Mâli tradutor Inglês
53 parallel translation
Onunla evlendiğinde mâli durumunuz neydi acaba?
What were your circumstances when you married him?
Yıllık 3200 dolar maaşım var ve çok sayılmaz ama tutumlu davranırız. - Mâli durumun nasıl evlat? Çok iyi.
Excellent, sir.
- Ben sadece mâli destekçinim.
- I'm just your backer.
Bu para, Alman mâli makamlarına ödeniyor.
This is what you pay the Reich Economic Office.
Ama fark ettiğin gibi, önce mâli sorunları söylemesi, kadınların aslında ne istediğini bir kez daha kanıtlıyor.
But you'll notice that follows the financial question, proving once more... what women really look for.
Geçen yılın mâli kayıtları.
Financial records for the last year.
Mâli düzensizlikler, gizemli bir kadın, sahte kimlik.
Financial irregularities, a mystery woman, false identity.
Son altı ayın... tüm mâli bilançolarını, bana gösterebileceğini umuyordum.
I was hoping you could take me through... all the financial statements, last six months or so.
Mâli durumunu kontrol etmişler Stanley.
They checked you out, Stanley...
Mâli konulardan ne kadar anlar?
What does he know about endorsements?
Şimdiye kadar duyduğunuz gibi... mâli kriz nedeniyle... devlet okullarında ki bütün sanat faliyetleri... iptal edildi. Lütfen.
Please.
Biletlerin küçük bir mâli problem olduğunu zannediyordum.
I thought this was a simple budget matter, the things about the tickets.
Bir kaç mâli manevra beni düzlüğe çıkaracak.
With some financial maneuvers that'll get me out of this.
Evet ama mâli desteği aldığımda bir saniye bile durmam.
Well, yeah, just until my financial aid comes through and not a second longer.
Beni mâli konularda sorumluluk sahibi biri olarak gösterir.
Makes me look fiscally responsible.
Donnie Yen'in mâli durumunu kontrol etmeyi ihmal ettim.
I've been neglecting checks on Donnie Yen's financial situation.
bilirsin, mâli hareketler yapan biri.
you know, financial transactions.
- Yine mâli sorunlar mı?
- More financial trouble?
Bak, mâli sıkıntımızı halledecek daha basit bir çözüm olmalı.
Look, there's got to be a less extreme solution to our financial woes here.
Evet, hayatımı seninle ilgilenmiyormuş gibi davranarak geçirdim ümit ettim ki, bir gün mâli olarak dibe vurursak sonunda bunu seni elde etmek için kullanabilirdim.
Yes. I've gone my whole life pretending that I want nothing to do with you, just hoping one day we'd be in such dire financial straits that I could use it to finally make my move on you.
Aslında petrol kralı Soutaro Hashiba gelecekteki enerji kaynaklarını göz önünde bulundurursak anlaşılan, Tesla'ya mâli destekte bulunuyormuş.
In fact... oil magnate Soutaro Hashiba was considering future energy sources, and apparently gave Tesla financial support.
Salucci'ye bir iyilik yapıp, mâli sıkıntılarından kurtuldun. Böyle mi oldu?
Do Salucci a favor, take some of the financial pressure off of you ; is that how it works?
Evet, adam mâli danışman.
Yeah, he's a financial advisor.
Mâli danışmanımdı.
He was my financial advisor.
Bizim gibi kurumların özel banka müşterileri olmasının sebeplerinin en başında net varlıkları yüksek olan bireylerin mâli ayrıntılarla uğraşmasını engellemek gelir.
The reason institutions like ours have private banking clients in the first place is so that our highest net worth individuals don't have to deal with financial minutia.
Şüpheli mâli durumunuza rağmen buraya taşınmanıza izin vermiştim, hatırlıyor musunuz?
Now, when I let you move in with your questionable financials, you remember?
Ben de Kaplan'ın mâli kayıtlarını araştırmaya başlayayım.
Great. I'm gonna get my hands on Kaplan's financials.
