English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ M ] / Muhtemelen

Muhtemelen tradutor Inglês

49,878 parallel translation
Muhtemelen.
Probably.
- Muhtemelen öldürürler.
They'll probably kill him.
Muhtemelen devam edip havaya uçurmalısın.
You should probably just go ahead and blow him up.
O olmasaydı Gordon beni teslim ederdi ve muhtemelen ölürdüm.
If it wasn't for her, Gordon would have turned me over, and I'd most likely be dead.
- Sahibiyle konuştum dedi ki restoran böyle bir saldırıyı atlatamazmış muhtemelen yeni bir isimle açmaları gerekirmiş.
- I spoke to the owner, and he said he doesn't think that the restaurant can survive an attack like this... that they'd most likely have to reopen under a new name.
- Muhtemelen hayır.
- Unlikely.
O bir kahraman ve muhtemelen maskeyi çıkarınca da hoş biridir.
He's a hero, and he's probably pretty cute under that mask.
Wally, muhtemelen babası kayıp olduğu için keyfi yoktur, değil mi?
Wally, she's probably still just upset because her father's missing, right?
- Muhtemelen uydularımızı bozmanın bir yolunu bulmuş.
- He's probably figured out a way - to scramble our satellites.
- Muhtemelen üçü birden olacaktır.
- Wait, what? - Probably all three.
Şimdiye Bonnie muhtemelen... Paris hakkında sayfalarca harika şeyler yazmıştır.
By now Bonnie's probably filled pages and pages about how amazing Paris is.
Ayrıca, burada sahip olduğumuz aday havuzuna bakarsak, muhtemelen şeytana uyabilecek en iyi kişi odur.
Besides, judging by the pool of candidates we have here, she's probably the only one that already worships the devil.
Muhtemelen sadece göstersem daha kolay olur.
Probably easier if I just show you.
İnce bilenmiş detektif becerilerime göre, bu muhtemelen bir adam hakkında.
My finely-honed detective skills tell me this is probably about a boy.
Muhtemelen hiç yapamam.
Probably not ever.
Muhtemelen seni öldürürüm.
I'll probably kill you in the process.
Evet bağladığımız kayışlar muhtemelen gevşemiştir.
Yeah, those tie-down straps must have come loose.
Muhtemelen çalıştığım kişi için geçerli bir şey.
Oh, it's probably because of who I'm working for.
Muhtemelen hayır.
Probably not.
Farklı tür el yazıları var, iki kişi arasında karşılıklı yazılmış, muhtemelen gizli bir şekilde.
There's different styles of handwriting, which indicates some sort of back and forth between two people, likely in secret.
Muhtemelen bütün Mystic Falls ailelerinin kampını mahvetmiştir.
Probably ruined camping for an entire generation of Mystic Falls families.
Muhtemelen sadece biz varız.
It's probably just... us.
Muhtemelen cehennemi benim için yeniden açarlar.
They'll probably reopen hell for me.
Evet, muhtemelen haklısın.
Yeah, you're probably right.
O zaman muhtemelen halletmiştir.
Then she's probably got it.
Neyin içine giriyorsak gideceğiz. Muhtemelen gerçek bir plana ihtiyacımız olacak.
Whatever we're walking into, we should, you know, probably have an actual plan.
İlaç mı verilmiş? Laboratuvar şuan inceleme yapıyor ama muhtemelen evet.
Lab's running a tox screen now, but yeah, probably.
Muhtemelen derken belki demek istiyorsun ve belki derken de bilmiyorum demek.
And by "probably," you mean "maybe." And by "maybe," you mean "I don't know."
Hayır muhtemelen izlenebiliyordur.
No, it's probably got lowjack.
Yani muhtemelen.
Hell, probably.
Sen Gavin'i bizim zamanımızda yaşasın diye serbest bıraktım ve muhtemelen tüm tarihin içine ettin ama biz onu avlamadık.
When you set Gavin free to live in our time and possibly screw up the rest of human history, we didn't hunt him down, okay?
Hayalet muhtemelen o madalyona bağlı.
We got a ghost probably tethered to the locket.
Ucube muhtemelen işi bitiremeden korkup kaçmıştır.
Freak probably got spooked before it could finish the job.
Muhtemelen başka bir uzaylıdır.
Probably another alien.
Muhtemelen şu sıra iyi bir şekilde uyanıyordur.
Hell, he's probably waking up right now, safe and sound.
Muhtemelen Dean'in aramasına geri dönmelisin.
Oh, and you should probably return Dean's call.
O seni, beni ve tüm evreni öldürebilecek bir şeyse muhtemelen öyle. Ben bir takım oyuncusuyum.
Since it could kill you, me, and the entire universe, probably.
Kural bir, eğer birini öldürdüğümüzü düşünüyorsanız muhtemelen öldürmüşüzdür.
If you think we killed someone, then we probably did.
Muhtemelen Mary Winchester'ın elinden.
Possibly at the hands of Mary Winchester.
Muhtemelen sadece fırtınadır.
It's probably just the storm.
Fırtına muhtemelen iletişim rölelerini etkisiz hale getirdi.
The storm probably knocked out the communication relays.
Muhtemelen ölü bir kabuk parçasıdır.
It's probably just a dead piece of bark.
- Sanırım muhtemelen yaşadık evet.
I think we probably did, yes.
Çarşaflarının üzerinden DNA'sına ulaşacağız zaten muhtemelen.
We are probably gonna retrieve his DNA from your bed sheets anyway.
- Evet o kişi benim muhtemelen.
- Yeah, that was possibly me.
Evet muhtemelen.
Yeah, looks like it.
- Biraz daha öncesi muhtemelen.
- Bit before, probably.
- Muhtemelen evet.
Well, yeah, probably.
- Muhtemelen demek.
Probably?
Evet muhtemelen.
Yeah, possibly.
- Muhtemelen.
Probably.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]