Memo tradutor Inglês
1,510 parallel translation
Şirket notlarını iki defa okudum. Ne kastettiğini anlıyorum.
I actually read that memo twice.
Herkesin kayıt defterini, copunu ve şapkasını topla.
Take everyone's memo books, nightsticks, hats.
Personele not.
Memo to staff...
Personele not. Falcon Lair'e salı günü varacağız ve haftaya da Sri Lanka'ya gitmeyi umuyoruz.
Memo to staff... we arrive at Falcon's Lair on Tuesday and we expect to leave for Sri Lanka the following week.
Belli ki mesajı almamışsın.
You obviously didn't get the memo.
Mesaj mı?
The memo?
Beyaz Saray'a yazdığı mektup şöyle bitiyordu ;...
Strom Thurmond's memo to the White House ends,
Bir sorun varsa bile bunu düzeltmek için artık çok geçti. E-postayı görmezden gelerek sorunun ortadan kalkmasını umdu.
If there really was a problem it was too late to correct it, so he ignored the memo and hoped the problem would go away.
1995 yılına ait gizli bir kayıtta, Amerikan Otomobil Üreticileri Birliği'nin bir halkla ilişkiler firmasını kullanarak sözüm ona "yöneltme ve eğitim kampanyası" ile kota yasası aleyhine çalıştığı görülüyor.
In a confidential 1995 memo, the American Automobile Manufacturers Association sought to hire a PR firm to manage a so-called "grassroots and educational campaign" to create a climate to repeal the mandate.
Çevre Koruma Kurumu'ndan küresel ısınma hakkında uyarıda bulunan bir yazı aldı ve yazıda düzenleme yaptı.
He received a memo from the EPA that warned about global warming and he edited. He has no scientific training whatsoever.
Bu, Çevre Koruma Kurumu'ndan gelen yazı.
This is the memo from the EPA.
Not sizden geldi.
The memo was from you.
Notu sen mi yazdın?
Did you issue this memo?
Hala çözemedim de.
I-I didn't get the memo.
Geçen hafta, Michael bize bu gizem dolu maili gönderdi.
Last week, Michael sent out this mysterious memo.
Bildirimi okumadın mı?
Or didn't you receive the memo?
Hayır o duyuruyu almadım.
- No. I didn't get that memo.
Bir notu mu kaçırdım?
Did I miss the memo?
Birkaç imzanız gerekiyor. Araç kayıtları mahkeme kayıtlarında bir düzeltme ve celp istekleri için ofis raporları. Bir de satın alma bölümünden büyük bir vantilatör isteği var.
Need your sig on vehicle logs and a corrected court report and office memo subpoena requests and a requisition due to City Purchasing for a large fan.
Ufaklık... Carmela'nın evine kahve götürmeyi unutma.
Memo- - get some coffee up to Carmela's house.
Yazısı gelmişti.
We got that memo.
Hacının hafızası yoktu.
Haji didn't get the memo.
- Evet. Notu almadın mı?
Didn't you get the memo?
Notunuzu aldım evet.
Oh, yes, I got the memo.
Hayâlim George Clooney'yi mahvetmek.
- Eh. - My dream... is to destroy George Clooney - that arrogant, overrated, memo-writing bastard!
Bayanlar not alın "Boing!".
Ladies, take a memo. "Boing!"
Her neyse, Hauser'un duyurusunda alayıyla ilgili dövmenin tarifi vardı 82.
Anyway, there was a description of a regimental tattoo on the memo for Hauser.
Notu kaydet.
Memo to file.
Peki, Allison'ı bir yere not et.
Well, have Allison take care of the memo.
Casey'den gelen bir mesajı neden okuyacak mışım?
Why would I read a memo from Casey?
Unuttun galiba.
You missed the memo.
Biri bana Serbest Salı olduğunu söylemeyi mi unuttu?
Whoa. Hey. Someone forget to give me the casual Tuesdays memo?
Kara Maske'ye not....
Memo to Black Mask....
Bilmeni istediğim birşey var, aklım başıma geldiğinde seninle aynı gemideydim.
I just want you to know that I was in the same boat as you when I got my memo.
- Bugüne istiyorlarmış. - Bugüne mi?
- sent us a memo, says it was due today.
Muhasebeden o notu neden alamadığımı bilmiyorum.
I don't know why I didn't get the memo from Accounting.
Notu almadım.
I didn't get the memo.
Wallace Rainer, yüce mahkeme tarafından onaylandı. Ceza sistemini yeniden düzenleyebilmek için taslak hazırlayarak acil bir şekilde mahkemenin onayına sundu ve Brockett'e karşı seçim kampanyası düzenleyerek mahkemede yeni bir dönem başlatmış oldu.
Wallace Rainer was confirmed to the Supreme Court, and shortly thereafter he drafted a memo to the chief justice urging him to reorder the docket, and select US vs Brockett to be the first case to be heard when the Court's new term begins.
Dean Truby'yi mahkûm ettiren not defterini bana vererek ona arka çıkmadığını söylüyorlar.
They're saying you didn't have dean truby's back when you gave me the memo book that convicted him. Doesn't matter.
Her şeyi not defterine kaydetmiş olmalısın.
You had to take everything down in your memo book.
Bana not defterini celple aldırma, Don.
Don't make me subpoena your memo book, don.
Sana bu konuda mail atmıştım.
I sent you a memo about this.
Arkasını imzalayıp ciro ettim bile. Hatta açıklama bölümüne pis şeyler yazdım.
I already signed the back of it and wrote a dirty thing on the memo line.
O duyuru bize gelmedi. Ama eldiven takıyoruz zaten.
Well, we didn't get that memo'cause... you know,... we're wearing latex.
Aslında, Bay Kaufman bunu notuna yazmadı. Sürücümüze söyledi.
Actually, didn't Mr. Kaufman say in the memo that he appreciated our drive?
"O notu görmedim herhalde."
"l guess I didn't get the memo."
O notu görmedim herhalde.
I guess I didn't get the memo.
O notu görmedim herhalde.
I guess I didn't get the memo!
Şu an elimde, Zach'in Gina'ya gönderdiği ve Joey'nin evindeki gizli poker partisinin hatırasına yazılı 5 $'lık bir çek var.
The memo reads, "From secret poker game at Joey's house."
Bu Betty'nin notu.
Oh, oh, oh, oh. [gasps] It's Betty's memo.
Flack'in not defterine ihtiyacım var.
I need flack's memo book.