Manly tradutor Inglês
903 parallel translation
Tam bir erkek.
He's manly.
Orta uzaklıkta ben yine yanındayım ama elini tutmuyorum, çünkü henüz tam bir erkek değilim ama tutmak istiyorum.
In the middle distance, I'm still with you, not holding your hand anymore because it isn't manly, but wanting to.
Tıraşa ihtiyacın var.
Ain't we manly?
Savunma üzerine alıştırma kitabınız var mıydı?
Tell me, have you any textbooks... on the manly art of self-defense?
İşte erkekçe söz!
This tune goes manly.
Hepimiz erkek olalım!
Let's all be manly!
- Susun! - Köprüyü bulalım. Ne?
- Such a manly man.
- Erkeksi ama eIit değiI.
- Manly, but not elitist.
Erkeksi takıların yeterli olmayacağından mı korkuyorsunuz?
Oh? ... Then you're afraid that your manly charms won't be enough?
Kulakları kepçe olabilir tatlı dilli olmayabilir, ama onun hisleri var hem de sana söyleyebileceğimden daha fazla hisleri var.
Maybe his ears do stick out and maybe he don't talk fancy, but at least he's got feelings manly feelings, which is more than I can say for you.
Çok yiğit birisin.
Very manly of you
Ama o keder ânında, benim yaman gözlerim, bir damlacık yaşı hor görüyordu.
in that sad time... my manly eyes did scorn an humble tear.
Bir hava filosunun başındayken erkeksi şeyler yapıyorum. Ama karaya çıkınca bir kadına yaslanıyorum.
Bossing a squadron around, I do all that manly stuff here on shore, I have to lean on a woman.
Bu güzel erkeksi bir kokudur.
It's a nice manly smell.
Böylesine erkeksi olmak güzel, ama bunu bayağılaştırmayalım, ha?
It's nice to be so manly, but let's not corn it up, huh?
Birini böyle dövmek hiç erkekçe değil.
It's not manly to beat someone that way.
Yakışıklı bir adamım sadece.
I'm not a boat, I'm a manly slope.
Kadınlar bu kaslı vücut ve erkeksi duruş nedeniyle çılgına dönerdi.
They were crazy about him, lusting for his body, his manly figure.
Aferin, erkek adamsın!
That's manly language!
Eski tarz mısın, yoksa erkeksi, eşitlikçi tarz mısın?
The old-fashioned type or the manly, same rules for me as for you?
Ne kadar sevgiyle yapılırsa yapılsın, bir erkeğin kendisini erkek gibi hissetmesini sağlayamaz.
No matter how lovingly it's done, it still isn't calculated to make a man feel... well, manly, let's say.
Sevgili Eureko, erkek işlerini erkelere bırak.
Dear Eureko, leave manly things to men.
Bayan olduğunu farz et. Yakışıklılığımı bozduğunu görebilirsin.
Pretend you're a girl, and you can see it spoils my manly beauty.
Erkeksi, ama kaba değil.
He's manly, but not gruff.
Her yiğit sesin yücelttiği okulunuz için sarılın birbirinize kardeşlik içinde ve yüceltin okulunuzu övgülerle.
For College Each manly voice upraise Clasp each the hand
Kalkın ayağa, kalkın ayağa okulunuz için her yiğit sesin yücelttiği.
Stand up, stand up for College Each manly voice upraise
Her yiğit sesin yücelttiği okulunuz için sarılın birbirinize kardeşlik içinde.
Each manly voice upraise Clasp each the hand in brotherhood
Her yiğit sesin yücelttiği.
Each manly voice upraise.
Sen gerçekten de ilk kez erkekçe bir spor görüyorsun.
You're seeing a truly manly sport for once.
Bu aynı şey değil, o daha çok tecrübesizdi sizin gibi bir erkeğe, hiç bir kadın hayır diyemez.
It isn't the same thing, he was just a kid. But for a manly guy like you, I'm more than willing.
- Erkek erkeğe dövüşmekten mi bahsediyorsun, çavuş?
Are you speaking of the manly art of self-defense, Sergeant?
Tabii. Erkek işi.
Yes, the manly art.
Erkekliğini kanıtlamak için ne yapacaksan yap ve sonra buradan gidelim, lütfen.
Just do your thing long enough to feel real manly... and then let's get out of here, please?
Üstümüze bir şeyler alıp, salonda buluşalım ve bu kanlı cinayeti soruşturalım.
Let's briefly put on manly readiness and meet in the hall together to question this most bloody piece of work.
Bir gün düz yolda giderken 100'den fazla hız yapacak erkek sigarası tüttürürken bir Marlboro...
One day he's driving down a nice straight road going over a hundred smoking a manly cigarette a Marlboro...
Kadınlar gün geçtikçe daha çok erkekleşmeye başladı.
Women have become more and more manly.
Göğsüme ne güzel de bastırıyorlar.
They feel so good pressing against my manly chest.
Bırak, erkeklik elbisemi giyeyim.
Let me put on my manly gown.
Erkek elbisemi giydim.
I have put on my manly gown.
Oğlana yetişkin erkek elbisesi giydirdiler.
They dressed the boy in his manly gown.
Çok yakışıklıydı, çok erkekçeydi.
He was so handsome, so manly.
En az iki katı erkeksi.
At least twice as manly.
Peki güçlü biri mi?
You consider him manly?
Sen Broadway'da erkek gibi yürüyen bir yabancısın...
You're a handsome stranger, strolling down Broadway with a manly gait, when suddenly you see this beautiful apparition.
Chopin gururluydu, ihtiraslı, acı çekmiş ama erkekçe.
Chopin was proud, passionate, tormented and very manly.
Erkeksi göğüslere bayılırım.
I love a manly chests.
Orda "erkeksi kokuyorum" yazılı, okuyabiliyor musun, Rock?
Isn't that "smell manly"? Can you read that, Rock?
Yanlış söylediğimi biliyorum, ama gerçekten erkeksi kokmuyor.
I know I said it wrong, but it really don't smell manly.
Bir çift pirzola... ve iki metre sosis alalım. - Ne?
Let's buy a couple of manly cutlets - and 2 meters of sausage.
" Sözümüz sözdür sigortada
" lt can be manly insurance
Güzel, tam erkeklere göre.
A beautiful, manly experience.