O adamlar tradutor Inglês
4,332 parallel translation
O adamların, benim arazimde kahrolası Meksikalılardan daha fazla işi olamaz...
Well, those people got no more business being'on my land than the damn Mexicans.
Sen müdahil olduğun için o adamları öldürttüm.
It was your intervention that got those people killed.
Baba. O adamlar kim?
Dad... who are those men?
O adamlar batan gemideki ihtiyar fareler gibiler.
Those guys are geriatric rats on a fucking sinking ship.
O adamların evime gitmesine izin verdin.
You let those guys go over to my house.
O adamları dövmen çok iyi oldu.
It's so cool you kicked that guy's ass. Isn't it?
Ve o adamların korumaları güreşçi gibi.
And that guy's bodyguards are built like wrestlers.
O adamlar için gereken düzenlemeyi çabucak yap.
Make arrangements for those guys quickly.
O adamlar kim onlar?
These men... who are they?
- Kimdi o adamlar?
- Who were those men?
O adamların ihtiyaç duymayacağı tek şey su.
That's the one thing these men don't need.
O adamları işten attıracağım.
I am going to make sure those guys are sacked.
- O adamları ben tuttum.
- Shh. - Those men, I paid them.
Şu an da elimizde sadece o adamlar var.
Right now, those men are all we have.
Arada sırada o adamların kaçabildiğini görmek istemez miydin?
Don't you like to see these guys get away with it, once in a while?
Ama ben o adamları senden daha iyi tanıyorum.
But I know those men above better than you.
Sana yanıldığını kabul ettiren dışarıdaki o adamlar için de.
Those men out there, they made you admit you were wrong.
En iyi bağlantılarınızla konuşun. O adamları bulun.
Check your primaries, find those shooters.
Oğlumu vuran o adamların acı çekmelerini istiyorum.
These men... who shot up my son... I want them to suffer.
O adamlar beni korkutuyor.
Those men scare me.
O adamlar zaten ölüydü.
Those people were already dead.
O adamlar, yapmalarını söylediğim diye senin için her sabah işe geliyorlar.
Those men show up every morning for you because I tell them to.
Seni içeriye alan o adamlar var ya, davetli olmayanları vurmak için buradalar.
And those guys who let you in, they're here to shoot anyone who isn't invited.
O halde neden buradaki bütün bu adamlar tamamen yabancı biri için hayatlarını ortaya koyuyorlar?
then why are all the men in this room willing to lay down their lives for total strangers?
O adamlar tehlikeli.
We're gonna go walk in?
Dediklerine göre New Orleans Polis Departmanı'na sızmış bir adamları varmış,... senin de bir şekilde bu işin içinde olduğunu söylediler ve Joe'yu...
- That's how this happened. - What? They were saying that they had an inside man at the N.O.P.D., and they were adamant that you were somehow involved and were gonna turn in Joe...
Senin o geri zekalı kuzeninin sigara dumanından adamlarıma kanser bulaşmasa iyi olur.
You better hope my kid don't catch cancer from your dumb fuck cousin's cigarette fumes.
Dostum, o kadar parayı riske atıyorsa, yanında sert adamlar olması gerek.
Mate, with that amount of money at stake he'll have to bring some serious muscle to the table.
O gece Redwater nehrinden çıktıktan sonra ben Ranger Morales ve adamları geri döndü.
After I came out of the Redwater Bayous that night, Ranger Morales and his men went back in.
Ve o sigortalı adamlar...
And those insurance guys..
Adı zaten "Kızgın Adamlar", o yüzden...
Oh... Well, it... it's called "angry men," so...
Tüm bunun suçlusu o sucu adamlar.
Those watermen are the ones to blame for all this.
O zaman canını yakan adamlar hakkında bir şey sormak istiyorum.
I want to ask you a question about those men that hurt you way back then.
Bugün de adamlar, o ticaret gemisine saldırırken ölecekler ve hepsinin bir yalan için olduğunu bilmeyecekler.
Men are going to die today attacking that merchant ship out there and they'll die not knowing it was all based on a lie.
Bunların hepsi o gece odunların oradayken başladı, Bana çok güçlü tıp adamlarıyla akraba olduğunu anlattı.
The night before all this started, in the woods, he told me he came from a long line of powerful medicine men.
Nasıl oluyormuş o? Buraya sadece iki tip adam gelir, biri küreğini kapıp gelenler diğeri ise iş planları olan adamlar.
Only two types come up here, the guy with the shovel,
Ama bu hareketlerine devam etmeye niyetin varsa şimdiden birbirimize veda etmemiz gerek çünkü bu adamların seni bir çadıra atıp o iğrenç şeyleri yapmalarını kaldıramam.
But if you're intent on following this course of action, then I suppose we should do our farewells now because I don't think I can stomach watching the men throwing you into that tent as well and having their way with you,
Belki o ve diğer 6 adam için verdiğin kararı etkileyebilir bu durum. Kaptanımız bu adamları kendi kardeşleri gibi görüyor o yüzden böyle bir harekette bulunmak onun öfkesini pek dindirmeyecek.
A factor I hope you considered before you decided that he and six other men who stood by our captain in his darkest hour, men he considers his brothers, be lumped into the cost of assuaging your offense in this matter.
Sonra bir gün, adamlarınla birlikte seni o siktiğimin denizine dökeceğim.
You'll get comfortable. And that's the day I'm gonna push you and your men right into the fucking sea.
Adamlarını topla o zaman, Francesco.
Gather your men, then, Francesco.
Sonra içeri girdiklerini gördüğüm anda o konut baskınını yapan adamlar olduklarını fark ettim.
At which point I saw them go inside and recognized them as the... same men from the home invasion.
O ünlü adamların çoğu beni sevmez, gıcık olur. Mesleğe başladığımdan beri bir sürü iyi eleştirim yazıldı da ondan.
A lot of these big guys... they don't like me, they got it in for me because I got a lot of good write-ups since I started out.
O konuyla ilgilenecek adamlarım var.
I have my own men to deal with that.
Adamlarımız içeri girerken o çatıya doğru gidebilirdi.
He could have gone to the roof when our men were moving in.
O korkutucu adamlar bizi koruyorlar bebeğim.
Those scary men are protecting us, baby.
İçeri giriyoruz, o orospu çocuğunun adamlarıma tekrar ateş etmesine izin vermem.
We go in, I'm not giving that son cf a bitch a chance to fire on my men again.
O yüzden gelip sizin adamlarınızla konuşma konusunda kendimi rahat hissetmedim.
So, no, I did not feel comfortable going to talk to your people.
O adamların kuralları vardır.
These guys have rules.
Ama o sabah, Franklin'in adamlarından birini gördüm.
But on that morning, I noticed... I noticed some of Franklin's boys were hanging out.
Sırf o koltukta oturuyorlar diye adamlarına sataşıyorlar. Zayıflık bu.
They're picking on your men because they're just sitting there, weak.
O gün adamlar öldü.
Men died that day.