Misın tradutor Inglês
271 parallel translation
Kadın ve mis gibi yemeğimiz olurdu.
Have us a woman. And decent food.
MIsır'ın altının ve üstünün kralı..
King of Upper and Lower Egypt...
- Bu duyduklarınız ne ki? Annie'nin kızına bakışı görmelisiniz. Sanki "banana-split" miş gibi bakıyor.
You should see the way Annie looks at her daughter - like she was a banana split.
Loş bir ışık, Carlos Gardel, Doğu Ekspresi Borromées Adaları'nın mis kokusu.
Dimmed lights, Carlos Gardel, Orient-Express... The Borromean Islands.
Adın da Susy'miş.
"Suzy." Your name is Suzy.
Vietnik'miş, anlarsın ya.
He's a Vietnik, you know.
Kaptan'ın adı Garrovick'miş.
The captain's name was Garrovick.
Adamın adı Pavel'miş.
The man's name was Pavel.
Hücre arkadaşı Max Davis'ten yeni öğrendiğimize göre Barret aslında 5 yıl önce Oakland'deki zırhlı araç soygununu planlayıp ortaklarını kandıran ve 10 milyon doları saklayan Albert Jenkins'miş.
We have just learned through his cellmate, Max Davis, that Barret is actually Albert Jenkins, who masterminded the Oakdale armoured car robbery five years ago, double-crossed his associates, and hid the $ 10 million take.
Arjantin miş... Kıçımın kenarı.
Argentina, my ass.
Onun amıyla karşı karşıya geldiğimde, vücunu bana doğru kasarak bastırdı. Amının mis kokulu suyu susamış ağzımın içine akıyordu.
When I started to encounter her clitoris, that stood up like a candle, she pressed herself against me.
O çılgın. "Oda 16 için." miş.
He crazy. For room 16.
İlk gün garajda gördüğüm sarı kadının adı Dilek'miş.
The blond woman I saw first at the garage was called Dilek.
Adamın adı Ewing'miş.
His name... is ewing.
Beni kötü bir sahtekar sanmayın.
Don't mis-con-screw me.
Hoşça kalın arkadaşlar.
Adios, mis amigos.
Günaydın arkadaşlar.
Buenos dias, mis amigos.
Son faturada fark ettim ki... kitapçının sahipleri "B. Marks ve M. Cohen" miş.
I noticed on your last invoice, it says : " B. Marks. M. Cohen.
Geçmişin sert, kuru rüzgarlarının yerini mis kokulu hafif bir meltem almıştı.
Instead of the harsh, dry winds of the past, there was a gentle breeze, full of fragrance.
Union istasyonunda bu sabah bir ceset bulunmuş. Adamın adı Michael John Guthridge'miş.
A man found murdered at Union Station this morning has been identified as Michael John Guthridge.
Yarın saldırıya geçmeye niyeti olmayan bir arkadaş, yanlış şeyler yapabilir. Haklısınız efendim.
A chap might get a bit mis if it wasn't for the thought of going over the top tomorrow!
Bayan Moorehead'i hamile bırakmanızın fiilen imkansız olduğu sonucuna vardım. Çünkü kliniğimize gelmeden önce kendisi Long Island, Syosset'teki Milton Moorehead'miş. Bakın!
I've come to the conclusion that it's virtually impossible... for you to have impregnated your nurse, Montana Moorehead... because before she came to our little clinic... she was...
Stagg'ın kaybolduğu gece Stagg Endüstrilerinden çıkan son kişi Harrison Wells'miş.
The last person to leave stagg industries. The night that stagg disappeared was harrison wells.
Kardeşinin öcünü almış, bir tabanca alıp, uşağa gitmiş, uşağın adı, Veitch'miş, baskın yapıp, yüzünden vurmuş.
Now, he revenged for his brother, took a revolver to the footman, who's name was, uh Veitch, burst in upon him, shot him in the face.
Adı Giselle'miş, Marie Giselle. Tanınmış bir tefeci, özellikle sosyeteyle çalışan bir tefeci. Her zaman skandallarını takip edip, ödemelerini aksattıklarında da onlara bildikleriyle şantaj yaparmış.
