English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ N ] / Navel

Navel tradutor Inglês

246 parallel translation
Kadının gözleri bile gülümsüyor.
- She smiles with her eyes. - I don't care if she smiles with her navel.
Bana nargile, haşhaş ve Güzel Mama'nın göbeğini getirin.
Bring me hookah, hashish and the navel of La Belle Abbesse.
Karın ağrısı dışında da bazı acılar çekmen tarihi bir olay.
It's an historic event that you have been hit by spasms above the navel.
Midenden mermi çıkarılmasını mı tercih ederdin?
Would you rather be picking lead out of your navel?
Eğer fazladan delik istemezseniz.
Unless you want an extra navel.
Onunla yedi çocuk yaptık. Ve daha göbek deliğini bile görmedim!
I've had seven children with her and I've never seen her navel!
Spot ışıkları altında pis bir yerde şarkı söylemek çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?
Do you think I like singing in that sewer with a hot light on my navel?
Göbek düğmemi kaybettim.
- I lost my navel.
Karımın göbek düğmesini arıyorum.
- I'm looking for my wife's navel.
Eğer evde bir yerde göbek düğmesi bulursan, o bana ait.
And if you should find a loose navel floating around the house, it's mine.
Kayıp göbek düğmesiyle ilgili ne demiştin sen?
What was that about a loose navel?
İki eli de cebindeyken göbeğinin hizasından karşısındakinin hakkından gelebilir.
He could get you with both hands in his pockets. He could shoot with his navel.
Demek gerçekten ellerin cebindeyken ateş edebiliyorsun.
So you can shoot from the navel.
Göbek, sonsuzluğun işaretini kusursuz bir şekilde ifade etmelidir.
The navel must perfectly describe the sign of infinity.
Soytarılar onu göbeğinin ve bacaklarının arasından yakaladılar.
The Jesters grabbed him between his navel and his knees.
Elbiseleri bir elin büyüklüğünü geçmiyordu!
Standing on tiptoe he was able To rub noses with her navel
Zavallı küçük kızın göbek kordonu, tabi ki.
The poor wee lassie's navel string, of course.
Daha sonra, beni bile şaşırtan bir cerrahi beceriyle bıçağı çocuğa saplıyorum... ve karnına kadar ustaca yarıyorum, kumaş kesen becerikli bir terzi gibi.
Then, with a surgical skill that amazes even me, I fit in the knife... and slice elegantly down to the navel, just like a seamstress following a pattern.
İlk pozisyon, omuzlar sıfır, hep birlikte, karın seviyesinde.
First position, no shoulders, all together, at navel's level.
Göbeği yakından alalım.
Get in tight on the navel.
"Göbeğin merkezde."
"In the middle, your navel."
Karın bölgesine odaklanın.
Concentrate on the navel area.
O kadın gibi dergide orta sayfada resmim yok diye mi?
Why? Because I haven't got a staple through my navel like that centerfold?
Altın zincir, göbeğe kadar açık gömlek ve peruk yok!
No gold chains, no shirt cut to the navel, no toupee!
"Göbek çukurun, şarap dolu bir eşsiz bir kase."
Your navel is a bowl Well-rounded with no lack of wine
Göbek deliğinden çıkan yılana ne dersin?
- Or how about a snake coming out of your navel? Now, that's real popular!
Göbek deliğimden çıkan yılan.
A snake coming out of my navel.
Sana öyle bir araba ayarlayacağım ki dibin düşecek.
I'll fix you a ride that'll make your navel quiver.
Mermi, alt omurgadan girdi, ama kadın, boğularak öldü.
Bullet entered right of her navel and lodged in her lumbar spine, but she died of strangulation.
Ona yeni "toman" ınızı gönderdiğinizde öyle dememiştiniz ama.
That's not what you said when you sent him your navel.
"ROMAN", Baldrick,'toman'değil.
"Novel", Baldrick, not navel.
Roman veya toman, bana aynen "yedi bulaşamadığı ciğeri" gibi geliyor.
Well, novel or navel, it sounds a bit like a bag of grapefruits to me.
Sırtı pek ve omuzları da yuvarlak derin göbekli, şekilli kalçalı ve geniş karınlı ve gözkapakları gözbebeğini kapatmayacak Anka Kuşu'nunkiler gibi.
Her back is thick and she also has round shoulders deep navel, well-rounded hips and large abdomen And eyelids don't cover the pupils as those of phoenix don't
Bu tabanca göbeğine nişan alınmış durumda.
This revolver is pointing at your navel.
Burada dikili kaldım.
Ow! Right in the navel!
Babana bir fırsat ver de, dalağı yerine otursun!
Just give old Dad a chance to push his spleen back through his navel.
Bebeklerin, annelerinin göbek deliğinden çıktığını iddia etti.
He claimed that babies come out of their mother's navel.
Bir göbek kordonu.
A navel cord.
Kendi göbek deliğimi yakından incelediğimde ortasında düğme olan bir iliğe benzediğini fark ettim.
After a close examination of my navel I realized it looked like a button-hole with a sort of button in the middle.
Annemi öptüm ve düğmesi açılırken ne kadar acı çektiğini düşündüm.
I kissed my mother and thought of her suffering when they unbuttoned her navel.
Şu omuzlara, şu kalçaya bir bak ve her ikisinde de çiçekler açan şu göğüslere sıra sıra dizilmiş şu kaburgalara hele şu yumuşacık göbeğe ve tüm bunların arasındaki karanlık birleşmeye bir bak.
Look at the shoulders and hips, and the flowery bosoms on both sides of the breast, and the ribs aligned in pairs, and the navel in the belly's softness, and the dark sex between the thighs!
- Ne içersiniz? Bol köpüklü Dilber kokteyli
Fuzzy Navel blended nice and frothy.
Ben bir paçavra parçasıyım!
I'm navel lint!
Bu göbek. İkimizde var.
This is the navel.
Göbek deliğim hariç üzerimde hiç delik yok!
Not one hole except my navel!
Göbeğimdekini saymayayım mı?
So I shouldn't count the one in my navel?
Tamam, boyu yalnızca göbeğine gelen biriyle dansa gitmende ne var ki?
All right, so you dance with a guy who comes up to your navel.
Evet, sen de etiyle, saçıyla ve göbeğiyle bir insansın!
Yeah, you're human, with the flesh and the hair and the navel lint.
Karnının üzerinde bilye yuvarlardım annemin karnında... Göbeğine isabet ettirdiğimde bana beş dolar verirdi.
But I used to roll marbles on her stomach... my mom's stomach... and when I would hit the navel... she'd give me five dollars.
Göbeğine isabet ettirdiğimde bana beş dolar verirdi.
When I'd hit the navel, she'd give me five dollars.
- Göbek deliği yok mu?
- It has no navel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]