Masör tradutor Inglês
293 parallel translation
Ben de kendisine, "Bayan ben bir sanatçıyım, masör değil" dedim.
I said to her, "Madam, I am an artist, not a masseur."
Bir zamanlar Bella adlı bir aşçım vardı yoksa masör müydü?
I had a cook named Bella once, or was it a masseur?
Gezici bir topluluğa katılırsam veya Otsuru, belki babandan beni eğitmesini rica etsem ve bir masör olsam.
So I'll join a touring troupe Or, Otsuru, maybe I should ask your father to train me and become a masseur
Şuradaki masör, şuradaki de Rico.
That one's a masseur, and there's Rico.
Lütfen bir domates suyu, sade kahve ve bir masör.
Would you send a tomato juice, black coffee and a masseur?
Bay Webster için domates suyu, kahve ve bir masör.
Mr. Webster wants tomato juice, black coffee and a masseur.
Masör, orada işin bittiyse buraya da bakabilir misin?
Masseur, when you're finished there, could you come in?
- Gezgin bir masör.
- He's a traveling masseur.
Masör, az sonra masaj yapacağın adam aslında Edo'dan evine dönen bir lordtur.
Masseur, the man you are about to massage is in fact a lord returning to his home province from Edo.
Ancak neden benim gibi gezgin bir masör, böylesine bir lorda hizmet etmesi için çağırılır ki?
But why is a traveling masseur like me called to render service to such a lord?
- Sıradan bir masör değilsin.
- You are no ordinary masseur.
- O sıradan bir masör değil.
- He is no ordinary masseur.
Korkarım ki bu masör ustamızın durumunu bütün dünyaya yayacak.
I fear this blind masseur will spread the word about our master's condition.
Şu lanet masör!
That blind masseur!
Gezgin bir masör arıyorlar, yaklaşık 26 27 yaşlarında.
They're looking for a traveling masseur about 26 or 27 years old.
Masör, burada olmamalısın.
Masseur, you shouldn't be here.
Bu günlerde, sıradan bir masör kadınlara o kadar da çekici gelmiyor.
These days, an ordinary masseur doesn't attract women all that much.
Gezgin bir masör gördün mü?
Have you seen a traveling masseur?
Hiç masör gelmedi buraya.
No masseur came in here.
Aslına bakarsan bir masör. Ayrıca bizim işten de anlıyor.
He is indeed a masseur, but he's also in my line of business.
Yoshiro, işte o masör.
Yoshiro, there's that masseur.
Bir aralar masör olan kör bir adam.
A blind man who used to be a masseur.
Kör bir masör, gözleri gören bir masöre masaj yaptırıyor.
A blind masseur getting a massage from a seeing man?
O bir masör değil.
That's no masseur.
Bu Zatoichi, Kanbei'yi öldüren masör.
That's Zatoichi, the masseur who killed Kanbei.
Yapabileceğim hiçbir şey yok bir masör sadece bir kaç kuruş kazanabilir ama kazandıklarımın hepsi benimdir çünkü hiç masrafım olmaz. "
There's nothing I can do A masseur earns only a few bucks But all earnings are mine... because I have no costs "
Masör, tam zamanında geldin.
Masseur, you came at the right time.
Her zaman masör soruyor.
He's asking for a masseur all the time.
Masör, buradayım.
Masseur, here I am.
- Öyle mi, masör?
- Is that so, Masseur?
Masör, ondan sonra bana da masaj yap.
Masseur, massage me next.
Bu masör çok iyidir.
This masseur is very good.
Buraya masör getirmeyin!
Don't bring a masseur in here!
Şaşırtıcı bir masör.
A surprising masseur.
- Sadece bir masör.
- Just the masseur.
Geçen geceki masör mü bu?
It's the masseur from last night.
Masör, işte paran.
Masseur, here's your payment!
- Sıradan bir masör değilsin sen.
- You're no regular masseur.
O sadece kör bir masör.
It's just a blind masseur.
Az önce giriş yapan adam masör mü?
Is the masseur the man who just checked in?
Zatoichi'nin masör olduğunu bilmiyordum.
I didn't know Zatoichi was a masseur.
Masör geldi.
The masseur is here.
Aynı meslekten olduğunuza göre tanıdığınız başka bir masör olabilir.
There's another masseur you might know, since you're in the same business.
Kim masör çağırdı?
Who called for a masseur?
Yeni masör mü?
A new masseur?
- Masör çağırdın mı?
- Did you call a masseur?
- Buyrun çayınız Masör.
- Masseur, here's your tea.
Masör burada kalıyor, ama ne istiyorsunuz ondan?
The masseur is staying here, but what do you want from him?
Masör, çamaşırlarını yıkamak istersen buraya gel.
Masseur, would you like to do the laundry? Come here.
- Oh, şu masör...
- Oh, that masseur...
Ben Zatoichi, masör bir Yakuza.
I am Zatoichi, a masseur Yakuza.