Node tradutor Inglês
304 parallel translation
Lenf boğumu yok olmuş, bağırsağı, midesine yapışmış durumdaydı.
His lymph node was removed. His stomach was attached to the duodenum.
Yeşilimsi lenf bezi...
Green lymph node...
Şebekeye eriştiniz.
You have access to the network node.
Federal Rezerv Transfer Kodu, Culpepper-Virginia. - Evet, tabi.
Federal Reserve transfer node, Culpepper, Virginia.
Ne zaman bir verteron düğümünden geçsek, titreşim sızıntıya neden oluyor.
Whenever we pass through a verteron node there's resonance leakage.
Bir kez daha verteron düğümleri ile kesişirse sonuçları Kardasya'dan hissedilir.
Once it intersects with a verteron node Cardassia will feel it.
Düğümlerden 50 metre uzak durmaya çalışacağım.
I'll stay 50 metres away from any node.
Sancak tarafında düğüm, yön 037 iz 7.
Node to starboard bearing 037 mark 7.
İskele tarafında düğüm, yön 030 iz 51.
Node to port, bearing 030 mark 51.
Yeni bir devre düğümü gibi görünüyor.
It looks like some kind of new circuit node.
Belki de düğümün kendisinden.
Perhaps it came from the node itself.
Her nereden geldiyse düğümle uğraşmamızı istemediği belli.
Well, wherever it came from, it doesn't want us messing with this node.
Tekrarlanan nod dizilimleri veritabanına işaret edebilir ama herhangi bir şey de olabilir.
Its repetitive node configuration might suggest a database. But it could be anything.
Yaşam bilgi taşımak için vardır.
Life is like a node which is born within the flow of information.
Ve test sırasında kolunda bir lenf boğumu buldum.
Bingo. And I found an axillary lymph node on exam.
Lenf boğumuna biyopsi yapacağım.
I get to biopsy the lymph node.
Dr. Carter, lenf boğumu biyopsisinde yardım edecekmişim.
Dr. Carter, they said you might need some help with a lymph node biopsy.
Çıkmaza girdiğiniz zaman nereye doğru gitmeniz gerektiği konusunda bir fikriniz olmak zorunda ya da geriye dönüp nereye gideceğinize karar vermelisiniz.
When you'd come into the node here... you had to have an idea which way you were going ahead of time... or you could sure get turned around as to where to go next.
Bu düğüm, Borg yönlendirme verisi ihtiva eder.
This node contains Borg navigational data.
Bir kontrol birimine benziyor bir çeşit güdüm sistemi.
It looks like a control node for some kind of guidance system.
Harry, O bir Borg dağıtıcı düğümü.
Harry, that's a Borg distribution node.
Öyle çok elektrik kullanıyorsun ki senin yüzünden hepimiz kanser olacağız.
You're already pulling so much juice, you got us living in a cancer node.
Lenf düğümü gibi.
Looks like a lumbar node.
Barbie'de bir lenf düğümü bulduk, biyopsiye yolladık.
We just biopsied an abnormal lymph node on Barbie.
ilk veri düğümünü yanınızda getirin.
Bring the first data node.
Asimile etmen için, bilgileri bu veri düğümünde topladım.
I have compiled information into this data node for you to assimilate.
Asimilasyon borucuğunu, giriş portu na sokarak enjekte et.
Inject the data node with an assimilation tubule- - this access port.
Seven'ın kronemetrik düğümüne girip, sibernetik implantların organizmasından ayrıldığı anı kesin olarak belirleyebilir misin?
Can you access Seven's chronometric node and pinpoint the exact moment her cybernetic implants disengaged from her organic systems?
Kaptan, direk olarak yukarıdaki hücreyi hedef alın.
Captain, target the power node directly above this alcove.
Muayenede sağ çene altı bölgesi dışında... ... herhangi bir yerde şişkinlik görülmedi.
Upon physical exam, no significant findings in the head or neck other than the enlarged node in the right submaxillary area.
Eğer mesajımızı anladıysalar, karşılık vermediler.
The cortical node's connected to the reticular node... Oh, now, don't look so gloomy.
- Negatif, dağıtma modunu aktifleştirdi.
- Negative, he's activated the dispersal node.
Şöylede söyleyebiliriz, dağıtma modunu aktifleştirdiniz.
We should say, YOU activated the dispersal node.
Sentezleyici sistemini geliştirmek üzere kullandığım bir güç düğümü.
It's a power node l used to enhance the replicator system.
Chakotay, Seven'ın kortikal sistemine doğrudan bir sinyal gönderebilir misin?
Chakotay, can you send a com signal directly to Seven's cortical node?
Veri düğümünde dokuzlu karo.
Nine of diamonds on a data node.
Buna göre gözyaşların birincil kortikal düğümünden kaynaklanan bir arızanın sonucu olarak ortaya çıkıyor.
According to this, your tears were the result of a glitch in your primary cortical node.
Kortikal düğümünüz arızalı.
Your cortical node is malfunctioning.
Korkarım kortikal düğümünde bulduğumuz arızanın sonucu.
I'm afraid it's a result of that glitch we found in your cortical node.
Düğüm kararsızlaşıyor.
The node is destabilizing.
Ve kortikal düğümüm düzenleme yapmazsa, öleceğim.
And without my cortical node to regulate them, I'll die.
Kortikal düğümüm zaman içinde kendisini onaracaktır.
My cortical node will repair itself in time.
Düğüm kendisini düzeltecek.
The node will correct itself.
Bir düğümü onarmaya çalışmak, faydasız bir çabadır.
Trying to repair a node would be a futile exercise.
Seven'ın yeni bir kortikal düğüme ihtiyacı var.
Seven needs a new cortical node.
Kortikal düğümü aksıyor.
Her cortical node is failing.
Kortikal düğümü mü?
Her cortical node?
Ona yeni bir düğüm bulursak, ölmeyecek.
Not if we find a new node.
Kortikal düğümünde görünen bir hasar yok.
No apparent damage to the cortical node.
Bir interlinke bağlı merkez.
An interlink node.
Kalkanları kaldırın.
The ocular node's connected to the sensory node