Mumlar tradutor Inglês
1,766 parallel translation
Eriyen mumlar onlara tibidy * görüntüsü kazandırırdı.
Scioglievo candles and we I did scenes of nativit?
Küçük kızın yan tarafta mumları söndürürken, sen de diğer odada karını aldatmakla mı meşguldün? Yaptığım en iyi işlerden biri değildi, katılıyorum.
While your little girl is blowing out candles, you're in the other room cheating on your wife, not one of my better moments, I agree.
Çiçekler, mumlar, Elvis Costello CD'si...
Flowers, candles, Elvis Costello CD all cued up.
Sönmüş mumların kokusunu alacak. En azından birini yakmalı.
She'll smell there were candles burning, so I have to light at least one.
Bunlar Katolik dua mumları.
Those are catholic prayer candles.
Kadını mumlar ve Kumbaya * ile başbaşa bırak.
Leave that woman alone with her candles and "kumbaya."
Daha mumları bile yakmamışlar.
They didn't light the candles yet.
Mumları yakmak ne zamandan beri söndürmekten daha keyifli oldu?
When did lighting candles become more fun than blowing them out?
Gel, mumları söndürmemde bana yardım et ve bir dilek tut.
You can help me blow out the candles and make a wish.
Işıkları söndürüp, bu mumları yakabilirsin.
You could dim the lights, light these candles...
Mumları her yerde yanar şekilde bırakırdı.
He used to leave candles burning everywhere.
Mumları yanık mı bıraktın?
Did you leave the candles burning?
Tamam. Mumlar yakıldı. En sevdiğin olan lavanta kokulu.
Okay, candles are all lit... lavender scented, your favorite.
Bayan park, mumları üflediğinde kadeh kaldıracağız.
When Mrs. PARK blows out the candles, we'll toast.
Gel de mumlarını üfle!
Come over and blow out the candles!
- Mumlar.
The candles.
Charlie, gel buraya da şu mumları üfle!
Charlie, come on over here, and blow out the candles!
Mumlar ne alaka?
What's with all the candles?
Mumların zavallı insanlar tarafından yapıldığını biliyor muydun?
Did you know that candles are made by losers?
daha sonra dua edilen mumların doğum günündeki dilek mumları ile aynı şey olmadığını öğrendik.
We later learned those were prayer candles and not birthday wish candles.
Burgonya kırmızısı mumlar dedim, turuncu değil.
I said burgundy candles, not orange.
Şimdi git o mumları al yoksa Göçmen Bürosu'ndaki adamıma acil durum çağrısı yaparım.
Now, you go get them or I'll send a 911 page to my guy at the INS.
Mumları yumurta kokteylinden uzak tut.
You might wanna keep the candles away from the eggnog.
Sen hiç kahvaltı gevreği kutusunun içine doğum günü mumları koyan birini gördün mü?
Have you ever seen anyone put a birthday candle in a ball of breakfeast cereals? No.
Ama Hannuka Yedi Kollu Şamdan ve mumlar ve 8 günlük hediyelerden oluşur.
but hanukkah hasa menorah and candles and eight days of presents.
Ve mumlar ve şarkılar ve dualar. Haham tutarız.
and candles and songsand prayers.
Mumları yakmamız gerek, dua etmemiz ve kutsal hikayeler anlatmamız gerek.
We have to light the candles, do the prayers, recite the blessing.
Şimdi koltukların ısıtması çalışmıyor mu? Neden bize verdiğin ucuz kıç mumlarını kullanmıyorsun?
Why don't you sit on those cheap-ass candles you gave us? "
yani, koltuğunuzu ısıtmak istiyorsanız Neden bize verdiğin ucuz kıç mumlarını kullanmıyorsun?
So if you want your seat warmed, why don't you sit on those cheap-ass candles you gave us?
yani, koltuğunuzu ısıtmak istiyorsanız Neden bize verdiğin ucuz kıç mumlarını kullanmıyorsun?
So if you want your seats warmed, why don't you sit on those cheap-ass candles you gave us.
Tek lazım olan doğum günü mumları.
All you need now are birthday candles.
O mumları üflerken babam...
WHAT, DAD TOOK THE FINAL PLUNGE
Şimdi ne yapacaksın, mumları mı yakacaksın?
What are you going to do, light candles now?
Ben mumları yakıp banyoyu hazırlayacağım.
I'll light some candles and run us a bath.
Soya mumları yakıyorum.
I burn soy candles.
Kahretsin, kibritleri unuttum ve de mumları ve de sana söyleyeceğim şarkıyı
damn! i forgot the matches. oh, and the candles.
Sen, güzel bir kızla yemek. Mumlar. İç çamaşırı.
- You, and... you know, some dinner, and, you know, a pretty girl, some candles, you know, lingerie, a box of wine.
Mumları getireceğim.
I'll get the candles.
Ama bizim mumlarımız da yanmadı, ve elektrik de yoktu.
But our candles went out and that's not electric.
- Bu uyum sağlama, mumlar gibi.
It's transduction, like the candles.
Mumları neden çıkardın?
What's with the candles?
Tabii, kerata ne bilsin o mumların söndürdükten sonra tekrar yandığını.
The brat didn't know that those candles come back on after you blow them out.
Sihirli mumları söndürdüm zanneder... çamaşır sepetinin üstüne koyar ve yatmaya gider.
So, after he blew the magic candles, he put them over the laundry basket and went to sleep.
Bilmiyorum, mumlar, müzik.
Well, I don't know, the, the candles and the music.
- Blair, mumlarını söndür.
- Blair, blow out your candles.
söndür mumlarını, B.
Blow out your candles, b.
- Bilindik konuşmalar yapılır, ilahiler söylenir, mumlar yakılır, kan içilir.
The usual clich? - -Chanting, candles, blood drinking.
Mumların içine de ot saklardım.
HOLLOWED OUT A CANDLE, WHERE I HID SOME POT,
Tabi salak kardeşimin elektriklerin gitmesiyle mumları yakmasına kadar.
UNTIL MY IDIOT SISTER LIT IT DURING A THUNDERSTORM.
Şu mumları yakmaya ne dersin?
How about lighting one of those candles?
- Mumlar çok hoş.
- Candles are nice.