Martyr tradutor Inglês
984 parallel translation
Şehir fethedildikten sonra 2. Mehmet şehidin kalıntılarının aranmasını ve mucize eseri Şii birinin rüya ya da öngörüsü sonucu kim olduğu teşhis edilince Türkler tarafından saygı gösterilen bu adam adına bir cami yapılmasını emretti.
Once the capital was conquered Mehmed II ordered a search for the remains of the martyr, and when they had been miraculously identified thanks to the dream or vision of a "shi" he ordered the building of a mosque venerated since then by all Turks.
Şehit olmakta ısrar ediyorsan sana iyi şanslar, Bill.
If you insist on being a martyr, good luck to you, Bill.
Seni temin ederim ki, çimento tarihinin en büyük kurbanı olarak görüleceksin.
I guarantee you, you'll be considered the biggest martyr in the history of cement.
Mazlumu oynayıp bizim için kurmaya çalıştığım yeni hayatı mahvetmek kolay. Eskisini mahvettiğin gibi.
It's easy to play the martyr and destroy the new life I'm trying to build for us... as you destroyed the old.
Bu engerek yılanı ve öküzün elinde çocuk şehit olacağımı kısa sürede anlamıştım.
I soon realised I would be a child-martyr... with this viper and that ox.
Özgürlük için savaştım ve kendimi şehit Jin Zijian için feda ettim.
And fought for the freedom but sacrificed himself, this revolution martyr Jin Zijian
Hapishanede, mağdur izlenimi bırakıp tüm dünyanın sempatisini kazanırsın.
It's true. In prison, you'd be a martyr an object of sympathy for the entire world.
Kendini İngiliz şehidi varsayıp, enayileşmiyor musun?
Are you being so foolish as to imagine yourself a martyr for England?
Büyük bir fedakârlık yaptığını sanıyordu.
She considered herself a great martyr.
ya da kahraman şehit...
Or become a heroic martyr...
"Bir din şehidiydi İngiltere, Canterbury'de... Kim dara düşerse ona yardım ederdi."
"the holy blissful martyr for to seek... that them hath helpen when that they were weak."
Savaşmanı istiyorum Jean, şehit olmanı değil.
I want you to fight, Jean, not be a martyr.
Yeni bir şehit daha istemiyorsak.
If we don't want another martyr.
Ama, onu hapse gönderirlerse, onun gözünde mağdur olmuş olacak.
But if they send him to prison, it will martyr him in her eyes.
Ayrıca... o zaman karımın gözünde şehit olup çıkar.
Besides my wife might think he was a martyr.
"Şanlı şehit, düşmanlarının gücünde"
" Martyr illustrious, in thy foe's power
Güya bizim için kendinizi feda ediyorsunuz!
A martyr at our expense!
Sadece bir çeşit şehit vardır, ölü şehit.
There's only one kind of martyr friend, dead ones.
Bana bir şehit göster, bire dört bahse girerim ki çulsuz kalır.
Show me a martyr, I'll lay you 4 to 1 he winds up out of the money.
Ağrı kesici kullan, surat asmayı da bırak.
Take an aspirin and don't make a face like a martyr.
Uzak bir eyalette alelade bir şehit.
Some obscure martyr in some forgotten province.
- Hep acı çeken biri olmak zorundadır.
- She's always gotta be the big martyr.
Tek direnişi gururuna gösteren kilise kahramanı.
The martyr for the church whose only resistance is for his own pride.
Artık kimse beni şehit görmez.
No one can make the world see me as a martyr now.
Ölünce, şehit olabilirsin.
Dead, you might be a martyr.
- Onu şehit yapmayacağım.
I will not make him a martyr for you to cherish.
Şehit bir Filip, davamıza daha çok hizmet eder.
Philip is more useful to our cause as a martyr.
Bir ölü, bir şehit, bir aziz ; mücadelemiz için çok daha faydalıdır.
A corpse, a martyr. A saint is more valuable to our struggle.
Mağdur durumdayım.
I'm a martyr.
Bir azize gibi kendini feda edeceksin.
You won't be able to stop yourself becoming a martyr.
Steve elimden gidecek diye endişelenmiyorum fakat lütfen kutsal şeyleri alet etme.
But, Susie, I... Don't worry, I'll get over Steve, but please, don't play the martyr.
Kurban rolü oynayarak kendini babana acındırmaya çalışma!
Don't play the martyr!
Kurbanmış gibi davranmayı bırakırsan... her şey çok daha güzel olabilir.
You could make this whole thing more pleasant... if you didn't act like such a martyr.
Evet, ben bir kurbanım.
And I am a martyr.
- Beni şehit gibi göstermişsiniz.
You make me sound like a martyr. You could be.
Şehit olanların sorumluluğunu almalıyız.
We should take the responsibility that the martyr left to us
Sonra onu şehit ilan etti, bir kahraman.
Then he declared him a martyr
Hey, Martyr!
Hey, martyr!
Aziz Sebastian'a.
After St Sebastian the Martyr.
- Şehit rolü oynamıyorum ben.
Well... I don't pretend to be a martyr, no.
Azize ya da şehit olmaktan vazgeç artık.
Stop trying to be either a saint or a martyr.
İsyan, kendisine bir sebep ve kurban bulmuştu.
The rebellion found its pretext and its martyr.
O kadın sizi mezara götürdü Hz. isa figürlü bir haç gibi!
Your doll had a burial service in a church, like a martyr!
Thomas Becket, Canterbury eski başpiskoposu, tanrı ve onun kilisesi için şehit olan Thomas Becket, bundan böyle onurlandırılmış, ve bu krallıkta, kendisine bir aziz olarak dua edilmesine karar verilmiştir.
Thomas Becket, former Archbishop of Canterbury, and martyr to the cause of God and his church shall henceforth be honored and prayed to in this kingdom as a saint.
Şehit olarak.
In the role of a martyr.
Gökte, alevlerin içinde şehitlik mertebesine uçarken.
When she flew up to heaven, consumed by the flames of martyr dom.
- Bu gözlükle şehit gibi olmuşsun.
- Those glasses make you look like a martyr.
- Ne şehidi?
- What kind of martyr?
Batı'ya kaçan bir başka şehit daha.
Another martyr killed escaping to the West.
Bazen onun bir tür aziz, dâhi, tam bir fedakâr olduğunu düşünüyorum.
Sometime I think he is a kind of saint, genius, martyr...
- Brady'yi mi kastediyorsunuz?
- You mean Brady? - I don't want Bert to be a martyr.