to help you to carry the meat on the cart Sure
Hatırlamadın mı? Havaalanında bagajını taşımana yardım etmiştim.
- I can't run a hospital without surgeons.
Reims yakınlarındaki RAF uçaklarının konuşlandırıldığı havaalanı taarruzun daha ilk dakikalarında bombardımana uğramıştı.
In a base of the RAF close to Reims, the airplanes, all in line, they had been destroyed soon in first minutes of the attack.
Malta dünya üzerinde, en fazla bombardımana uğrayan kent haline geldi.
Malta became the place more bombed of the planet.
Karşı saldırıya geçen güçlerimiz çift koldan hava saldırısı gerçekleştirdi. Ağır silahlar ve hava araçlarıyla bombardımana tutulduktan sonra hava indirme birimleri araziye iniş yaparak istilacıların tarlaları yakıma gibi çeşitli yok etme teknikleri uygulandı.
My counter-offensive has taken the form of a two-pronged blitz blanket bombardment by artillery and aircraft followed by landings of airborne policing detachments employing scorched-earth and random-elimination techniques.
Kaba, rafa, dizlerine kırık aynadaki yansımana kahve fincanına, elektrik düğmesine gözlerini dikiyorsun.
You stare at the bowl, the shelf, your knees, you gaze in the cracked mirror, the coffee bowel, the light-switch.
Belçikalı kompartımana gitmeden önce gidip biraz dinlenseniz iyi olur.
You'd better go catch up on your sleep before the Belgian gentleman gets back to your compartment.
Affedersiniz bayan, benim migrenim var. Müsaadenizle kompartımana döneceğiz.
Would you forgive us if we went back to the compartment, Mrs. Hubbard?
Kompartımana istediği gibi girebiliyordu.
The butler did it. He had constant access to Ratchett.
Beni bir sonraki kompartımana kadar takip edin.
Follow me down to the other compartment.
Hepiniz mana biat edeceksiniz.
And you will all swear your fealty to me.
Yani bombardımana başlayacak.
That means he'll start a bombardment.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]