- İlk bakışta belediye başkan yardımcısının mâli kayıtları temiz gibi duruyor.
At first glance, the deputy mayor's personal finances look squeaky-clean.
Yararlandığı vergi indirimlerinden kurmuş olduğu yedi hayır kurumuna kadar. Ama belediyenin mâli işlerini yönetmesi bambaşka şeyler anlatıyor.
From conservative tax write-offs to the seven different charities he set up, but his fiscal management for the city tells a different story.
Belediye başkan yardımcısı aslında, içinde bulunulan mâli krizin sorumlularından biri.
You know, the deputy mayor actually contributed to the city's budget crisis?
Anthony yeni kızlar arıyordu. Mâli durumunu iyileştirmek için.
It's just so weird, because you didn't find blood on any of his personal effects.
Elimde, Meegan'ın mal varlığı var. Bana tüm mâli durumunu verdi.
I have Meegan's assets here that she has given me.
- Sana mâli destek veriyorum.
- I'm subsidizing that.
Ben de Haskell'ın mâli kayıtları için Reno Polisi'ni arayayım.
And I'll call Reno PD, get Haskell's financials.
Larry, mâli danışmanın olarak parayı böyle bir şeye....... harcamanı doğru bulmuyorum.
Larry, as your business manager, I cannot advocate you putting your money into this.
Bugün kaç mâli danışmanla buluşuyorsun bilmiyorum ama- -
I don't know how many other business managers you're meeting with, but...
Casey'nin tüm mâli, kişisel ve iş eşyalarını topla ve Karsh'ın sevgili karısı Anya'yı buraya getir.
Gather all of Casey's financials, personal and business, and bring Karsh's lovely wife, Anya.
Bu da cinayetlerin mâli bir nedenle olmadığının bir göstergesi.
God, that means the murders weren't about money, at all.
Şiddet, mâli yolla, yasal ya da şahsen.
Violently, financially, legally, and personally.
Aarno Lamminparras, mâli suçlarınıza devam etmeniz hâlinde altı ay hüküm giyeceksiniz.
Aarno Lamminparras, you are hereby sentenced for - accounting violations to six months imprisonment.
Mâli sebeplerden dolayı. Kutlamaların zirveye çıkması da "Işık Festivali" adı verilen bir tekne geçişiyle oldu. ... ki bu da geri istedikleri sözlerden biri.
... for financial reasons... and as the celebrations peaked with a boat parade called the Festival of Lights- - another phrase they wanted back- - one man was about to hit his lowest point.
Mâli şantaj, belediye görevlisine rüşvet teklif etme, nitelikli saldırı.
Extortion, attempted bribery of a civic official, aggravated assault.
Ev için mâli kaynaklarımı bile ayarlamıştım.
I already built the foundation for the place.
Başkan, ülkenin sallantıdaki mâli durumuna istikrar kazandırabilmek amacıyla bankalara tatil verdi.
The president has declared a bank holiday in an attempt to stabilize the nation's teetering
New York'ta bir hastaneye mâli kaynak sağladığımı biliyorsun.
You know, I fund a hospital in New York.
Çünkü Will'le mâli durumları düzelttiğimizde masrafını karşılamaktan mutlu olurum.
Because I'm happy to pay once Will and I finalize things.
Sadomazo muhabbetleri gibi ama fiziksel acı yerine, mâli acı veriyor.
It's like S and M, but instead of physical pain, it's financial pain.
Nikki, canım, bilmelisin ki mâli durumumuz hiç iyi değil.
Nikki, my dear, you must know that things are very serious with our finances.
Ofisim mâli suçlara karşı kayıtsızmış.
My office is soft on financial crime.
Şu anda hapiste olan seksen bir mâli suç mahkumuna git bir sor.
Go ask the 81 convicted felons of financial crimes currently serving time.
Korkarım ki böyle bir hovardalık mâli bir ceza doğuracak.
But such profligacy will, I'm afraid, incur a financial penalty.