Her name's Giselle, Marie Giselle, well-known moneylender, specialized in lending to society people, always kept an ear open for their latest scandals, and then used them to blackmail them when they got behind with their payments.
- Dedi ki senin adın Melek'miş.
She say you name be Angel.
Nerede yaşadığınıza, sizi nereye soktuklarına bir bakın. "İyi değil" miş!
Look where you're living. Look where you've been put. "Not good enough!"
Beyaz Kartal Kralının torunuolduğunu iddia eden biri... ismi Mo-Kei miş, uyarı bile yapmadan hemen öldürün Onu.
Someone who claims himself the grandson of King of White Eagle named Chang Mo-kei, just kill him without a warning
Kurbanın adı Thomas Phillips'miş.
The victim's name was Thomas Phillips.
Apamea'nın nüfusu 700,000'miş.
Apamea's population was 700,000.
Yanlış mı ayarladın?
You mis-set the timer?
Bilmiyorum bütün söylediği adamın adı Jack Leveret'miş.
The man who killed Trudy?
Tenis maçınız için kort saati 11'miş.
The court time for your tennis game is 11 o'clock.
- Aldığı uyku ilacının adı Somanil'miş. - Adını duymuştum.
The sleeping pill he was taking was called Somanil.
Tarif ettiğin gibi bir kadın varmış, ama adı Alison Page'miş.
A woman such as you described had the name Alison Page.
- Erkek arkadaşının adı Kent'miş.
- Her boyfriend's name was Kent.
İkincisi Albert Tanner'miş, ama Leonard Betts'in aksine,... Albert Tanner'ın yaşayan bir akrabası var.
The second one was Albert Tanner, but unlike Leonard Betts, Albert Tanner has a living relative,
Peki neden "- miş" li zaman kipi kullandın?
Why did you use the past perfect then? I used the past perfect?
Bugünlerde insanlar, gerçeklerini doğrulayan yanlışlıklar yapıyorlar kendi gezegenlerini yok ediyorlar, kendi kendilerini, demokrasi ve özgürlük şarkılarını bir Din miş gibi söyleyerek suçluyorlar yok oluşlarını mutlu bir şekilde devam ettiriyorlar
Today, you'll find people mistaking, for your own greed and truth, and eating the planet for them, and condemning thenselves into total annihilation! Chating their democracy and freedom as though they are a religion, They are cheerfully justifying their journey towards self-destruction.
Hoşçakalın, Bayan...
Bye Mis...
Kocasının adı Johnny Dempsey'miş.
To Johnny Dempsey.
Adamın lakabı "Çekiç" miş.
- Some fellow nicknamed "The Hammer".
Kurbanın gerçek adı Susan Sidarsky'miş.
The victim's real name was "Susan Sidarsky."
Bırakalım mis gibi banka, başkaları gelip soysun diye oracıkta yatsın.
Let the bank lay there. Let someone else do it.
Yalancı! Vurun onu! "Görevimiz Fransız halkını bilgilendirmek" miş!
Paris is being set ablaze by a great number of uncontrollable people.
- Dünya'nın en sexi prensesi kim miş?
- Who's the sexiest princess? - Daddy!
Mis kokulu kutsal tabağın üzerinde süzülen koruyucu melekleri dahi uyandırır.
Waking even the guardian angels who float around the aromatic and holy dish.
Claudia'nın zengin kocası da genç yaşta ölmüş. 35'miş.
Claudia's rich husband also died young. 35.
Gündüz burada oturup, tek işi ders dinlemek olan kişiyi kıskanıyorum. - Sıranın üzerindeki yazıya bakılırsa adı Ozzy'miş. - Evet.
You know, I'm almost jealous of whomever gets to sit here during the day and make learning his full-time occupation.
Ahbap, götsuratların oğlu Ben Affleck'miş.
Dude, the ass-Faces'son is ben affleck.
Senin kopya kağıdında sıçmadığını nereden bileyim?
Hey! How do I know you didn't mis-sequence on the crib sheets?