Nasıi tradutor Inglês
129,907 parallel translation
Senin için nasıl olduğunu soruyorum.
I'm asking what it's like for you.
Onu 30-40 dakika nasıl meşgul edeceğim ben?
How am I supposed to keep her busy for 30 to 40 minutes?
Summerland nasıl bir isim öyle?
I mean, what kind of a name is Summerland?
Şu anda burada oturmuş, sana eşimin nasıl 20 sene önce ölmesine rağmen onun hiçbir eşyasına dokunmamış hatta ve hatta onun ölmediğine kendimi inandırdığımı söylesem...
If I were sitting here right now telling you how my husband died 20 years ago and I haven't touched a thing, and not only, but I keep this fantasy alive that he isn't dead.
Demek istediğim, bu yer olmadan önce nasıl biriydi o?
I'm saying, who was he before... This?
Ve nasıl... ki bunu sana söylemedim ama birinin içeriden sesler çıkardığını aynı biri çıkmaya çalışıyor gibi.
And how... I didn't tell you this, but I heard banging inside, like someone wanted to get out.
- Nasıl...
- How would I...
Peki nasıl...
How will I know...
Onu nasıl hayal edeceğimi bile bilmiyorum.
I don't even know how to picture him.
Nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
I didn't know how.
Yol Göstericiler'i nasıl değiştirebildiğini.
The way she was able to change the beacons.
Ben nasıldım?
What did I look like?
Kabinden onu nasıl tekmeleyeceğim ki?
How could I kick him when I'm up in this booth?
Dünya Savaşı'ndan nasıl kurtuldun? " desene!
"How did you survive World War I?"
Bu üç adamı nasıl bulabilirim?
How do I find his three buddies?
Senin için not defterimi alıp ruh sağlığımı çizsem nasıl olur?
How about I go get my sketchpad, and I'll scribble out a little bit more of my sanity for you?
Dünya yok olurken ben nasıl yaşayabilirim?
The world having to die so I could live...
Nasıl olacağını biliyorum.
I know how.
Onu nasıl bulacağımızı biliyorum.
I know how you're gonna find her.
- Bunu nasıl bilebilirdim?
- How would I know?
- Nasıl büyütüldüğümü?
How I was made.
Tanık'ı nasıl öldüreceğinizi söyleyebilirim.
I can tell you how to kill the Witness.
Nasıl bulacağımızı biliyorum.
I know how!
Her gün, gerçek bir aile gibi olsak nasıl olurdu diye merak ederek uyanıyorum.
Every day, I wake up wondering... what our family would have been like... if we had the chance to actually be one.
Nasıl olacağını sorabilir miyim?
Am I allowed to ask how?
Yapbozun parçaları gibi ama nasıl denk gelirler bilmiyorum.
It's pieces of a puzzle and I don't know how they fit.
Tüm bunlara nasıl dahil olurum.
How do I fit into all this?
Sonradan asla gerçekleşmeyecek olsa bile nasıl olsa yine de anlayacağım.
Even if afterwards it will never have happened... somehow for me, I'll still know.
Tanığı nasıl öldürebileceğinizi söyleyebilirim.
I can tell you how to kill the Witness.
Ve ironi şey şu ki Ona nasıl ateş edeceğini ben öğrettim.
And the ironic thing is I taught her how to shoot.
Buraya nasıl geldim?
How am I here?
Onu nasıl bulacağımızı biliyorum.
I know how to find him.
Çocukları görmeden nasıl yaşarım bilmiyorum.
I don't know how I'll survive without seeing the kids every day.
Nasılsın?
How are you, amigo? Can I get you something?
Nasıl yardımcı olabilirim?
What can I do for you?
İşe nasıl alındığını bile bilmiyorum.
I don't even know how she got hired.
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum.
I know how this sounds.
Aşırı güç kullanan polis hakkında yazı yazdım, nasılsa Reggie suçlandı.
I wrote a story about a cop using excessive force, and somehow Reggie gets blamed.
Genelde evlere kızları olmam için götürülmem. Nasıl bir lütuf olduğunu ve ne çok duyguyla dolduğumu bilemezsiniz.
I'm not usually brought into a house to be a daughter, so you can well imagine what a blessing this is and how much my heart is lifted.
Nasıl olmasın?
I've had some qualms myself.
Nasılsa hatırlayacağınız kadar kalmayacağım.
I won't be here long enough for you to remember.
Buna nasıl iyi bir gece dersiniz? Hayatımın en kötü gecesi olduğunu biliyor olmalısınız.
How can you call it a good night when you know this must be the very worst night I've ever had?
Buraya sadece bu hatanın nasıl yapıldığını anlamaya geldim.
I just came over to find out how the mistake had occurred.
Davranışlarının nasıl olacağını görmek için bir hafta deneyelim.
I propose we give her a one-week trial to see how she behaves.
Nasıl söyleyebilirim?
I'm not sorry.
Size nasıl faydam olacağıyla ilgili aklımda bir liste hazırladım.
I've been making a list in my head of all the ways I might be useful to you both.
Nasıl yardımcı olabilirim, sayın Büyükelçi?
How can I assist you, Mr. ambassador?
Bu çocuğa nasıl erkek olunacağını öğretmeye çalışıyorum ama sen onu mızmızlatıyorsun!
I'm trying to teach this boy how to be a man and you're babying him!
Acil durumlarda aranacaklar listesine nasıl girdiğini anlayabiliyorum.
I can see how you might become their "in case of emergency."
Sanırım kafandan geçenleri kontrol edememenin nasıl olduğuna dair yeni bir anlayışım var.
I think I have a new understanding of what it must be like to not be able to control what goes on inside your own head.
Aşağıda her şeyin nasıl işlediğini biliyorum sonuçta. Sadece...
I know how everything works down there, I just...